AK Parti'den İpekçi'ye flaş teklif !
Ünlü Modacı Cemil İpekçi Söz Sende'de Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı. AKP'nin kendisine Belediye Başkanlığı teklif ettiğini ama kabul etmediğini söyleyen ünlü modacı,Soner Yalçın hakkında da çok tartışılacak açıklamalar yaptı.
KENDİMİ İKİNCİ SINIF HİSSEDİYORUM”
Balçiçek İlter'in daha önce sarfettiği “Aynada gözlerim soruyor. Bu kadar savaşa değer miydi diyorum. Değmezdi. Bugünkü aklım olsa Türkiye'ye dönmezdim.” sözlerini hatırlatması üzerine İpekçi “Evet, dönmezdim. Bu ülkede kendimi ikinci sınıf gibi hissediyorum. İnsanlar yüzüme gülüyor, çok sevenim var ama kendi muhitimde kendimi öyle hissediyorum.” dedi.
“YURTDIŞINDA OLSAM POLİTİKAYA GİRMİŞTİM”
İpekçi sözlerine söyle devam etti: Mesela Hollanda'da ya da Belçika'da yaşasaydım kesinlikle politikaya girmiştim. Burda türbanlı insanları bile meclise almıyorlar, bir eşcinseli mi alacaklar? Bizim ülkemizde nerde o demokrasi? Bin tane kulp takarlardı, ömrüm azap içinde geçerdi.
“AK PARTİ'DEN BELEDİYE BAŞKANLIĞI İÇİN TEKLİF ALDIM”
Balçiçek İlter'in “Siyasi partilerden hiç teklif gelmedi mi?” sorusu üzerine İpekçi, AK Parti'den Türkbükü belediye başkanlığı için teklif aldığını ancak kabul etmediğini söyledi. İpekçi : “AK Parti'yi yargılayabilirsiniz ancak şunu unutmamak lazım. Bu parti yüzde 51 ile geldi ve birçok sosyal demokrattan da oy aldı. CHP'liler ise bırakın bana adaylık teklif etmeyi beni gördükleri yerde kaçıyorlar." diye ekledi.
"SONER YALÇIN'IN İÇERİ GİRMESİNE ÜZÜLMEDİM"
Bir türlü affedemediğim, gönülü kırmış insanlar var. Keşke affedebilsem. Bunlardan bir tanesi de Soner Efendi. "Efendi" diyorum, "Bey" koyamayacağım başına. Kendisi bir yazar olabilir, onu okuyanlar sevenler olabilir ama ben bir yazarın yazarken çok dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum... Soner Efendinin içeri girmiş çıkmış olması beni üzmedi. Evet suçu belirlenmemiş insanların tutuklu yargılanmaları adaletsizlik. Türkiye'deki en büyük yanlışlardan bir tanesi bu... Soner Yalçın'ın bir insan olarak içeri girip kalması adalet bakımından doğru değil. Ama çıktığında da o kadar sevinmedim. Çünkü benim gönlümü çok kırdı.
"HİÇ ALAKASI YOKKEN SABETAYİST İLAN EDİLDİK"
Efendi kitabında benim babamı doktorken mühendis yaptı, benim Hasan dedemi sabetayist yaptı. Dedem Safranbolulu Bektaşi bir adam. Teyzem Leyla Gencer'i sabetayist yaptı. Hasan Beyin oğlu diye erkek kardeşini yazarsan, anneannem 4 kız kardeşken 1 tane yazarsan, ve sabetayizm diye bir olayı hedef diye gösterirsen doğru olmaz. Hiçbir alakası yokken anne tarafımı sabetayist ilan etti. Bu yüzden bizden 2 kişi çok önemli bir makamdayken işini kaybetti, kızağa alındılar. Sabetayizmi öyle bir anlatıyor ki... Sabetayizmi yargılamak için önce herkes 500 yıl önceyi bir araştırsın. 500 yıl önceki olayı biliyorlar mı? Bu efendi 500 yıl evvelini bir araştırsın. 500 yıl önceki büyük babasını, anneannesini biliyor mu? Bu beyefendi nereden döndü acaba? Merak ediyorum.
"SONER YALÇIN'IN ÖZRÜNÜ BİLE KABUL ETMEM"
Biz Soner Yalçın'ın kitabı yüzünden tehditler aldık. Ben doğuştan Tokay soyadlıyım. Teyzem manevi evlat olarak aldığı için soyadım İpekçi oldu. Büyükbabam Mahir Tokay, Abdülhamit'in doktoru, 1. dünya savaşında fermanla gidip beraatla dönmüş. Kasımpaşa Hastanesinde başhekim olmuş. Türkiye'deki ilk Güzel Sanatlar Akademisinin anatomi hocası, gurur duyuyorum. İpekçi olmakla da büyük şeref ve gurur duyuyorum. Bu memlekete İpekçiler, bilimi, sanatı, sinemayı getirmiş. Keşke Efendi'nin sülalesi de bu kadarını getirebileydi... Ben bundan sonra Soner Yalçın'ın özrünü bile kabul etmem.