İnsanların Hayatını Kabusa Çeviren Hastalığa Şifa Oluyorlar
Yüz bölgesinin his duyusunu alan "trigeminal sinir" adı verilen bir siniri etkileyen hastalık olarak bilinen "trigeminal nevralji" insanların hayatlarını adeta kabusa çeviriyor. Onlarca volt elektrik verilmiş gibi yüzde ağrıya sebep olan bu hastalığın şifasını aramak isteyen vatandaşlar kapı kapı doktor dolaşıyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Algoloji Bölümü ise uyguladıkları tedavi ile bu hastalığa şifa oluyor.
Halk arasında "delirten hastalık" olarak bilinen trigeminal nevralji, hastaların yüz bölgesinde gün içerisinde yüzlerce defa tekrar ederek kişide çok şiddetli ağrı atakları oluşturuyor. OMÜ Tıp Fakültesi Algoloji Bölümü'nde ise tedavisi yapılan trigeminal nevralji hastalarında yüzde 80-90 oranında başarı sağlanabiliyor. Tıp Fakültesi Başhekimi Anesteziyoloji ve Algoloji Uzm. Prof. Dr. Fatih Özkan ve Algoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kurçaloğlu hastalığın tedavisi hakkında önemli açıklamalarda bulundular.
"Çok ciddi ve sıkıntılı ağrılar"
Başhekim Fatih Özkan, bu hastalığın bilinen en kötü, en trajik ağrı sebeplerinden biri olduğunu ifade ederek, "İnsanlar bu ağrıları çok çeşitli şekilde tarif ediyorlar. Ağrılar oluş mekanizmasına göre yaptıkları, kişide oluşturdukları ağrı anlatım şekliyle de değişebilir. Bu nevralji dediğimiz ağrılarda sadece bugün bahsettiğimiz trigeminal nevralji değil, başka bölgelerde de nevralji görülebiliyor. İnsanların hayatını zehir eden, hatta bu ağrı ile başa çıkamadığı için hayatını sonlandırmayı düşünen hastalarımız oluyor. Trigeminal nevralji ağrısı, çok ciddi ve sıkıntılı bir klinik durumdur. Kişi saniyeler içerisinde onlarca voltun kendi suratına geldiğini ifade eder. Bu gerçekten dayanılmaz bir ağrıdır. Konuşamaz, yiyemez, su içemez. Hatta hayattan, evinden, ailesinden koparlar. Neticede bu sonuç kronikleştiği zamanda kendini hayattan kopartacak duruma getirebilir. Dolayısıyla ağrının bile iyisi kötüsü vardır diyebilirim. Bu bizim bildiğimiz en kötü ağrılardandır diyebilirim. Bir hekim olarak bizim "önce zarar verme" prensibimiz vardır. Onun için her zaman hem hastayı hem de kendimizi koruyacak şekilde tedavi ederiz. Trigeminal nevralji hastalarında öncelikle ilaç tedavisine başlarız, onların tedavilerinin dozlarını artırırız, başka ilaçlara geçeriz ama bunlarla başa çıkamadığımız zamanda kliniklerimizde girişimsel ağrı tedavileri ile önemli bir seçenek sunarız. Bu, hastaların hayatını zindan eden bir ağrıdır. Girişimsel ağrı tedavileri yapıldığında da bu ağrıların tamama yakın geçtiğini söyleyebiliriz. Bu işlemleri biz tekrar edebiliriz. 1 kere yapıldığında tekrar yapılamayacak diye bir şey değildir. Ağrı seneler sonra tekrarlasa bile bununla başa çıkma şansına sahibiz. Uzman kişilerin elinde bu işlem yapılırsa riskler minimuma indirilmektedir. Hiçbir zaman, hiçbir hekim "ben bu işlemi yaparım kötü bir durum olmaz" diyemez. Çok nadir görülen şeyler olsa da bu durumları da hastaya belirtiriz. Ağrının geri dönmesi, ağrının istenilen miktarda azalmaması gibi durumlar olabiliyor. Trigeminal nevralji önemli bir ağrıdır. Sinirlerin hasarı sonrası meydana gelir. Biz de kafa tabanının içerisine girerek orada merkezi yakalayıp ilgili sinirin dalını test ederek koordineli şekilde yakarak tedavi ettiğimiz bir hastalıktır" dedi.
"Hastaların çoğu böyle bir tedavinin olduğunu bilmeden bizlere geliyorlar"
Trigeminal nevralji hastalığının tedavisi uygulayan az merkez olduğunu ve birçok hastanın bu nedenden dolayı hastanın böyle bir tedavinin olduğunu bilmeden kendilerine geldiklerini söyleyen Algoloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kurçaloğlu, "Bu hastalıkta, hastaların yüzünde sinirin trasesinde bulunan iz düşümünde saniyeler süren çok şiddetli elektrik çarpması gibi gelen birkaç saniye süren fakat gün içerisinde yüzlerce defa tekrar eden çok şiddetli ağrı atakları meydana geliyor. Özellikle hastaların yemek yemesiyle, konuşmasıyla, yüzlerini yıkamasıyla tetiklenen çok şiddetli bir ağrı ataklarıyla karakterize olan bir hastalıktır. Trigeminal nevraljinin hastaların esasında yarısında sebebi belli değildir. Kalan yarısında da trigeminal sinirin beyine girdiği yerde bir damarın sinirin köküne teması ağrıya sebep olabilir. Esasında çok nadir bir hastalık sayılmaz. 50 yaşın üzerinde hastalığın sıklığı artar. 50 yaş üzerinde yaklaşık 200'le 1 oranında hastalık görülür. Öncelikle ilaçla tedaviye başlıyoruz hastalarımızda. İlaç tedavisi ile fayda görmeyen, ağrısı azalmayan hastalarda bu sinirin uç dallarına enjeksiyonlar ya da radyo frekans tedavileri yapıyoruz. Ufak enjeksiyon işlemleriyle de fayda görmeyen hastalarda sinirin beyin sapına girdiği yerde kökünü bularak, radyo frekans dediğimiz özel bir iğne ile kontrollü lezyonla birlikte ısı enerjisi vererek yakım işlemi yaparak sinirdeki çakmaları engelliyoruz. Bu işlem hastaların yüzde 80-90'ında fayda etmektedir. Özellikle 2 yıllık takiple hastaların yüzde 80'inde hala işlemin etkisinin devam ettiğini gözlüyoruz. Birkaç sene sonra ağrıları tekrar ederse tekrar yapılabilen bir işlemdir. Bu işlem üst düzey teknik beceri gerektirmektedir. Çünkü iğneyi 1 santim fazla ilerletirsek beyin sapına da girmiş olabiliyorsunuz. Biz yılda yaklaşık 50 hastaya bu işlemi yapıyoruz. Maalesef hastalar ve hekimler tarafından çok bilinen bir yöntem değildir. Uygulayan merkez sayısı da çok az olduğu için hastaların çoğu böyle bir tedavinin olduğunu bilmeden bizlere geliyorlar. Fakat tedaviyi anlattıktan sonra kabul ediyorlar. Yıllarca çok şiddetli ağrı duyan, sosyal, iş, evlilik hayatlarında sekteye uğramış hastalar bizim tedavimizden sonra mutlu bir şekilde ayrılıyorlar. "Bu zamana kadar keşke bu işlemi yaptırsaydım. Bu kadar yıldır boş yere ağrı çekmiş olmazdım" diyorlar" diye konuştu.
Trigeminal nevralji hastalığını yenen hasta yorumları
Naim Altınışık (75), "4-5 sene önce yemek yerken ağzım tıkanmıştı ve nefes alamayacak şekle gelmiştim. Birçok hastaneye gittikten sonra en son buraya sevk ettiler. Tedavi olmaya başladım ve uzun süre bir ilaç kullandım. Kullanırken de şiddetli ağrılarım geliyordu. Ne yapsam ağrılarım geçmiyordu ve bu operasyonu geçirdim. Ondan sonra kontrole geldiğimde ilacı da bırakabileceğimi söylediler. Çene kısmının birazı uyuşuk bir durumda ama ben buna çok razıyım. O hastalık gelmesin yeter ki şu an çok iyiyim" şeklinde konuştu.
"Allah'ım düşmanımın başına vermesin"
Hasan Özçakır (63), "Bu hastalık bende 1993 yılından beridir vardı. Bayağı bir rahatsızlanıyordum. Hocamın ismini duydum ve buraya geldik. Bıçak batıyormuş gibi, yıldırım çarpıyormuş gibi hissedip bayağı bir rahatsızlanıyordum. Hocam iğne tedavisini uyguladı ve şu anda çok iyiyim. Bu acı çekilmez dayanılacak bir acı değil. 25 sene çektim bu acıyı ben Allah'ım düşmanımın başına vermesin" ifadelerini kullandı.
Ekrem Civil (68), "Nevralji sıkıntım vardı. Sağ olsun Mustafa hocam benimle ilgilendi ve 2 defa işlem yaptı. İşlemde başarılı bir sonuç aldım. Çok kötü bir ağrım vardı. Elektrik çarpması gibi bir ağrım oluyordu. Çok sıkıntı çekiyordum fakat şu anda o sıkıntıları yüzde 2-3'e kadar indirdim. 15 yıldır uğraşıyorum bu hastalıkla. En son çareyi Mustafa Bey'de buldum. Birinci işlemde ağrılarım yarıya indi. İkinci işlemde de yüzde 2'ye indi ve şu an çok az bir ağrım var. Daha önce ilaç kullanıyordum şu an ilaç falan da kullanmıyorum. Şükürler olsun hiçbir sıkıntım yok" ifadelerine yer verdi.
Kaynak:IHA