CHP Genel Başkan Yardımcısı Salıcı: Türkiye'nin ağır sorunları, Rize'nin de çayla ilgili sorunları bulunuyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Rize İl Başkanlığı tarafından üye katılım programı düzenlendi. Programda konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Rize'de katıldığı üye katılım programında "Biz birbirine iyi gözle bakan, birbirini sorgulayan, eleştiren ama onunla ilgili dedikodu, hakaret, rencide edici sözler etmeyen bir topluma dönüşmek zorundayız" dedi
Rize İl Başkanlığı tarafından Ramada Otel'de düzenlenen üye katılım programında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Türkiye'nin ağır sorunları olduğunu, Rize'nin de özellikle çayla ilgili sorunları bulunduğunu ifade etti. Mazotun Türkiye'de 20 lira olabileceğini hiç kimsenin hayal edemediğini ancak mazotun 20 liraya ulaştığını vurgulayan Salıcı, üç kuruş olan çay desteğinin 6-7 yıldır artmadığını, dönüm başına verilen 8 liralık çay desteğinin hiçbir anlamı olmadığını savundu. Zamlara değinen Salıcı, "Elektrik zamları sonrasında faturalar esnafın kirası kadar gelmeye başladı. Adalet ve Kalkınma Partisi deyince aklınıza zam gelsin, aklınıza elektrik, doğalgaz faturası, ekmek kuyrukları gelsin." şeklinde konuştu.
Ekonomide, adalet ve demokraside ağır sorunlar olduğunu ileri süren Salıcı, şöyle devam etti: "Dış politikada ağır sorunlar var. Burnumuzun dibinde Ukrayna'da bölgenin iki ülkesi birbirine girmiş. Bir savaş ortamı var. Biz kendi gıdamızı kendimiz ürettiğimizi öğretmenler okutur övünürdük. Ukrayna, Rusya'dan buğday ithal eder duruma geldik. Dünyada gıda fiyatları yükseliyor. Bizde gıda, döviz fiyatları yükseliyor. Kendi gıdamız yetmediği için ithal edip fark ödüyoruz. Türkiye'nin ekecek toprağı var. Kendimize yetecek gıdayı yanlış tarım politikaları yüzünden üretemiyoruz. Dünyanın her yerinde gıda ve üretimi stratejik sektör. Pandemi sürecinde gıda güvenliğinin önemi görüldü. Biz AK Parti döneminde gıda tarım politikalarını oturtamadık."
Dış politikayı eleştiren Salıcı, "Etrafımızda dost üretmektense düşman üreten bir politikamız var. Sürekli kendini yalnızlaştıran, AB, ABD ve komşuları ile kavga eden, sınırı olmayan ülkelerle bile kavga eden, dış politikayı meydan mitingi haline getiren, yabancı ülkelerin liderlerini yuhalatan duruma geldik. Biz 'Yurtta sulh cihanda sulh.' diyen büyük Atatürk'ün onurlu yurttaşlarıyız." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sorunlarını çözmek için güçlü bir meclise ihtiyacı olduğunun altını çizen Salıcı, şunları aktardı: "İstişareye, konuşmaya, birbirimize bakıp 'Kardeşim' demeye ihtiyacımız var. Bizim birbirimizi kucaklayarak birbirinin etle tırnak gibi gösterecek bir birlikteliğe ihtiyacı var. Diyarbakır'ı, Edirne'yi Rize'yi kucaklayacak bir siyasete ihtiyacımız var. Türkiye'nin birliğini kucaklayan siyasete ihtiyacımız var. Daha düşük oy aldığımız bölgelerde çalıma yürütüyoruz. Doğu illerinde, Karadeniz'de başka bir çalışma yürütüyoruz. Bu yürüttüğümüz çalışma ile biz önümüzdeki seçimlerde Rize'den de vekil çıkaracağız, Isparta'dan, Aksaray, Van Diyarbakır’dan da vekil çıkaracağız. CHP'nin altı oklu bayrağını Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşımız çabası ile TBMM'ye taşıyacaktır." şeklinde konuştu.
28 Şubat'ta 6 siyasi partinin genel başkanlarının bir araya geldiğine dikkati çeken Salıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Geçmişte yan yana gelmiş 6 siyasi parti değil. Masada DP, köklü bir siyasi geçmişi olan milli görüşü temsil eden siyasi parti var, MHP'den kopan merkez sağdan kopan yerel seçim ortağımız İYİ Parti ve yeni kurulan partiler var. Türkiye'nin kurucusu CHP de var. İktidar kutuplaşma istiyor. Kutuplaşma olduğu zaman 'Biz kazanırız.' diyor. Kendisinin kazanacağını düşünüyor. Bizde Türkiye'de kutuplaşma olmasın. İnsanlar birbiri ile akraba, dost, kardeş, arkadaş olmuş. Farklı siyasi görüşlerde olmuş. Başımızın üstüne. Bir araya gelip oturabilsin, konuşabilsinler diyoruz. Buna da örnek olması için 6 siyasi partinin liderini bir araya getirdik. Uzun çalışmalar sonucu Türkiye'nin seçimden sonra geçeceği yeni sistemin 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in mutabakatı üzerine bir araya geldik. Tüm Türkiye'ye gösterdiler. O fotoğraf, o siyasi partilerin tamamı, diğer siyasi partilerde Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme inanan diğer partilerle birlikte genişleyen millet İttifakı'nın bir parçası olurlar. O fotoğraf Türkiye'nin önümüzdeki döneminin iktidarıdır. Biz birbirine iyi gözle bakan, birbirini sorgulayan, eleştiren ama onunla ilgili dedikodu, hakaret, rencide edici sözler etmeyen bir topluma dönüşmek zorundayız."