Bekaroğlu Çay Kanunu Teklifi'ndeki Tehlikeye Dikkat Çekti 'Üreticiler 2 yıl yaş çay satamayacak' Dedi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı'nın ilk imzacısı olduğu ve TBMM Başkanlığına sunulduktan sonra kamuoyunun içeriği hakkında bilgi sahibi olmasıyla birlikte tepki göstermeye başlaması ve tepkilerin her geçen gün artmasıyla beraber Tarım Komisyonundaki görüşmeleri ertelenen Çay Kanun Teklifi ile ilgili olarak Rize Milletvekili Hayati Yazıcı, yaptığı açıklamada teklifin 1 Ekim’de yeniden görüşüleceğini ve kanunlaştırılacağını kaydetti.
Yaş çay üreticilerinin; özellikle ÇAYKUR’un kanun kapsamında bırakılması, kanun teklifinde yer alan sözleşmeli tarıma göre tek bir fabrika ile sözleşme yapacak olmaları ve sözleşme yapmayanlar ile sözleşme şartlarına uymayanların 2 yıl yaş çay satamayacakları maddesi ile yaş çay fiyatının Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenmesi, ruhsatsız bahçelere ruhsat verilmesi yerine sökülmek zorunda bırakılarak söküm ücretlerinin üreticilerden alınması ve üreticilere dekar başı 5 bin lira para cezası uygulanması gibi maddeler başta olmak üzere hazırlanan Çay Kanun Teklifine tepki göstermelerine rağmen, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı'nın sadece yaş çay fiyatının Ulusal Çay Konseyi tarafından belirlenmesi maddesinde düzenlemeye gidileceğini ifade etmesiyle Rize’de Çay Kanunu Teklifi’ne tepkiler dinmek bilmiyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, beraberinde İl Başkanı Saltuk Deniz ve Merkez İlçe Başkanı Necati Topaloğlu ile birlikte Rize Ziraat Odası Başkanlığını ziyaret ederek burada Başkan Nevzat Paliç ve meclis üyeleri ile toplantıda bir araya geldi. Çay Kanun Teklifi hakkında istişarelerde bulunulan toplantıda tüm kesimler teklife tepkilerini dile getirdi. İstanbul Milletvekili Bekaroğlu, Çay Kanunu Teklifi’nde yer alan madde ile üreticilerin tek bir fabrika ile sözleşme imzalamak zorunda bırakılacaklarını belirterek sözleşme imzalamayan yada sözleşme şartlarına uymayan üreticilerin 2 yıl yaş çay satamayacaklarını kaydetti.
Çay Kanunu Teklifinde yaş çay fiyatının belirlenmesi maddesinin yem olarak teklife konulduğunu, tepkilerin onun etrafında toplanmasının amaçlandığını ve o maddeyi değiştirerek Karadeniz Bölgesindeki 200 bin çay üreticisini uluslararası tekellerin ırgatı haline getirecek teklifi Yazıcı ile arkadaşlarının yasalaştırmak istediğini ifade eden Bekaroğlu, “Fabrikalar, şirketler yada uluslararası şirketler tüzel kişilere de çay karnesi verilecekmiş. Dünyada en çok çayı uluslararası şirketler üretiyor Uzakdoğu’da. Nerede Sri Lanka’da, Hindistan’da filan. Sri Lanka’da 100-150 sene önce sömürgecilik döneminde gelmiş İngilizler demişler ki bu vadiyi aldım falancaya verdim, bu vadiyi aldım filancaya verdim demiş ve vadiyi tamamen satın alıp işçiler çalıştırıyor. Yani sen ben orada işçiyiz. Buna rantasyon deniliyor. Çay rantasyonu. Bu sisteme geçiştir. Hayati Yazıcı Beyefendinin bu Çay Kanununu vatandaşı düşünerek yada vatandaşla çay müstahsille görüşerek yazmadığının en büyük delili budur. Çay tarımı kendi adına düzenlenen çay bahçesi ruhsatnamesine sahip gerçek veya tüzel kişiliğe haiz yaş çay üreticileri tarafından yapılır yada yaptırılır maddesi ile çay tarımı yaptıracaklar bize. Yani hepimizi çay bahçelerimizde yarıcı yapacaklar. Yarıcı yapsalar çok iyi. İşçi yapacaklar hatta ırgat yapacaklar bizleri. Tüzel kişi bu çay kanununun en büyük tuzaklarından biridir.” dedi.
Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç ve Meclis üyeleri ile Kanun Teklifi hakkında istişarelerde bulunan Bekaroğlu, maddeleri tek tek ele alarak sakıncalarını anlattı. Çay üreticilerinin yararına hiçbir maddesi olmayan bu teklifin engellenmesi için üreticilerin ayağa kalkması gerektiğini söyleyen Bekaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teklifin içeriği hakkında bilgi sahibi olup olmadığını bilmediğini, bilgisi olsa onun da itiraz edeceğini ifade etti.
Çay Kanunu Teklifinin TBMM’ye sunulmasıyla kanundan haberdar olduklarını belirten Bekaroğlu, kanun teklifine imza atan milletvekillerinin de imzaladıkları kanun teklifinde ne yazdığını bilmediklerini ve kanundan haberlerinin olmadığını savunarak, kanunun kapalı kapılar arkasında hazırlandığını ve tepki görmesi üzerine kimsenin kanuna sahip çıkmadığını kaydetti.
Özel sektörün çaya girmesinden itibaren üreticinin en önemli sorununun özel sektörün çay alım fiyatları olduğunu belirten Bekaroğlu, hazırlanan Kanun Teklifinin bu soruna çözüm getirecek bir kanun olmadığını kaydetti.
ÇAYKUR olmadan çayın da olmayacağını ve Çay Kanunu Teklifi ile ÇAYKUR’un ortadan kaldırılacağını kaydeden Bekaroğlu, yaş çay fiyatını Ulusal Çay Konseyinin belirlemesinin yer aldığı 5. Maddenin tuzak olduğunu ve tepkilerin bu maddede yoğunlaşarak diğer maddelerin yasalaştırılmak istendiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Bu tamamen tuzaktır: Bundan sonraki maddeler de geçecek. Yaş çay yetiştirirsen bunu satman için mutlaka sözleşme yapman lazım. Bu kanunun en temel özelliklerinden bir tanesi de sözleşmeli tarım. Sözleşme yapacaksın. Bir tane şirketle sözleşme yapacaksın. ÇAYKUR da olabilir. Bunu demiyor ama. Bir tane şirketle sözleşme yapacaksın. Sözleşme ile ilgili madde bütünüyle tütün kanunundan alınarak buraya konulmuş. Sadece fiyattan söz etmiyor. Eğer sözleşme yapmazsan veya sözleşme şartlarına uymazsan hiçbir yere çay satamayacaksın. Sadece bu sene değil gelecek sene de çay satamayacaksın, ceza geliyor. 2 sene çay satamayacaksın. Tütün kanununda sözleşme maddesinin 2. cümlesinde diyor ki fiyatlar karşılıklı sözleşmede tespit edilir diyor. Bu maddeyi Hayati Yazıcı efendi oraya koymuyor. Buradan başka türlü anlamayız diye düşünmüş herhalde. 5. Madde tamamen tavşan madde, naylon maddedir. Ulusal Çay Konseyi çay fiyatı diye bir şey tespit edemez. Çünkü başka türlü çay satamıyorsun ki. Sözleşme yapacaksın. Sözleşmede şu nitelikte, şu kadar çay satacağım, fiyatı şu kadardır diyeceğiz, geçerli olan odur. Bakanlığın, cumhurbaşkanının açıkladığı çay fiyatına uymayanlar Ulusal Çay Konseyine niçin uysun? Kimdir Ulusal Çay Konseyi, yaptırımı nedir? En tehlikeli madde sözleşme maddesidir. Çünkü maddeye göre pazarlama yılında sözleşme yapmayanlar ve sözleşme şartlarına uymayanlar pazarlama yılı ile bir sonraki yılda yaş çay yaprağı satışı yapamaz. Bizim esas karşı çıkacağımız sözleşmeli tarımdır.”
Bekaroğlu, Çay Kanunu Teklifini Türkiye’yi ithal çay cennetine çevirmek isteyenlerin hazırladığını, danışmanlığını da uluslararası çay tüccarlarının yaptığını öne sürerek, “Türkiye’deki sigara piyasasını Dünya tekellerine vermek için Tütün Kanununu çıkardılar. Bu Çay Kanunu’nun temelinde de Türkiye’deki çay piyasasını Dünya çay tekellerine sunmak için getirmişler. Türkiye’de üretilen çay iç piyasaya yetmemesine rağmen, yılda en fazla 260 bin ton çay üretilmesine ve yaklaşık 350 bin ton çay tüketilmesine rağmen çay ithalatı serbest bırakıldı.
Çay ekim alanları sınırlandırılıyor. Çay bölgenin geçim kaynağıdır. Hayati Yazıcı bu çayı bizim elimizden alacak. Cumhurbaşkanı bunu tam bu şekilde biliyor mu? Birisi gidip bunu Cumhurbaşkanına anlattı mı bilmiyorum. Ben genel başkanıma gittim ‘Dedim ki muhtemelen bunu cumhurbaşkanına anlatmamıştır. İzin verirseniz ilerleyen günlerde gidip bunu anlatayım. Kimse anlatmamıştır ya da anlatmışsa Tayyip Bey bunu böyle yapıyorsa bilmem.’ Bu kadar karşısında siyaset yaptım, bağırdım, çağırdım her şeyi söylüyorum onunla ilgili. Hala Rize insanını yok edecek, bölge çaycılığını yok edecek, bütün özel sektör 170 tane firma bunla uğraşıyor. Öyle değil. Burada sayılan nitelikte 8-10 tane firma var. Bu 8-10 firma uluslararası firmalarla işbirliği yapacaklar. Onların buradaki dağıtıcısı, distribütörü olacaklar ve büyük paralar kazanacaklar. Piyasamızda Dünyada 3 milyon ile 4,5 milyon ton arasında kuru çay fazlası var. Eğer isterse İngiliz firmaları 4,5 milyon ton kuru çay üretebilir pazar bulabilirse. Türkiye Dünya’da en çok çay içilen bölgedir. Dolayısıyla bizim damak tadımızı değiştirecekler. Bu işi siyaset üstü yapacağız. Bütün siyasi partileri işin içine katarak, ziraat odası başkanları bu işi cumhurbaşkanına duyuracak şekilde partiler üstü heyetler oluşturarak bu işi anlatmak lazım. Sesimizi duymaları gerekiyor. Ekim ayında bu kanunu geçirmeleri mümkün değil: Bu kanunun bu anlamda olduğunu gösterirsek geçirmeleri mümkün değildir. En az bizim kadar akıllı adamlardır. Mehmet Erdoğan da öyle bir insandır, Hayati Yazıcı da öyle bir insandır. Analarının gözüdürler bu maddeyi bu şekilde onlar koydular. Bu şekilde tartışmaya onlar soktular. Sanki haberi yokmuş gibi ihanettir falan diye açıklama yapıyor Mehmet Erdoğan. Sanki haberi yokmuş gibi. Bizzat bunlar hazırladılar. Oturdular bunlar hazırladılar. Kime hazırlattılar biliyor musunuz? ÇAYKUR’un ve çayın dünya piyasasına rekabet edecek hale gelsin diye uluslararası firmalardan danışmanlık alıyorlar. Uluslararası firmaların uzmanları oturup hazırladılar. Böyle bir çay kanunu teklifinin Hayati Yazıcı’nın hukukçu olmasına rağmen hazırlaması mümkün değil, Mehmet Erdoğan’ın hazırlaması mümkün değil. Nasıl Kemal Derviş zamanında 15 günde 15 maddeli tütün yasası, şeker yasası Uluslararası Dünya Bankası uzmanları hazırladıysa bu kanun da onlar tarafından hazırlanmıştır. Bu kanun bizim kanunumuz falan değil. Bugüne kadar ÇAYKUR’un tütün gibi, şeker gibi olmamasının sebebi önce Allah rahmet eylesin Mesut Yılmaz’dır sonra bakın hakkını yemiyorum Tayyip Erdoğan’dır. Şimdi öyle bir noktaya geldiler ki bunlar artık gidiyorlar. İçlerinden geçeni ortakları kim varsa herkesi şey ediyorlar. Dolayısıyla giderayak bizim çayımız gidiyor elden. Ayağa kalkın.“ şeklinde konuştu.
Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç ile CHP Rize İl Başkanı Saltuk Deniz de yaptıkları açıklama ile bu kanun teklifinin üreticilerin yararına olmadığını, tartışılmasının bile anlamsız olduğunu ifade ederek, üreticinin beklentisinin, çaya taban fiyat verilmesi ve rahatlıkla çaylarını satabilmek olduğunu söylediler.