Oruçluyken sinirli olanlar dikkat!
Oruç tutmanın insanlar için kendilerini geliştirmesi için bir fırsat olduğunu söyleyen Ural, "Oruç tutan bir insan sinirli oluyorsa, bedensel bir problem var mı diye kendini muayene ettirmelidir. Eğer bedensel bir problem yoksa o zaman o insanın gönlü orucu taşıyacak kadar olgun değildir. Gönlü olgunlaştıracak ve geliştirecek eğitim almalıdır.
İnsanın alt yapısı bunları taşıyacak kadar güçlü ise, o insanda ibadetin bütün güzelliklerini görürüz. Ancak, o insanın alt yapısı, bunu taşıyacak kadar güçlü değilse, kültürel sebeplerle bu sürecin bir parçası oluyorsa ve alt yapıda zayıflık varsa, insanın beden olarak ihtiyaçları karşılanmadığı zaman oluşacak olan gerginliği kontrol edecek duygusal alt yapı yok demektir." O zaman insanın idare sistemi ve komut sistemi olmayan bir cihaz gibi sağa sola savrulduğunu anlatan Ural, şöyle konuştu: "Ön plana bedensel tepkiler çıkar.
Sağlıklı olduktan sonra bunların hiçbiri insan fizyolojisinin limitlerini zorlamaz. İnsanın limitleri aslında kendi fizyolojisinin de altında ve kendi psikolojik limiti de aşağıdadır. O yüzden engellenmeye gelemiyor."
"Sağlıklı bir insan oruç tuttuğunda sinirli oluyorsa, o insanın gönlü ve beyni yeteri kadar alt yapı ile donanımlı değildir" diyen Psikiyatr Ural, sözlerini şöyle tamamladı: "Alt yapı olmadığı zaman o işin o kadar da basit olmadığını görüyoruz. İbadetlere dahi bence gerekli alt yapının varlığı o ibadetin hoş ve güzel sonuçlarını o insanda tezavül etmez.
Gerekli alt yapılarda noksanlık vardır ama şahıs kültürel eğilimleri sebebiyle, çevrenin itici gücüyle ve içinde bulunduğu toplumun bugüne kadar ki tahammülleriyle bunu sürdürüyorsa, o insanda ibadetin bütün güzelliklerini tamamıyla göremeyebiliriz.
Onları noksanlarıyla görürüz. Yani o zaman açlık ve susuzluk dediğimiz daha temel duygular daha üst düzey duyguların önüne geçer. Yani insanın açlığı ve susuzluğu gereği tezavüllerini görürsünüz."