Şevki Yılmaz İstanbul Sözleşmesine Ateş Püskürdü

20. Dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesine isim vermeden ateş püskürdü. Sözleşmeyle getirilmek istenen sistemi sert sözlerle eleştiren Yılmaz, “Yahu ne zaman pezevenkliği siz medeniyet yaptınız.” diyerek, “Kadının hukukunu Avrupa’da arayanlar ahmaktır” dedi.

Rize’nin manevi dinamiklerinden ve kanaat önderi Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi ölümünün 10. yıl dönümünde Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen programla anıldı.

AK Parti Rize İl Başkanı İshak Alim, Rize İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman, Rize İl Müftüsü İsmail Yalçın, Trabzon İl Müftüsü Osman Aydın, Reisü’l Kurra Vekili Şeyh-ül Kurra Mustafa Demirkan, Rize İrşad Vakfı ve Zavendikli Mustafa Hoca Kur-an Kursları Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Ali Saruhan, Rize İrşad Vakfı Müdürü Kadir Kara, AK Parti Güneysu İlçe Başkanı Mehmet Akif Karslı, MÜSİAD Rize Şube Başkanı Recep Taylan, İl Müftü Yardımcıları Naci Çakmakçı ve Abdullah Köseoğlu, ilçe müftülerinin de katıldığı anma programında bir konuşma gerçekleştiren 20. Dönem Rize Milletvekili Şevki Yılmaz, Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi’den övgüyle söz ederek başladığı konuşmasında, “Güzel ahlakını imrendiğim, buradaki belediye başkanlığı hizmet dönemimde devamlı duasından, tavsiyelerinden yararlandığım, soyadıyla müsemma, Rizemizin yıldızlarından, kanaat önderlerinden, gerçek mürşit, gerçek bir iman Zavendikli Mustafa Efendi Hazretlerinin vefatının 10. Yılında onu anmak, talebelerinin talebelerinin icazet merasiminde bulunmak üzere bugün bir araya geldik” dedi.

Yılmaz, konuşmasının devamında ise “Ne günlerden ne günlere geldik. Baskılar bizi durduramadı. Eskiler çilesini çekti. Hainlerin hepsi yenildi ve yenilecek. İslam dimdik ayakta. İbrahim suresinde ne diyor: Allah’ın nurunu söndüremezler boşuna uğraşmayın. Allah’ın nurunu söndürmek için de plan da yaparlar. Planları dağları oynatacak olsa da tutmayacak diyor Allah. Dağları yerinden oynatacak plan da yapsalar Allah’In Kur’an-ı kıyamete kadar muhafaza altına alınmıştır. Şimdi bütün hafızları yok etseler, şehit etseler Kur’an disketlerdedir, cd’dedir, internettedir. Geçti bor’un pazarı. Kıyamete kadar Kur’an-ı yok etme şansları yok. Kimse hiçbir düşmanın hiçbir kafirin. Kur’an okunsun diye geldi. Neden Allah’ın bize gönderdiği mektuptur. 100 senedir bu mektubu ihmal etmemizin bedellerini ödüyoruz. Hiç insan merak etmez mi, Yaratıcım bana ne mektup gönderdi. Bu mektubu okumamamız için, bu mektubu öğrenmememiz için devrimler adı altında bu ülkede devrimler yapıldı. Tarihi harflerimizi bunun için kaldırdılar. İnönü’ye sordular “Ya bir milletin harfleri kaldırılır mı Dünya’da örneği yok bu vahşetin”. Ne Japonca kaldırıldı ne Çince. 40 bin alfabeliktir. Dünya’nın en büyük, en güçlü devletini kuran bir milletin harflerini kaldırıyorsunuz? Cevabı düşündürücü. Bu millet Kur’an-ı anlamasın diye harfleri kaldırdık. Başardılar mı asla başaramazlar. Çünkü bu Kur’an-ın muhafızı Allah’tır.” ifadelerini kullandı.

Kur'an öğrenilmesin diye ilkokulların 8 yıl kesintisize çıkartıldığını kaydeden Yılmaz, "Ne çileler çekildi Kur'an'ın bugüne kadar ulaşması için. 28 Şubat’tan sonrakine bakın. Eskileri biz görmedik ama bu zulmü 28 Şubat içinde gördük. Ne zulümler Kur'an'a yasak koymak için, Kur'an öğrenilmesin diye ilkokulları 8 yıl kesintisize çıkarttılar ki çocuklar hafızlık yapmasın, 8 yaşından sonra 15 yaşına geçmiş kişi hafız olmaz diye, meslek okullarını bile bizim yüzümüzden katlettiler. İmam Hatip okullarının temeline dinamit lokumu koymaya kalktılar. 10 yaşından küçük çocuğa imam Allah'ın kitabını öğretirse o imama 3 yıl hapis cezası getirdiler. 2 yıl vermiyor 2 yıl verse belki memuriyetine imam olarak dönecek ölene kadar imamlık hakkını ortadan kaldırmak için 3 yıl ceza getirdiler. Tuttu mu tutmadı. Bin yıl savaşacağız diyorlar bin yıl. Öyle diyorlardı o 28 Şubat Batı Çalışma Grubu, yani bermuda çetesi grubu, nerede o çete şimdi. Bin yıl sürecek diyordu Çevik Bir. Sen neredesin Çevik Bir, ben Rize'deyim şimdi. Çatlasanız da patlasanız da Allah’ın nurunu bu ülkede kimse söndüremeyecek. Aslında hastaya kızılmaz mikroba kızılır. Onlar da mikroplandılar bu çarpık eğitim sistemi yüzünden. Batı eğitimi onları da batırdı. Onlar içinde en büyük ilaç, hepimiz için de en büyük ilaç Kur’an-ı hayat kitabı yapabilmek. Kur’an bir reçetedir. Kur’an ölüye indirilmiş bir kitap değildir. Kabirle hiçbir alakası yoktur. Kur’an ölmüş kalpleri diriltmeye gelmiş bir kitaptır.” şeklinde konuştu.

Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Karaman’a program için salonu tahsis etmesi nedeniyle de teşekkür ederek, “İşte üniversite salonundayız. Değerli rektörüme gerçekten teşekkür ederim bu salonu tahsis ettiler. Ne günlerden ne günlere. 20 sene evvel olsaydı bu tören hepimiz hapisteydik rektörle beraber. Nimetlere şükredin. Nimetlere şükretmezsek Allah azabını getirir. Şimdi bir bir yasakların kalktığı bir dönemdeyiz.” Diye konuşurken Yılmaz’ın bu sözleri alkış aldı.

Dünya’nın en şansız insanının Dünya ve içindekileri severken yaratıcısı Allah’ı sevmeden ölen insan olduğunu kaydeden Yılmaz, Allah sevgisinden sınıfta kalındığını ifade ederek, “Allah kanunlarını bıraktık Avrupa kanunlarını tercih edince işte rezili rüsva olduk. Yeniden bu kitaba dönmeye mecburuz.” dedi.

Yılmaz, Allah’ın Resulunu tanımayanları tanımadıklarını ve tanımayacaklarını belirterek, “Bu ne saygısızlıktır. Daha bu iktidar gelinceye kadar İlahiyat Fakültelerinde doktora doçent hazırladıkları tezinde Hz. Muhammed A.S. diyen hocanın tezi reddediliyordu. Saygısızlık yapacaksın ki Peygamberimize doktor olacaksın. Ne diyecekmişim ‘Muhammed’ diyecekmişim. ‘Hz. Muhammed’ dedin mi tezin reddediliyor. O sizin babalarınızdan biri değildir. Birbirinizi çağırır gibi O’nu çağırmayın. Bu ne saygısızlıktır. O hocalar hiç utanmayacak mı Resulullah’ın yüzüne bakmaya o gün. Saygısız. Televizyona çıkıyor ‘Muhammed dedi ki diyor’ babasının oğlu. Haşa. Dese ki ona Yaşar ne var ne yok Yaşar. Ben Yaşar mıyım bana hocam de profesörüm. Muhammed kelimesini tek başına kullanmak yalnız Allah’a mahsustur, O diyebilir.” diye konuştu..

Yılmaz, Masonların Müslümanları yıkmak için faaliyetlerini aralıksız sürdürdüklerini vurguladığı konuşmasının devamında aile kavramına dikkat çekerek Masonların aileyi yıkmak için çalıştıklarını kaydederek, “Şimdi aileden bizi yıkmak için yeni oyunları Masonlar ortaya koydular. Bazı kardeşlerim de bu oyuna düşüyorlar. Bizde kadın erkek ayrımı yok hepsi ailedir. Aile, kadın erkekten meydana gelmiştir. Domuzun bile kabul etmediği ahlaksızlığı teşvik eden bir felaket eskiden de vardı ama artırılarak devam ediyor. Bizle çok savaş ediyorlar. Sadece Suriye’deki olay değil ahlak savaşından daha tehlikeli bir savaş yok. Aklımızı başımıza alacağız. Kadının hukukunu Avrupa’da arayanlar ahmaktır. Açık ve net konuşuyorum. Avrupa kim. Terbiyesizlere bak ya. Avrupa’da kadın hakkı arayacaklar. Kadın hakkı dediğiniz Avrupa’da var mı bana sorun.” dedi ve kadına haklarını İslam’ın verdiğini örneklerle anlattı.

Yılmaz, aile yapısının bozulması için olabildiğince büyük bir felaketin yaşandığı ifade ederek, şunları kaydetti: “Şu hale bak ya. Kızın diyor eve dostuyla gelirse saygılı olacaksın. Vay vay vay. Bir de çay ısmarlayalım kavata öyle mi? Allah ıslah etsin ya. Kadın diyor bir dostunu eve getirdi sakın ha kadına el kaldırma hapse girersin diyor. Yahu ne zaman pezevenkliği siz medeniyet yaptınız. Allah’tan korkun ya. Açık ve net konuşuyorum. Derdim olduğu için şehir şehir geziyorum bütün Türkiye’de. Aileyi ayakta tutan erkek kadın birliğini dinamitlediğiniz zaman devlet olmaktan tarihe gömülürsünüz. Onun için savaşın şekli 100 senedir değişti aileden bizi yıkmak istiyorlar: Aile olmadan devlet olur mu? Tarihçi İbn-i Haldun ne diyor: Güçlü devletler güçlü milletlerden, güçlü milletler de temeli sağlam ailelerden meydana gelir. Bu medya ne yapmak istiyor bu ülkede ya. Dizilerine varıncaya kadar ahlaksızlık, yuva yıkmak. Peygamber Efendimiz hayanız giderse ne yaparsanız yapın buyuruyor. Bir milleti ayakta tutan hayadır, edeptir. Onun için insan hakları olacak insan hakkı. Hayvan hakkı, ağaç hakkı. Hak, Allah’ın ismidir Allah’tan başkasına Hak değildir. Hukukumuzu Allah belirler. Yeniden Kur’an’ın gölgesinde, Resulullahın ahlakının gölgesinde büyük bir Türkiye inşaası için yola çıkmış Tayyip Erdoğan kardeşime ve yardımcılarına Allah’tan burada yardım diliyorum.”

Yılmaz, Zavendikli Mustafa Yıldız Hoca Efendi Kur’an Kurslarında hafızlıklarını tamamlayan ve icazet merasimiyle hafızlığa adım atacak Kur’an bülbüllerinin kendisini çok mutlu ettiğini ve Merhum Zavendikli Mustafa Hoca Efendi’nin de çok mutlu olduğunu düşündüğünü kaydederek Kur’an bülbüllerinin sayılarının artmasını diledi.

İLGİLİ HABERİMİZ

Zavendikli Mustafa Yıldız Hocaefendi Rize’de Anıldı