Erdoğan’dan uçak gemisi müjdesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığı'nda düzenlenen Burgazada Korveti'nin denize indirilmesi ve Kınalıada Korveti'nin ilk kaynak törenine katıldı.
Savunma sanayi açısından çok önemli iki töreninin bir arada gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, hem Burgazada Korveti'ni denize indireceklerini hem de Kınalıada Korveti'nin kaynak töreninin yapılacağını söyledi.
Bunların toplam 8 gemiden oluşan MİLGEM Projesi'nin üçüncü ve dördüncü gemileri olduğunu dile getiren Erdoğan, Başbakanlığı döneminde attıkları bu adamın her geçen gün neticelerini görmenin ayrı bir mutluluk verdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce MİLGEM kapsamında Heybeliada ve Büyükada'nın donanmanın hizmetine sunulduğunu anımsatarak, bu iki geminin hem ulusal hem de uluslararası birçok tatbikatta donanmayı gururla temsil ettiğini, göğüsleri kabarttığını aktardı.
Bu başarı grafiğine birer yeni halka daha eklendiğini belirten Erdoğan, öncelikle her iki projenin ülke, millet ve tüm denizciler için hayırlara vesile olmasını diledi, bu çalışmalarda emeği geçen, katkısı olanlara teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burgazada Gemisi'nin denize indirildikten sonra uzun bir sürenin ardından hizmete gireceğini belirterek, 2018'de tamamıyla hizmete girmesi durumunda bunun kendileri için uzun bir zaman olduğunu söyledi.
İçindeki donanımın çok daha hızlandırılması gerektiğini dile getiren Erdoğan, geminin çok daha kısa sürede iki arkadaşının yanında yerini alması, arkasından da Kınalıada'nın süratle diğer arkadaşlarına yetiştirilmesi gerektiğini vurguladı.
"TSK kendi uçak gemisine de sahip olacak"
Erdoğan, Türkiye'nin her geçen gün savunma sanayi alanında kendi kendine yeten bir ülke yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu amfibi türü Anadolu gemisinden sonra artık biz kendi uçak gemimizi yapar hale geleceğiz ve uçak gemimizi inşallah yapacağız. Türk Silahlı Kuvvetleri kendi uçak gemisine de sahip olacak, bunu da başaracağız. Hiçbir engel yok. İnanırsanız başarırsınız, azmederseniz başarırsınız. Şu anda evelallah bu azim ve kararlılıkta olan bir hükümet ve bir devlet vardır, bunu böyle bilin. Türkiye'nin bilhassa savunma sanayi ve askeri konularında atalete düşme, durma, duraksama lüksü yoktur. Her şeyden önce ülkemizin içinde yer aldığı stratejik coğrafya buna izin vermiyor."
"İçinde bulunduğumuz bölge devletler mezarlığı"
Tarih boyunca farklı medeniyetlere ve kültürlere ev sahipliği yapan bu bölgenin, insanlık tarihinin nüvelerini bünyesinde barındıran bir açık hava müzesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, Anadolu'nun ve Ortadoğu'nun tarihi okunmadan dünya tarihinin anlaşılması ve tam olarak kavranmasının mümkün olmadığını kaydetti.
Erdoğan, içinde bulunulan bölgenin aynı zamanda bir devletler mezarlığı olduğunu ifade ederek, "Askeri, siyasi, kültürel ve toplumsal olarak güçlü olmayan nice devlet bu meşakkatli coğrafyada çok daha kısa sürede yıkılıp gitmiştir. Sadece kendilerini yenileyen, zamanın ruhunu iyi okuyan, geleceğe dair bir vizyonu, bir hedefi olan, en önemlisi cazibe merkezi olmayı sürdüren milletler bu coğrafyada asırlar boyu varlıklarını koruyabilmişlerdir." şeklinde konuştu.
"Örgüt tarihinin en büyük hezimetini yaşadı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 30 yılı aşkın süredir bölücü terör belasıyla başa çıkmaya çalıştığını ifade etti.
Ancak son 1 yıldır yaşanan sürecin terörle mücadele tarihinin en kritik ve en önemli dönemini oluşturduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Askeri operasyonlar, kararlı şekilde sürerken halkın desteği de bugüne kadar görülmedik ölçüde devletin yanında yer almıştır. Bunun bir kaç temel sebebi bulunuyor. Öncelikle 2009 yılından itibaren farklı isimler altında hayata geçirdiğimiz demokratikleşme adımları ve reformlar bölge halkına sorunun kaynağının örgüt olduğunu tartışmasız şekilde gösterdi. Bölge halkı bu süreçte devletin iyi niyetini, samimiyetini, bölgeye gerçekleştirdiği tarihi nitelikteki yatırımları bizzat tecrübe etti. Bölücü terör örgütünün ise hizmetleri ve yatırımları engellemek, bölgeyi karanlığa, cahilliğe, yokluk ve yoksulluğa mahkum etmek için çalıştığı iyice anlaşıldı. Bölge halkının 20 Temmuz'dan itibaren, tüm tehditlere ve baskılara rağmen örgütün yanında yer almamasının en büyük sebebi budur. Bunun yanında güvenlik birimlerimizin ilk günden itibaren büyük bir titizlikle koordinasyon ve hukuk sınırları içinde yürüttüğü operasyonlar örgüte büyük darbe vurdu. Böylece ülkemizin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine yönelik en büyük saldırı boşa çıkarıldı. Örgüt, tarihinin en büyük hezimetini yaşadı. Yurt içinde ve yurt dışında icra edilen operasyonlar sonucunda 7 bin 600'ün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi."