İstilacı Sivrisinekler İçin Uzmanından Kritik Uyarı
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi, Prof. Dr. Alper Şener, Avrupa Birliği ülkeleri coğrafyalarından yaygın olarak görülmeye başlanan "Aedes Aegypti" ismi verilen istilacı sivrisineklerin Türkiye için de bir tehlike olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Alper Şener, "İstilacı sivrisineklerle yeni hastalıklarla karşı karşıya kalabiliriz. Chikungunya, Zika, Dang, sarıhumma gibi daha önce görmediğimiz tropikal bölge hastalıklar yakın yada orta vadede ülkemizde görmeye başlanabilir. Bu hastalıkların en büyük özelliği şu, ne yazık ki standart bir tedavisi yok. Antiviral tedaviyle bunları tedavi etmek mümkün değil. Sarıhumma dışında aşısı olan da yok" dedi. Şener, sivrisinek ısırıkları sonrası, ciltte oluşacak kızarık ve kabarık bölgeye kolonya gibi alkollü ürünler sürülmemesi gerektiğini de söyledi.
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı'nda görevli Prof. Dr. Alper Şener, Türkiye'de görülen sivrisinek türlerinden farklı olarak, Avrupa Birliği ülkeleri coğrafyalarından yaygın olarak görülmeye başlanan istilacı sivrisinek olan "Aedes Aegypti" türünün Türkiye içinde bir tehdit oluşturmaya başladığını belirtti. İstilacı sivrisineklerle yeni hastalıklarla karşı karşıya kalabileceklerini kaydeden Prof. Dr. Alper Şener, sivrisinek ısırıklarından korumak için açık alan ve kapalı alanlarda sivrisineklerle mücadele etmek gerektiğine dikkat çekti. Chikungunya, Zika, Dang, sarıhumma gibi daha önce görmedikleri tropikal bölge hastalıkların yakın yada orta vadede ülkede görülmeye başlanacağını ve bu hastalıkların en büyük özelliğinin ise standart bir tedavilerinin olmadığını hatırlattı. Şener, sivrisinek ısırıkları sonrası, ciltte oluşacak kızarık ve kabarık bölgeye kolonya gibi alkollü ürünler sürülmemesi gerektiğini de kaydetti.
Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi'nin yakın zamanda özellikle istilacı sivrisineklerle ilgili bir uyarı yayınladığını belirten Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, "'Aedes Aegypti" dediğimiz istilacı sivrisinekler Avrupa Birliği ülkeleri coğrafyaları içerisinde yaygın olarak görülmeye başladı. Bizde Avrupa Birliği coğrafyası içerisinde olduğumuz için aslında bu uyarılar bizi de ilgilendiriyor. "Aedes Aegypti" dediğimiz istilacı sivrisineklerin diğer endemik sivrisineklerden farkı bunlar gecede gündüz de ısırıyorlar. Yöresel sivrisinekler hepimizin de bildiği gibi aslında gece de insanları ısırma anlamında daha çok faaliyette oluyor. Bu istilacı sivrisinekler diğer yerleşik türlerin larvalarıyla besleniyorlar. Yani su alanlarına larvalarını bıraktıklarında larvalar diğer yerleşik türlerin larvalarını yok ederek, parçalayarak bunlarla beslenerek, yerleşik olan endemik sivrisinek türlerini ortadan kaldırıyorlar. Bu bizim için neden önemli, bizim endemik dediğimiz sivrisineklerde daha çok sıtma, batı nil dediğimiz hastalıklar bulaşıyor. Ülkemizde bildiğiniz gibi yaklaşık 15 yıldır sıtma olduğu hiç yok. Bu yerleşik olmayan dışarıdan gelecek istilacı sivrisineklerle yeni hastalıklarla karşı karşıya kalmamız oldukça fazla. Hangi tipte hastalıklar, bunlar daha çok viral hastalıklar, Chikungunya, Zika, Dang, sarı humma gibi daha önce görmediğimiz tropikal bölge hastalıklarını yakın yada orta vadede ülkemizde görmeye başlanacak demek oluyor. Çünkü Avrupa Birliği coğrafyasında görünüyor olması yakın vadede Türkiye'de bu tip hastalıklarla karşı karşıya kalacağız demek oluyor" dedi.
Viral hastalıkların tedavi yöntemleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Alper Şener, "Bu hastalıkların en büyük özelliği şu, ne yazık ki, standart bir tedavisi yok. Antiviral tedaviyle bunları tedavi etmek mümkün değil. Sarıhumma dışında aşısı olan da yok. Chikungunya, Zika ve diğerlerinin aşısı yok. Peki, burada ne yapmak lazım. Dolayısıyla sivrisinek ısırıklarından kendimizi korumamız gerekiyor. Açık alan ve kapalı alanlarda sivrisineklerle mücadele etmek lazım. Isırık sonrasında daha ciltte oluşan kızarık ve kabarıkta yaygın tanının tam tersine kolonya gibi alkollü ürünlerle üstünü kaşıdığınız zaman kaşıntının azması ve dolayısıyla ciltte sıyırıklar ve kaşıntıların daha yaygın ve kabuk tutarak kontrolsüz bir şekilde yaygınlaşması mümkün. Bunlarda daha çok yapılacak olan soğuk uygulama. Kaşıntı olan yere soğuk uygulayarak, azaltabilirsiniz. Cilt üzerine sürülecek olan kremler, jeller kullanılabilir. Yada yaygın kaşıntı varsa birden fazla ısırık varsa ağızdan alınacak birkaç gün kullanılacak antihistaminik tablet kullanılabilir" diye konuştu.
Kaynak:IHA