Oruç Tutmayanlar ne yapmalı?
Fidye, bazı ibadetlerin yapılamaması ya da yapılması sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dini mali yükümlülüktür. Peki 2016'da oruç fidyesi ne kadar oldu?
İbadetler arasında hac ve oruç için fidye verilebilir. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kişiler, daha sonra kaza etmesi mümkün olmayan kimseler oruç tutamadığı her gün için fidye öder. Bir fidye miktarı bir sadaka-i fıtır miktarı kadardır.
Sadaka-i fıtır bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek veya bunun karşılığı miktarında paradır.
Fidye vermek durumunda olan ancak maddi gücü bulunmayan kişiler ise Allah'tan af diler.Günler uzun olduğu için oruç tutamayan hasta veya yaşlılar kısa günlerde oruç tutarak kaza edebilirler.
Oruç fidyeleri Ramazan ayının sonunda topluca verilebileceği gibi, Ramazan ayında günlük olarak ve ayın başında da verilebilir.
2016 Oruç fidyesi ne kadar?
Fidye fiyatları her yıl değişir ve bu da Diyanet yetkilileri tarafından açıklanır. Fidye fiyatları 2016 yılında Kayseri Müftüsü Doç.Dr. Şahin Güven tarafından duyuruldu. 6 Haziran'da başlayacak olan Ramazan'da oruç tutamayacak hasta ve yaşlıların vereceği günlük fidye bedeli en düşük 15 TL olarak açıklandı. Ayrıca Şahin Güven "Sadaka-ı fıtır ve oruç fidyesi ödeyen Müslüman, ihtiyacı olan yoksullara az da olsa bir şeyler verebilme ve yardımlaşmanın sevincini yaşar. Bundan dolayıdır ki fıtır sadakası (fitre) ve fidye, zekattan farklı olarak, yerine getirilir. Diyanet İşleri Başkanlığımız ülkemizdeki mevcut sosyo-ekonomik hayat şartlarını ve 1 kişinin günlük asgari gıda ihtiyacını göz önünde bulundurarak; 2016 yılı Ramazan ayının başlangıcından 2017 yılı Ramazan ayının başlangıcına kadar olan sürede, sadaka-i fıtır ve günlük fidye miktarının 15 lira olarak belirlemiştir. Bu miktar en alt sınırdır. Gücü yeten ve durumu iyi olan daha fazlasını verebilir. Yani, üst sınırı yoktur." dedi. Oruç fidyesi geçtiğimiz yıl ise 11.5 TL'idi.
Oruç fidyesi kimlere verilmez?
Ramazan fidyesi zekat verilen kişilere verilebilir. Yani bireyin kendi torunu veya çocuğuna fidye vermesi mümkün değildir. Bunun yanında dedeye, anneye, babaya, büyük anneye, toruna, hanıma, evlada ve kafire fitre vermez mümkün değildir. Eğer gelin, damat, kayınvalide,kayınpeder, üvey çocuk ve kayınbirader gibi kan bağı olmayan akrabalar fakir ise onlara verilebilir. Hala, dayı, amca, teyze gibi kan bağı olan akrabalara fitre vermek daha çok sevaptır. Borçlu ve fakir kişiye hanımının fitre verebileceği ise İmameyne göre mümkündür.
Oruç tutamayan yaşlı veya hastalar ne yapmalı?
Sual: Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya hasta ne yapar?
CEVAP Çok yaşlanıp, ölene kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta oruç tutmaz. Fakir değilse tutamadığı gün kadar fidye verir. Bir hadis-i şerifte,(Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi olmasından ümit kesilen hasta, fidye verir) buyuruluyor. (Nesaî) Yaşlı olup oruç tutamayan ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, fakir değilse her günün orucu için fidye verir. Fakir ise fidye vermez, dua eder. Fidye olarak, her gün için bir fitre miktarı un verilir. Bir fitre miktarı un 1750 gramdır. Bir aylık oruç için 53 kg un vermek kâfidir. Yahut bunun kıymeti kadar altın, tutulamayan bir aylık orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi, başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen hasta, tutamadığı oruçlarını kaza eder. (Nehr-ül-fâık) Hastalık, yaşlılık gibi bir özürden dolayı ramazan orucunu tutamayan zenginin, bu durumu ölünceye kadar devam etse, fakirlere yemek verilmesini vasiyet eder. Velisi de, onun tutamadığı her oruç için, fakire fidye verir. (Bedâyi)
Şeker hastası ve emzikli kadın Sual: Şeker hastası ve hamile ve emzikli kadın oruç tutmayabilir mi?
CEVAP Şeker hastalığı çeşitlidir. Salih bir doktor, oruç tutamaz demişse tutmaz, fidye verir. Hamile veya emzikli kadın, zayıf olursa oruç tutmayıp, iyi olunca kaza eder.
Bir kimse, oruç tutunca sağlığına zarar verip vermeyeceğini bilemeyebilir, çünkü oruç tutabilirim der, oruç tutar ve hastalığı artabilir. Tersine ben oruç tutamam der, hâlbuki oruç tutması ona iyi gelebilir. Bunun için hasta olanın, oruç tutacaksa da, tutmayacaksa da, salih bir doktora sorup onun tavsiyesine göre hareket etmesi gerekir. İki hadis-i şerif meali şöyledir: (Hasta, çocuğuna zarar gelmesinden korkan hamile kadın, oruca gücü yetmeyen ihtiyar, oruç tutarsa öleceğinden korkan çok zayıf kimse oruç tutmaz.) [Deylemi] (Gebe ve emzikli kadına veya çocuğuna zarar gelecekse, oruç tutmaz.) [Buhari] (Allahü teâlâ, gebe ve emzikli kadına oruç tutmamak için ruhsat vermiştir.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] Sual: Hamile kadın, “Ramazanda oruç tutmamak haram olur” diyerek oruç tutuyor, kendini ve doğacak çocuğunu riske sokuyor. Riske sokması uygun mu? CEVAP Müslüman, salih ve uzman bir doktor, oruç tutma derse onun sözüne uyulur, kâfir veya fâsık bir doktorun sözü ile oruç bozulmaz.
Sual: Ramazanda rahatsızlık sebebiyle tutamadığım 10 günlük orucu kaza ederken, peş peşe mi tutmam gerekir?
CEVAP Peş peşe tutmanız gerekmez, fırsat buldukça tutarsınız.
Sual: Düzenli olarak iğne kullanması gereken hasta, tutamadığı bu Ramazan oruçlarını nasıl ödemesi gerekir?
CEVAP Bir aylık 53 kg un verir, yahut değeri kadar altın. Hasta zengin değilse bunu da vermez, dua eder.