Çarpık Diş, Hem Estetik Hem Sağlık Sorunu Yaşatıyor
Diş hekimi Enis Akyürek, normal diş teli takmak istemeyen hastalar için neredeyse hiç fark edilmeyen telsiz ortodontik tedavi ile dişleri düzeltmenin mümkün olduğunu söyledi.
Ağız içinde düzgün bir şekilde hizalanmamış ve halk arasında "çarpık" diye tabir edilen dişler, özgüven kaybı yaşatarak kişinin toplumsal yaşamını olumsuz etkilemesinin yanı sıra çene eklemi ağrısı, gıdaların sağlıklı çiğnenmemesi nedeniyle yaşanan hazımsızlık gibi çeşitli sağlık sorunlarına da yol açıyor.
Adana'da, hizmet veren İnci Diş kurucularından Dt. Enis Akyürek, çarpık diş sorununun "dişlerin çene kemikleri üzerinde yerleşmesi gerekenden farklı diziliminden" kaynaklandığını bildirdi.
Bu sorunun beslenme bozuklukları, yaralanma ya da travmalar, diş eti hastalığı gibi nedenleri yanı sıra genetik faktörlerden de kaynaklandığını belirten Dt. Akyürek, "Kişinin doğuştan alt ve üst çenenin farklı büyüklükte veya şekilde olması, diş veya damak gelişiminden kaynaklanan diş hizalanması sorunları çarpık dişte önemli etkendir. Ebeveynlerden birinde veya her ikisinde çarpık diş olması, çocukların dişlerinde de çarpıklık olma ihtimalini yükseltiyor" dedi.
Çarpık dişin özgüven kaybı yaşatarak, kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkilemesinin yanı sıra çeşitli sağlık sorunlarına da yol açtığını belirten Dt. Akyürek,"Çene eklemi ağrısı, çiğneme ve konuşma güçlüğü, gıdaların sağlıklı çiğnenmemesi nedeniyle yaşanan hazımsızlık gibi şikayetler bunlardan bazılarını oluşturuyor. Çapraşık konumlanmış dişleri temizlemek de güç olduğu için ağız hijyeni sorunları yaşanıyor" diye konuştu.
Yeni nesil tercihler, şeffaf plak
Yeni nesil diş tellerinin artık kişinin kendisini sosyal yaşamdan soyutlamasına yol açmadığına dikkat çeken Akyürek, "Son yıllarda alternatif olarak, normal diş teli takmak istemeyen hastalar için neredeyse hiç fark edilmeyen Invisalign (Telsiz Ortodontik Tedavi) ile dişleri düzeltmek mümkün. Bu yöntemin tercih edilme nedeni diş teli kullanmadan şeffaf plaklarla dişlerin olması gereken yerde hizalanmasıdır" şeklinde konuştu.
Tel takmak istemeyenler için telsiz ortodonti (şeffaf plak) tedavisinin son yıllarda oldukça fazla tercih edildiğine değinen Akyürek, "Bu tedavi yönteminde, klasik metal veya porselen teller kullanılmadan, 3 boyutlu yazıcılarla kişiye özel hazırlanan şeffaf plaklar kullanıyoruz. Tedavi sonrasında dişler olması gereken dizilişe gelir. Bu uygulama hem çocuklar hem de yetişkinler için uygundur. Genellikle orta ve hafif düzeydeki diş çapraşıklığı durumlarının düzeltilmesinde kullanılır. Diş teli taktırmak istemeyenler ancak dişlerinin yapısından rahatsız olanlar Invisalign tedavisi için şeffaf plakları tercih edebilir" ifadelerini kullandı.
10-15 gün arayla plaklar değiştiriliyor
Dt. Akyürek sözlerini şöyle sürdürdü: "Telsiz düzeltme işleminde, şeffaf plakların seanslar halinde verildiğini, ortalama 10-15 gün arayla plakların değiştirildiğini de kaydederek, "Şeffaf plak tedavisi sonrası geceleri dişlerin yeni yapısını desteklemek için plakların sadece geceleri kullanılması önerilebilir. Bu işlemin dezavantajı ise metal diş tellerine göre sonuç alma süresinin daha uzun olmasıdır. Ancak estetik açıdan kullanışlı ve rahat olması en popüler ortodontik tedaviler arasında yer almasını sağlamaktadır. Bu yöntemde metal ya da şeffaf diş telleri alternatifi olarak şeffaf plaklar kullanılır. Tel ya da braket olmadığı için dışarıdan hiçbir şekilde fark edilmez. Bu plaklar hafif yapıdadır ve kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilemez. Özellikle yetişkinler için en uygun ortodonti tedavileri arasında yer alıyor. İstediği zaman şeffaf plaklar takılıp çıkarılabiliyor. Şeffaf plaklar yemek yerken çıkarılabildiğinden yemek sırasında hastanın çiğneme konforu düşmez. Şeffaf plaklar takıp çıkarıldığı için diş temizliği ve ağız hijyeni sağlama daha pratik olur. Ayrıca her yaşta, hastanın durumuna göre telsiz ortodonti tedavisine başvurulabilir. Şeffaf plakların gün içinde diş hekiminin belirttiği saat kadar takılması yeterlidir."
Telsiz diş düzeltme tedavisinde plakların düzenli kullanımının büyük önem taşıdığını, tedavi süresinin ise dişin durumuna göre değişebildiğini aktaran Akyürek, bu tedavinin özellikle estetik kaygıya sahip olan hastalar tarafından öncelikli tercih edildiğini sözlerine ekledi.
Kaynak:IHA