AK Partili Eski Milletvekili Prof. Dr. Öztürk: “Andon suyu derhal mühürlenmeli ve içime kapatılmalı"
Rize’de merkeze bağlı Andon olarak bilinen Küçükçayır Köyünde "Ilıca suyu" olarak bilinen ve bazı kesimlerce faydalı olduğuna inanılarak kullanılan suda; Andon’un turizm destinasyonu içerisine alınmak istenmesi ve Andon Ilıca Suyunun da bu destinasyonun kapsamına dahil edilmek istenmesi üzerine Rize İl Sağlık Müdürlüğünden Andon Ilıca Suyunun denetleme raporu talep edildi. Bunun üzerine Rize İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığınca sudan numune alınarak detaylı analiz yapılması için Trabzon Halk Sağlığı Laboratuvarına gönderildi. Dünya Sağlık Örgütü'nün içme suyunda izin verdiği arsenik sınır ölçüsü 10 mikrogram/litre iken analiz sonuçlarına göre Andon ılıca suyunda arsenik oranı 273,43 olarak ölçüldü. 250 mikrogram/litre olması gereken sülfat oranı ise 496,37, sodyum oranı 200 mikrogram/litre olması gerekirken 373,12, mangan oranı ise 50 olması gereken yerde 624,17 mikrogram/litre olarak ölçüldü. Değerlerin normalden kat be kat fazla çıkması üzerine Rize Sağlık Müdürlüğünce suyun kullanımının sağlık yönünde uygun olmadığını belirten uyarı yazısı suyun yanına asıldı. Ancak uyarı yazısı yerleştirilmesinin üzerinden 48 saat geçmeden vatandaşlar tarafından yerinden söküldü. Rize İl Sağlık Müdürlüğü suyun içindeki mineral değerlerin bozulmadan Andon Ilıca İçme Suyunun içindeki arseniğin temizlenerek yeniden vatandaşların kullanımına kazandırılması ve arıtılması çalışmalarının başlatılması için Sağlık Bakanlığından talepte bulunuldu. Bunun üzerine hangi tür arıtma sisteminin kullanılacağına dair Bakanlıkça uzmanlar tarafından inceleme ve çalışma başlatıldı.
Bir anda Türkiye’nin gündemine oturan bu gelişmeler üzerine Kimya Yüksek Mühendisi ve Öğretim Üyesi aynı zamanda AK Parti 23. Dönem Hatay Milletvekili ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Emekli Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, yaptığı açıklamada, arsenik ve manganın sağlık için çok tehlikeli kimyasallar olduğunu kaydederek, “Bu hayrat suyu derhal mühürlenmeli ve içime kapatılmalı. Bu bölgedeki kuyu sularında Arsenik ve Mangan analizleri yapılmalı.” dedi.
Arseniğin kanser yapıcı olduğunu ve arsenikli suyun deri, akciğer, mesane ve böbrek kanserine sebep olduğunu, manganın ise hamile kadınlarda kusurlu doğumlara neden olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Öztürk, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Rize'de yıllardır şifalı su diyerek içilen Andon ılıca suyunda normalden 27 katı fazla arsenik tespit edildi. Arsenik kanser yapıcıdır. WHO kriterlerine göre, içme suyunda arsenik konsantrasyonu 10 mikrogr/lt’den yüksek olamaz. Yeraltı suları, analiz edilmeden şifa diye içilmez. Arsenikli su, özellikle yeraltı suyunda bulunur, içme suyu olarak kullanıldığı zaman pikmentasyon değişikliği, deri kalınlaşması, nerolojik bozukluğu, adale zayıflığı, iştah eksikliği ve bulantı yanında deri, akciğer, mesane ve böbrek kanserine sebep olur.
Böbrek taşı düşürmede şifalı diye içilen su, böbrek, akciğer ve mesane kanserine neden olmakta. Olması gereken Arseniğin maksimum değeri 10 mikrogr/Lt iken ölçülen değer 273,43 mikrogr/Lt'dir. İnsanlar, yıllardır, şifa diye kanserli su içmişler.
Bu hayrat suyu derhal mühürlenmeli ve içime kapatılmalı. Bu bölgedeki kuyu sularında Arsenik ve Mangan analizleri yapılmalı. Levhanın 2021 yılında konması acı bir durum. Mangan konsantrasyonu maksimum 50 mikrogr/L olması gerekirken 624,17 mikrogram/litre ölçülmüş
Mangan hamile kadınlarda kusurlu doğumlara neden olur. Manganın azı sağlık için faydalı çoğu zararlıdır. Kuyu suyunun analizini bilmeden sağlıklı diye içmeyin” dedi.
Küçükçayır Köyünde ve çevresinde yeraltı suyunda arsenik ve mangan taraması yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, şunları kaydetti: “Bu süre içinde yeraltı suyu içme suyu olarak kullanılmamalı. Sınır değerlerinin üzerinde Mangan'ın sağlık üzerine etkileri: Baş ağrısı ve uykusuzluk, abartılı tendon refleksleri, hafıza kaybı, bozulmuş motor becerileri, psikiyatrik sorunlar, parkinson hastalığı gibi semptomlara neden olan geri dönüşü olmayan sinir hasarı, üreme sorunları. Sınır değerlerinin üzerinde manganlı su içildiği zaman sağlık üzerine zamanla etkileri; Göz sorunları, boğaz ağrısı, endişe, sinirlilik, uykusuzluk hastalığı, el titremeleri, abartılı refleksler, kas krampları.
Arsenik özellikle yeraltı suyunda çözünür halde bulunur. Renksiz, tatsız ve kokusuzdur. Arsenikli suya ‘Kralları Zehirleyen Su’ adı verilmiştir. Kralları zehirleyen arsenikli su, şifa niyetine içilmiştir.
Bölgede arsenik ve mangan içeriği yüksek suyun insan sağlığı üzerine negatif etkisini tespit etmek için böbrek, mesane ve akciğer kanser taraması yapılmalı.
Bölgedeki yeraltı suyunda arsenik ve mangan taraması yapılmalı, kirletici kaynak tespit edilmeli, kirlilik haritası çıkarılmalı ve çözüm yolları ortaya konmalı. Arsenik ve mangan sağlık için çok tehlikeli kimyasaldır.”
PROF. DR. MUSTAFA ÖZTÜRK KİMDİR?
Mustafa Öztürk, 9 Ağustos 1953'te Hatay Dörtyol'da doğdu.
Kimya Yüksek Mühendisi ve Öğretim Üyesi; İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'ni bitirdi.
Doktorasını İTÜ Çevre Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı.
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nde yardımcı doçent olarak göreve başladı. 1995'te profesör oldu. YTÜ Çevre Mühendisliği Bölümünde Çevre Anabilim Dalı Başkanlığı ve Çevre Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Gayri Sıhhi Müesseseler Kurulu Başkanlğı yaptı.
Çevre ve Orman Bakanlığı'nda Çevreden Sorumlu Müsteşar Yardımcısı oldu ve AB izleme çalışmalarında odak noktası olarak projelerinin kıdemli yürütücülüğünü üstlendi.
Çevre konusunda uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlanmış 50'nin üzerinde makalesi, bildirisi ve 5 adet kitabı bulunmaktadır.
