Ankara Bilkent Şehir Hastanesi'nde çalışan Diyetisyen Ferhan Coşkun, bulyonların içerisinde yüksek miktarda tuz bulundurmasından dolayı kalp damar hastalıklarına, hipertansiyona ve böbrek hastalıklarına yol açtığını dile getirdi.
Uzmanlar, yemeklerde lezzet katabilmek için kullanılan ve içerisindeki koruyucu maddeler sayesinde uzun raf ömrü bulunan bulyonların, insan sağlığını tehlikeye attığına dikkati çekiyor.
Ankara Etlik Şehir Hastanesi'nde çalışan Diyetisyen Ferhan Coşkun, tavuk eti ve kırmızı etin çeşitli ekstraktlarıyla hazırlanan aroma vericilerin muhtemel zararları hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, bulyonların içerdikleri yüksek sodyum oranından dolayı kalp damar hastalıklarına, hipertansiyona ve böbrek hastalıklarına yol açtığını söyledi.
"Çin tuzu olarak bilinen Monosodyum Glutamat, çeşitli hastalarda alerjik reaksiyonlara, kızarıklık ve baş dönmesine sebep olabilmektedir"
Dünya Sağlık Örgütü'nün günlük tuz tüketimin 5 gramın altında tutulmasını önerdiğini dile getiren Coşkun, "'Çin tuzu" olarak bilinen Monosodyum Glutamat, çeşitli hastalarda alerjik reaksiyonlara, kızarıklık ve baş dönmesine sebep olabilmektedir. En önemlisi raf ömrünü uzatmak ve lezzet stabilitesini sağlamak amacıyla kullanılan yapay tatlandırıcılar, renklendiriciler, koruyucular gibi katkı maddeleri insan sağlığı üzerinde alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Uzun dönemde de çeşitli başka hastalıklara neden olabileceği bilinmektedir. Sağlık açısından bir diyetisyen gözüyle baktığımda en iyi olan bulyon tüketmek yerine evde kendi tavuk ve et sularımızı üretip bunları çeşitli sebzelerle çeşnilendirip yemeklerimizde besleyici düzeyi yüksek ürünler elde etmektir" diye konuştu.
Bulyonun içerisinde bulunduğu sodyum oranından dolayı tansiyonu yükseltebildiğine ve böbrek hastalıklarını ilerletebildiğine dikkati çeken Coşkun, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik rahatsızlık yaşayanların bulyon kullanımından kaçınmasını önerdi.