Biz Sorduk, Hayko Cevapladı

Biz Sorduk, Hayko Cevapladı
Pazar Sohbetleri’nde bu hafta Penbe Koç’un sorularını, Türk Rock müziğinin aykırı çocuğu Hayko Cepkin yanıtladı. Hayko, İstanbul’u neden terk ettiğinden karga merakına bir çok konuda ilginç açıklamalar yaptı.

- Pazar Sohbetleri’nde bu hafta Penbe Koç’un sorularını, Türk Rock müziğinin aykırı çocuğu Hayko Cepkin yanıtladı. Hayko, İstanbul’u neden terk ettiğinden karga merakına bir çok konuda ilginç açıklamalar yaptı.

Görseliyle bir çizgi romandan çıkmışçasına fantastik, sohbetiyle çok yakın bir arkadaşçasına bizden ve bu dünyadan biri Hayko Cepkin. Kendi ismiyle oluşmuş bir hayran kitlesine sahip olabilecek kadar da başarılı bir müzisyen ki, ’’Haykocu’’ diye bir müziksever grubu Türk Rock Müziğine kazandırdı. Hatta öyle ki yaptığı müziği popçusu, rockçusu, arabeskçisi demeden her tür dinleyiciye sevdirebildi. Hayko’nun karşısına, o güçlü görsel şovlarının başarısının altında yatan sırdan, İstanbul’dan adeta kaçışı andıran gidişine ve müzikal anlamda merak edilen sorulara kadar geniş bir yelpazede sorularımızla çıktık. Hayko da o her zamanki samimiyetiyle, kısa ve net yanıtlarını bizlerden esirgemedi.

ROCK ALEMİNİN EN SAĞLAM SAHNE ŞOVU ONUN

P.K: Rock âlemin en sağlam sahne şovlarına sahip adamı’ deniyor sizin için, ne düşünüyorsunuz?

H.C: Özel bir şey düşünmüyorum. Ben hayalim olanları müzik ve görsel ile birleştirerek gerçekleştiriyorum. Takdir gördükçe de daha bir hırslanıyorum.

***

P.K: Sahne şovlarınızın bu kadar başarılı olmasını neye bağlıyorsunuz?

H.C: Konser öncesi oluşturduğumuz hikayeye; gerek teknik gerek görsel, gerek ışık ya da kılık kıyafet bütünlüğü içinde, profesyonel bir ekip çalışması ile hazırlanıyoruz. Sahne şovlarım bu çalışmaların sonucunda başarıya ulaşıyor. Yani temelinde özenli çalışmaların olduğu bir iş olduğu için ardından başarı geliyor.

***

P.K: Sizinle ilgili sosyal medyada söylenenlerden birisi de ‘elektronik müzik kavramını olağanüstü sindirmiş bir insan’. Bu konuda neler söylemek istersin?

H.C: Farklı müzik türlerinin eğitiminin yanı sıra dinlediğim ve yıllarca eşlik ettiğim müzik türlerini birleştirmem sonucu bu konsepti yaratabildim.

RAKİP GÖRDÜKLERİ VE DİNLEDİĞİ İSİMLER

P.K: ‘Şu müzisyenler benim rakibim’ olabilir dediğiniz isimler var mı?

H.C.: Eğitimli ve üretebilen herkes rakibim olabilir. Gurur duyarım.

***

P.K: Peki, siz kimleri dinliyorsunuz?

H.C: Zevkim doğrultusunda pop ve popülist yaklaşımlı müzikler dışında her melodiye kulak kabartırım.

“ASLA POP ŞARKI YAPMAM”

P.K: ‘Asla şu türde şarkılar yapmam’ dediğiniz türler var mı?

H.C: Pop türünde bir şarkı yapmam. Zaten pop kökenli bir müziğin içinde bulunmayı ruhum kabul etmez.

***

P.K: Sizi her kesimden insan, hatta başka müzik türlerinin dinleyicisi olan müzikseverler de seviyor: bunu neye bağlıyorsunuz?

H.C: Dinleyici ile olan muhabbetimize bağlıyorum. Müziğimi sunum şeklim, idealizmimden tavizsiz duruşumun ve istikrarlı gidişimin de payı var tabii ki. Bir de katıldığım programlardaki doğal ve samimi muhabbetim eklenince güçlü miktarda takdir beraberinde geliyor.

***

P.K: Şarkılarınızın altyapıları oldukça sert ama şarkılarını söylerken o ince nağmeyi de duymak mümkün, biraz bundan da bahsedebilir miyiz?

H.C: İçimde birikmiş tüm melodilerin dışa vurumu aslında her şey. İçimde var olmayan hiçbir şeyi katmadım müziğime. Bu sebeple 6 farklı türün birleşimi bir omurgalı melodi gibi duyuluyor şarkılarım ve yapmacık da durmuyor.

“KENDİMDEN VE HER ŞEYDEN UZAKLAŞMAK İÇİN”

P.K: Müzikle ilgili gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?

H.C: Müzikle ilgili yapmayı hayal ettiğim, yapmak istediğim her şeyi gerçekleştirdiğime inanıyorum. Tek duam; bu yeteneğimi finale kadar taşıyabilmek, bu yeteneği yitirmemek.

***

P.K: Sizi doğa sporlarına yönlendiren şey nedir?

H.C: Beni doğa sporlarına yönlendiren şey, bir ihtiyaç ve o da kafa dinleyebilmek. Hem kendimden hem de her şeyden uzaklaşabilmek.

***

P.K: Dinleyicilerin zamanla kemik bir kitleyi oluşturdu ve ‘Haykocu olmak’ gibi bir kavram ortaya çıktı, sizce bu hayranlığı bu seviyeye neler getirdi?

H.C: Bana olan sevgiyi ve sempatiyi bu noktalara kadar getiren şey, dinleyenlerin beni, abileri, kardeşleri, biraderleri, evlatları gibi hissetmeleri. Tarzım ve duruşum her ne kadar aykırı da olsa aykırı da gözükse, onlar böyle gördü ve böyle hissettiler.

KİMİNLE DÜET YAPARDI ?

P.K: Sıra dışı olmayı seviyor musunuz?

H.C: Ben bana çok normal geliyorum. Etrafta pek çok normal gözüken kişi, bana göre benden daha sıra dışı bence.

P.K: ‘Düet yapsam ne iyi olur’ dediğiniz birileri oldu mu?

H.C: Hayır, hiç böyle bir hedefim olmadı.

NEDİR BU KARGA MERAKI ?

P.K: Kargaları çok sevdiğinizi biliyoruz, onları neden bu kadar çok seviyorsunuz?

H.C: Evet kargaları seviyorum, hatta karga dövmem var. Kargaları bu kadar çok sevme nedenim, onların fazlasıyla akilli ve tarihen de ruhani bir geçmişlerinin olması.

***

P.K: İstanbul’da yaşamayı tercih etmiyorsunuz; neden? Geri dönüp İstanbul’a yeniden yerleşme ihtimaliniz var mı?

H.C: Evet, İstanbul’da yaşamıyorum artık çünkü İstanbul eskiden farklı olarak 3 günlüğüne gelip özlem giderip 4. gün nefret edip bünyenize fazla geldiğini hissedebileceğiniz bir karmaşa metropolü. İstanbul’a dönüp, yeniden bu kentte yaşamaya yönelik bir düşüncemse şimdilik yok.