Hac, yeni bir dünya inşa etmemizi sağlayabilir…
Bütün dünyayı “hücrelerine” kapatan “korona hapishanesi”, Müslümanların cemaatle ibadetlerine büyük darbe vurdu. Cemaatle namazlar iptal oldu: Camiler boşaldı, öksüz kaldı.
En büyük darbeyi Hac ibadeti yedi: İki yıl Hac ibadeti yapılamadı. İslâm tarihi boyunca Hac ibadetinin yapılamadığı zamanlar çok azdır, nadirdir.
İki yıl üst üste Hac ibadetinin yapılamaması bütün Müslümanları hüzne boğdu.
Bu yıl, Hac ibadeti yeniden başlatıldı, Kabe’nin kapıları bütün Müslümanlara sonuna kadar açıldı. Müslümanlar Kabe’ye akın etti heyecanla, coşkuyla dünyanın dört bir tarafından... İki yıllık ayrılık bitti nihayet ve bütün Müslümanların yüzü güldü.
İBADETLER İKİ DÜNYA İNŞA EDER
Ukbaya açılarak dünyaya bakmak…
Ukbaya yönelerek bu dünyaya çekidüzen vermek…
Ukbaya akarak, ukbaya bakarak bu dünyayı anlamlı kılacak, bu dünyada hakkı, hakikati, silmi selameti, sulhü adaleti hâkim kılacak derinlikli, uzun soluklu bir biliş, buluş ve oluş yolculuğuna çıkmak…
Müslümanların bütün ibadetleri, ukbaya, âhirete, Allah inancına ayarlıdır. Müslümanların hayatlarını ukbaya, âhirete, Allah inancına ayarlamaları bu dünyada kul hakkına, haram helal ölçülerine, adalet ilkesine riayet ederek huzur ve barış dolu bir hayat kurmalarını mümkün kılar.
Bütün ibadetler âhirete ayarlıdır, uzağa kilitlenmiştir: En zoru kolaylaştırmak, en uzağı yakınlaştırmak, en olmazı oldurmak için.
Ne büyük bir nimet bu.
Ne büyük bir lütuf.
İbadet, ubûdiyet yani kulluk vazifesidir.
Kulluk yani ubûdiyet, en yüce makamdır. Mabud’a kul olamayan mahlûka köle ve oyuncak olur. Mabedini yitiren nefsini, dünyayı, gelip geçici her şeyi mabud beller, özünü, özgürlüğünü yitirir.
Bütün ibadetler, insanı insanın özüne ve özgürlüğüne götüren çok katmanlı ve çok anlamlı biliş, buluş ve oluş yolculuklarıdır…
Bütün ibadetler, mü’mine, iman etmiş kişiye, emaneti üstlendiği bilincini kazandırır, yeryüzünde emniyeti ancak mü’min kişinin teminat altına alabileceği gerçeğini ifşa eder.
Bütün ibadetler, kişinin hem bu dünyasını, hem öte dünyasını imar eder hem de kişinin ahlâklı, şahsiyetli, asil ve âdil bir karaktere sahip olmasını mümkün kılar.
İbadetler, hayata anlam katan, hayatı anlamlı kılan, daha insanca, daha âdil, daha kardeşâne bir dünya inşasını teminat altına alan uzun soluklu, çok katmanlı yolculukların adı ve adresidir.
HACCIN ÇOK KATMANLI ANLAM DÜNYASI
Hac, anlam dünyası çok zengin bir ibadet.
Dahası, hem dünyevî hem de uhrevî boyutları çok güçlü olan bir ibadettir Hac.
Müslümanların hem dünyalarını hem de ukbalarını kuşatan bir yolculuk.
Hac, kişinin hem Rabbiyle, hem de Efendimizle ve sahabeleriyle, hem İslâm tarihinin bütün belli başlı duraklarıyla, dönüm noktalarıyla, hem de Müslümanların birbirleriyle biliş ve tanış olmalarının, buluşmalarının, oluş yolculuğuna çıkmalarının yol haritasını sunar mü’minlere.
Hem ukbayı hem de dünyayı inşa yolculuğunun yol haritasını sunar Hac tıpkı diğer ibadetler gibi. Dolayısıyla bu dünyada emin bir şahsiyetin, güvenilir bir şahsiyetin, emaneti üstlendiği bilincine eren ve hayatına ona göre çekidüzen veren muhlis, muhsin, muttaki bir şahsiyetin inşasının şifrelerini verir bize Hac ibadeti.
Mahşerin provası, ölmeden önce ölümü bütün boyutlarıyla duymanın, hissetmenin alıştırmasıdır Hac.
Hac, tevhid’in her anlamda ve her düzeyde ete kemiğe bürünmesi.
Bütün Müslümanların sadece Kabe’nin etrafında tavaf ediyor olmaları, hem tek Rabbe yönelmenin, yani tevhid akîdesinin çok güçlü göstergesi hem de bütün Müslümanların tek yürek tek bilek olmalarının ifadesi vahdetin, ittihad-ı İslâm’ın çok anlamlı ve çok katmanlı işareti.
HAC’DA YENİ BİR DÜNYA İNŞA ETMEK!
Haccın hakkıyla ifa edildiğini söyleyebilir miyiz?
Ne yazık ki, hayır!
Hac farizasını ifa ederek yeni, tertemiz bir hayata başlamaya niyetlenen insanlar, Haccı, bizde olduğu gibi âhir ömründe değil, Malezyalılarda olduğu gibi en erken yaşlarda ifa etmeye başlamalı.
Haccı, taze, tertemiz bir hayatın, yeni yolculukların başlangıcı olarak görmek ve hayata ona göre çeki düzen vermek çok güzel bir davranış. Bu davranış, hayatımızı yeniden inşa etmemiz için çok güzel bir imkân olarak görülmeli. Ve Hac ibadeti, yeni, yaşanabilir, Müslümanca bir dünyanın inşasında kilit rol oynayacak büyük bir tanışma, bilişme, buluşma imkânı olarak değerlendirilmeli.
Benim önerim şu: Hac mevsimi, diriliş mevsimi olarak düşünülmeli ve Hac’da Müslümanların bütün meselelerini masaya yatırarak istişare edecekleri çok güçlü entelektüel, kültürel, sanatsal projeler geliştirilmeli ve atılımlara gerçekleştirilmeli.
Müslümanların düşünürleri, âlimleri, yöneticileri, önderleri Hac’da her yıl Müslümanların düşünce, bilim, sanat, ahlâk, siyaset, iktisat, teknoloji sorunlarını ve projelerini konuşacakları, istişare edecekleri, tartışacakları, çözüm yolları bulacakları muazzam bir fikir alış-verişi yapacakları işleyen, işe yarayan güçlü, köklü, kapsamlı istişare meclisleri inşa etmeli.
Bu söylediklerim burada kalmamalı, mutlaka hayata geçirilmeli.
Bu söylediklerimi şimdi kimse hayata geçirecek ne mecale, ne ruha sahip, dediğinizi duyar gibiyim. Bunları er ya da geç MTO talebeleri, MTO kuşakları hayata geçirecekler Allah’ın lûtfu ve keremiyle…
İki yıldır dünyayı kasıp kavuran, insanlığı korona hapishanesine hapseden koronavirüs illeti, bizim Hac üzerinde de yeniden silbaştan ve derinlemesine düşünmemize vesile olmalı, diye düşünüyor, bütün okuyucularımın mübarek kurban bayramlarını
en kalbi duygularımla tebrik ediyor, hac yapan hacılarımızın hac ibadetlerinin kabul edilmesini Rabbimden niyaz ediyorum.
Vesselâm.