Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “Türkiye Olarak Hiçbir Ülke İle Kötü İlişkilerimiz Olsun İstemeyiz”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Türkiye olarak biz hiçbir zaman hiçbir ülke ile kötü ilişkilerimiz olsun istemeyiz. Fransa terör örgütü PKK'ya karşı yapılmış olan Barış Pınarı Harekatı'ndan bu yana bir karşıtlık sergiliyor" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yeni yılın ilk ziyaretinde Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı Portekiz'in başkenti Lizbon'a geldi. Çavuşoğlu resmi ziyaret kapsamında geldiği Portekiz'de Başbakan Antnio Costa tarafından kabul edildi. Çavuşoğlu, Başbakan Costa ile görüşmesi sonrası Portekiz Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından ikili ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, yaptığı açıklamada, "Türkiye ve Portekiz aslında benzer düşüncelere sahip ülkeler, birçok uluslararası platformda bunu sergiliyoruz. Birçok konuda ortak görüşlerimiz var. Türkiye aynı zamanda sizin de belirttiğiniz gibi Portekizce konuşan ülkeler topluluğunda gözlemci statüsüne sahip. Yine aynı şekilde biz bugünü Türkiye'de kutluyoruz ve Portekizce'yi de teşvik ediyoruz. Bu çerçevede Portekizce konuşan ülkeler ile ilişkilerimizi her zaman geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede de Portekiz ile yapmış olduğumuz işbirliğinden son derece büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Bir kez daha bu gözlemci statüsünü alabilmek için vermiş olduğunuz destekten dolayı size teşekkür etmek isterim. Bu çerçevede iki ilişkimiz ve aynı zamanda Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri için de Portekiz dönem başkanlığının verimli geçeceğini ümit ediyoruz" diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de bir anlaşmaya varılabilme olasılığının ne olduğu sorusuna Bakan Çavuşoğlu, "Öncelikle Doğu Akdeniz ile ilgili olarak Türkiye'ye burada eşit paylaşımı destekliyor. Maalesef uzun yıllar boyunca bazı Avrupa Birliği (AB) üyesi devletler ve Doğu Akdeniz'de sınırları olan birçok devlet, Yunanistan ve Kıbrıs'ın Rum kesimi Türkiye'nin ve Kıbrıs'ın Türk Kesimi'nin haklarını reddettiler ve bütün ve bu inisiyatiflerden bizi dışladılar. Türkiye çok sabırlı davrandı ancak yakın geçmişte bütün bu inisiyatiflerden çıkarılmaması sebebiyle biz kendi çalışmalarımızı başlatmak durumunda kaldık. Kendi yasal haklarımız olan kıta sahanlığında arama çalışmalarını başlattık. Tabii ki garantör ülke olarak biz aynı zamanda Kıbrıs'ta Türklerin haklarını korumak durumundaydık. Bütün ülkelerle işbirliği yapma imkanı var. Türkiye taraflı bir konferansın düzenlenebileceğini öneriyor Doğu Akdeniz konusu ile ilgili olarak ve bizde burada fikirlerimizi ve önerilerimiz AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell ile paylaştık ve tüm Akdeniz devletlerinin bu konferansa katılmasını önerdik. Sadece Doğu Akdeniz değil Akdeniz'e kıyısı olan tüm ülkelerin ve aynı zamanda burada çalışma yapan ülkelerde dahil. Konferansın temel amacı bütün tarafların ortak pay alabilecekleri bir anlaşmaya varabilmek" cevabını verdi.
Çavuşoğlu, "Kıbrıs konusu ile ilgili olarak biz federasyonla ilgili olarak müzakereleri 52 yıl boyunca sürdürdük. Birçok farklı plan müzakere edildi. Bunların hepsi Kıbrıs'ın Rum tarafı tarafından reddedildi. İki devletli çözüm sadece bizim fikrimiz değil. Bu aşamada şunu anlayabilmemiz lazım neyi müzakere edeceğimizi belirleyebilmemiz gerekiyor işte ben bu sebeple beş artı bir çözümünü yani Birleşmiş Milletler artı 5 ülke arasında bir toplantı önerdim ve Birleşmiş Milletler ve bu çerçevedeki toplantıya kabul etti" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, ABD'de meydana gelen olaylara ilişkin soruya ise, "Öncelikle dün Washington'da yaşanan olayları tam olarak seçilmiş Başkan Joseph Biden'ın kullandığı terminoloji ile belirtmek istiyorum. Bu daha önce hiç öngörülmemiş bir şekilde Amerika'nın demokratik kurumlarına bir saldırıdır. Aslında ABD'nin demokratik kurumları şanslıyız ki bu saldırıyı bertaraf etti. Biden'ın seçilmiş olduğu, ABD Anayasası ve yasal kurallar çerçevesinde kongre tarafından onaylandı ancak yine de dün Washington'da yaşananlar son derece üzücü bir gelişmeydi. Bunun sadece bir gelişme olmasını ümit ediyoruz ve devamının gelmemesini diliyoruz. Bu tabi ki maalesef objektif bir biçimde şu anda görevde olan Başkan tarafından da desteklendi. İşte bu sebeple zaten bu olay eleştiriliyor ve kendisi eleştiriliyor. Zaman çok net bir biçimde ve çok açık bir biçimde Biden'ı desteklediğimizi söyleme zamanıdır. ABD'de özgür ve adil seçimler gerçekleştirilmiştir ve bizler Biden ve kendisinin yönetimi ile çalışmayı bekliyoruz. Çünkü bütün bunların ABD ve AB arasındaki ilişkiler için bir dönüm noktası olacağına inanıyoruz" diye konuştu.
Fransa ve Türkiye ilişkilerine değinen Çavuşoğlu, "Türkiye Fransa'ya karşı değil. Ancak Fransa Türkiye'ye karşı. Terör örgütü PKK'ya karşı yapılmış olan Barış Pınarı Harekatı'ndan bu yana bir karşıtlık sergiliyor. Bu operasyon Fransa'da ya da Fransa'nın bulunduğu bölgede gerçekleşmedi. Bizim sınırımızda gerçekleşen bir operasyondu. Ancak Fransızlar buna bir reaksiyon gösterdiler ve bu operasyondan bu yana Fransa ve Fransızlar her zaman bize karşı çıktılar ama biz onlara karşı çıkmadık son olarak Fransa'daki gelişmelerle ilgili olarak eleştiriler sunulduğu ve burada bazı cevaplar verildi. Nihayetinde Fransız mevkidaşımla son derece yapıcı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve bu çerçevede ilişkilerin normalleştirilmesi için bir yol haritası üstünde kararlaştırıldı. Genel sekreteri ve bizim Fransa'da Paris'teki büyükelçimiz bu çerçevede çalışmalara başladılar. Bu çalışmalar şu ana kadar ilerliyor. Türkiye olarak biz hiçbir zaman kimseyle hiçbir ülke ile kötü ilişkilerimiz olsun istemeyiz. Bu ülkeler Avrupa Birliği üyesi olabilir ya da olmayabilir. Türkiye'nin bir ülke ile herhangi bir ülke ile kötü ilişkiye sahip olmasının getireceği nedir ki özellikle de NATO'da müttefiklerimize böyle bir ilişkimizin olmasını istemeyiz. Fransa eğer bu konuda içten se Türkiye Fransa ile ilişkileri normalleştirme hazırdır" dedi.
Çavuşoğlu Rusya ve Türkiye ilişkileri üzerine gelen soruya, "Biz Azerbaycan'la tek bir millet iki devlet olduğumuz için değil Azerbaycan hukuki olarak ve ahlaki olarak haklı olduğu için destekledik Azerbaycan toprakları 30 yıldır işgal altında. Maalesef uluslararası toplum özelikle de MİNSK Grup Eşbaşkanları bu problemi çözümleyemediler ve Ermenistan öncelikle Temmuz'da ve daha sonra Eylül ayında Azerbaycan topraklarını ve birliklerine saldırı düzenlendi. Daha sonra Azerbaycan operasyonda başladı, kendi toprakları içerisinde ki operasyona başladı ve Azerbaycan bu savaşı kazandı. Bizden çok da fazla desteğe ihtiyaç duymadılar. Kendi toprakları içerisinde bu çatışmayı sürdürmek için yeterli güçleri vardı. Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasındaki bu anlaşmayı destekledik. Azerbaycan'ın bize gösterdiği noktalarda ortak gözetim merkezleri kurulacak. Bu gözetim merkezlerinin temel amacı, ateşkesi izlemek olacak ve aynı zamanda herhangi bir ihlal varsa bununla ilgili bazı önlemler alınmasını öngörüyor. Hem Türkiye - Ermenistan hem de Azerbaycan-Ermenistan ilişkileri normalleşir. Suriye'de örneğin Türkiye ve Rusya farklı bir konumdalar bazı anlaşmazlıklar yaşanıyor ve ama birlikte bunlar üstünde çalışıyoruz. Libya'da yine Rusya savaş derebeyi diyebileceğimiz Hafteri destekledi. Ancak biz de yasal olarak tanınan hükümetle çalışmalarımızı yürüttük farklı taraflardaydık ama yine de birlikte çalıştık" ifadelerini kullandı.
Kaynak:IHA