Erken Tanıyla İşitme Kaybını Engel Olmaktan Çıkarıyorlar
Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde faaliyet gösteren Ulusal Yenidoğan İşitme Referans Merkezi'nde gerçekleştirilen erken tanılar sayesinde işitme kaybını engel olmaktan çıkıyor.
2021 yılında Türkiye'nin ilk Ulusal İşitme Tarama Referans Merkezi olarak Yalova'da faaliyete geçen birimde kurulduğu o günden bu yana iç, orta ve dış kulak testleriyle erken tanılar gerçekleştiriliyor. Yenidoğan İşitme Referans Merkezi'nde görevli Odyolog Bahar Var, birimlerinde yenidoğan taramasından kalan veya riskli bulunan bebeklerin 3 ya da 6'ncı aylık olduklarında işitme testlerini yaptıklarını belirterek, "Kulak burun boğazdan gönderilen hastalarımıza, sübjektif ölçümlerini yapamayan yetişkin veya çocuk hastalarımıza, konuşma bozukluğu veya gecikmesi olan çocuklarımızda da ön tanı olarak işitmesi değerlendiriliyor ve ona göre diğer işlemleri gerçekleştiriliyor. İşitme Referans Merkezi olarak ilk hedefimiz işitme kaybında erken tanı, erken teşhis, erken tedavi. Eğer tanılanırsa işitme kaybının tipi ve derecesine göre cihazlandırma ya da implantlandırmaya yönlendiriyoruz hastalarımızı. Ne kadar erken tanı olursa işitme kaybı engel olmaktan çıkar ve birey böylelikle daha rahat adapte olmuş olur" dedi.
"Erken tanıyla tedavi mümkün hale gelir"
Bahar Var, 2021 yılı aralık ayında Türkiye'de devlet hastanesi olarak ilk Ulusal Yenidoğan İşitme Referans Merkezi olarak açıldıklarını belirterek, "Açıldığımız günden bu yana yaklaşık 1800-2000 bine yakın bebeğimizi değerlendirdik, işitme testlerini gerçekleştirdik. Bu gerçekleştirdiğimiz ölçümlerin sonucunda 40 bebek işitme kaybı tanısıyla tedaviye yönlendirildi. Tedaviye yönlendirilen hastalarımız daha sonra cihazlandırma, implantlandırma açısından yine devam ediliyor. İşitme kaybı zamanında teşhis edilip eğer uygun tedavi, uygun cihazlandırma veya uygun implantlandırma ve daha sonrasında birey doğru bir şekilde rehabilite edilirse işitme kaybı engel olmaktan çıkıyor ve işitme kayıplı bireyler daha rahat bir şekilde topluma kazandırılmış oluyor. Sloganımız her zaman işitme kaybında erken tanıyla tedavi mümkün hale gelir" diye konuştu.
İşitme sağlığıyla ilgili öneriler de bulanan Var, şunları kaydetti:
"Çocuklar işitme fonksiyonu açısından aile içinde yakından gözlemlenmeli ve herhangi bir anormal durumla karşılanırsa kulak burun boğaz polikliniğine başvurmaları önerilir. Özellikle çocuklarda ateşli hastalık, havale veya kafa travması gibi beklenmedik ani durumlarla karşılaşırsa sonrasında mutlaka kulak burun boğaz muayenesi ve işitme testlerinin tekrar yapılması gerekiyor. Her ne kadar doğduklarında işitme testinden geçmiş olsalar bile. Kulak kiri enfeksiyonlara karşı doğal bir bariyer görevi görür. Kulak kiri zorla çıkarılmamalıdır. İçine zorla kulak çubuğu veya başka herhangi kesici bir cisimle müdahale edilmemesi gerekir. Duştan, denizden havuzdan çıktıktan sonra da kulak kirinden ziyade dış kulak yolunun mutlaka kuru, temiz ince bezlerle kurulanması gerekir. Çocuk ve yetişkinlerde ani işitme kaybı olursa mutlaka ilk 48 saat içinde hastaneye başvurulması gerekir. Gün içinde yüksek sese çok maruz kalmamanız önerilir. Kulaklık kullanımını kısa tutmanız gerekir. Başka ortamlarda çalışan bireylerin, kulaklı koruyucu ekipman kullanması gerekir. 3 Mart Dünya İşitme Kulak Günü'nde işitmenize kulak verin."
Odyolog Perihan Çakırca ise işitmeyle ilgili kayıpların tespiti için testlerin gerekliliğine değinerek, "Eğer çocuklarınızda herhangi bir konuşmasında gecikme varsa ya da seslere tepki vermiyorsa bunlar işitme için önemli şeyler. O yüzden de bu testler yapılmak zorundadır. Yetişkin hasta guruplarında belirli yerlerde eğer patolojik kitle varsa bu kitlenin yerini belirlemek için ABR dediğimiz test uygulanmaktadır. MR sonuçlarıyla beraber değerlendirilerek cerrahiye hazır hale getirilmektedir hasta. Rehabilitasyon kısmında ise hasta cihazlandırıldıktan sonra hastanın sesi, dinlemesi, ayırt etmesi, seslere tepki vermesi, sesleri anlamlandırılması için ilk basamak bu testlerin yapılması gerekmektedir" ifadesini kullandı.
Kaynak:IHA