Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı kapsamında hazırlanan ‘2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planı’na göre Erzincan’dan Trabzon’a, Erzurum’dan Rize’ye hızlı tren hattı açılmak kaydıyla Rize ile Trabzon 2053 yılına kadar hızlı tren hattına kavuşacak. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, bölgenin 2053’te bile demiryolu ile uluslararası ticaret yollarına bağlanamayacağını belirterek, 2 hattan bölgenin sadece 2 ilini demiryoluna bağlamak yerine, tüm Doğu Karadeniz Bölgesi illerini demiryolu ağından uluslararası demiryolu ağı olan Asya Coğrafyasına bağlayacak Samsun – Batum Demiryolu’nun Doğu Karadeniz Bölgesi Güney çevre yolu ile tüm illeri kapsayacak şekilde yapımının sağlanması gerektiğini kaydetti.
ULAŞIM ALTYAPISI OLMAZSA NASIL İHRACAT YAPILACAK
Samsun Sarp Sınır kapısı arasındaki karayolu ağının günümüzde yetersiz kalması, yapılış aşamalarında en az 4 veya 5 çift yönlü otoban olarak yapılmaması nedeniyle günümüzde yaşanmakta olan trafik sıkışıklığının hem bölgede yaşayan vatandaşlar açısından hem de bu yolu kullanmakta olan uluslararası taşımacılar açısından bir çileye dönüştüğünü belirten Gürdoğan, “Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tüm karayolu yüklerinin Doğu Karadeniz Bölgesi Sarp Kapısı güzergahına kaymış olması sonucu sahil karayolu tıkanmış durumdadır ve bu yoğunluk önümüzdeki yıllarda çok daha yüksek seviyelere çıkacaktır. Bu nedenle şimdiden; elimizi çabuk tutarak, var olan üstünlüğümüzün altyapı yetersizliklerimiz nedeniyle elimizden kaymaması, uluslararası ticaretin başka güzergahlara kaymaması açısından, Samsun-Sarp Oto Yolu ile Samsun-Batum Demiryolu bağlantısının ivedilikle projelendirilmesi ve Bakanlığın stratejik planında öncelikli proje olarak yer almasını talep etmekteyiz.” dedi.
ULAŞIM ALTYAPISININ YETERSİZLİĞİ ULUSLARARASI TİCARETİN FARKLI GÜZERGAHLARA KAYMASINA NEDEN OLACAKTIR
DKİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Hamdi Gürdoğan, yaptığı açıklamada, özellikle ulaşım altyapısının yetersizliği nedeniyle, yatırımcıların bölgeyi tercih etmediğine ve bölgede belli bir büyüklüğe ulaşan iş insanlarının altyapıdaki yetersizlikler ve bölgenin dezavantajlı bir çok durumu nedeniyle yatırım için bölge dışına kaçtıklarını ifade ederek, ”Bilindiği üzere tarihi süreç içinde ve İpekyolu döneminde Doğu Karadeniz Bölgesi ve Trabzon ilimiz; bir liman kenti olmanın verdiği avantaj ve uluslararası ulaşım koridorunda yer alması, Trabzon ve hinterlandı Doğu Karadeniz Bölgesinin uluslararası ticarette Asya, Ortadoğu ile Avrupa arasında köprü işlevi görmesini sağlamıştır.
LOJİSTİK MERKEZ VAR ULAŞTIRMA ALTYAPISI YOK
Özellikle 1990lı yıllarda SSCB’nin dağılması ile Doğu Karadeniz Bölgemiz illeri Kafkasya, Orta Asya, Türk Cumhuriyetleri ve Rusya Federasyonu’nun önemli tedarik merkezi işlevini görmüştür. Başta Trabzon olmak üzere, Doğu Karadeniz Bölgemiz; Rize, Artvin ve hinterlandı İl ve ilçelerin dış ticaret hacmi çok hızlı bir şekilde üst rakamlara ulaşmıştır. Ancak, tarihi süreçten gelen ve var olan üstünlüklere rağmen gerekli altyapı yatırımlarının düzenli bir şekilde yapılmaması nedeniyle, Doğu Karadeniz Bölgemiz illerinin ihracatı istenilen rakamlara ulaşamamaktadır. Altyapının ve özellikle ulaşım altyapısının yetersizliği ayrıca yeterli arsa üretimi yapılmaması nedeniyle, yatırımcı Bölgemizi tercih etmemekte, Bölgemiz illerinde belli bir büyüklüğe ulaşan iş insanlarımız dahi altyapıdaki yetersizlikler ve Bölgenin dezavantajlı bir çok durumu nedeniyle yatırım için Bölge dışına kaçmaktadır.” Dedi.
SAMSUN- SARP OTOYOLU VE SARP SINIR KAPISI İHRACAT HACMİNİ KALDIRMIYOR
Samsun Sarp Sınır kapısı arasındaki karayolu ağının trafik sıkışıklığı nedeniyle çileye dönüştüğünü kaydeden Gürdoğan, “Doğu Karadeniz Bölgemiz karayolu açısından Orta Asya uluslararası karayolu geçiş güzergahında olmasına rağmen, Samsun Sarp Sınır kapısı arasındaki karayolu ağının günümüzde yetersiz kalması, yapılış aşamalarında en az 4 veya 5 çift yönlü otoban olarak yapılmaması nedeniyle, günümüzde yaşanmakta olan trafik sıkışıklığı hem bölgede yaşayan vatandaşlarımız açısından ve hem de bu yolu kullanmakta olan uluslararası taşımacılar açısından bir çileye dönüşmüştür.
Artık Dünyanın üretim merkezi olan Asya coğrafyasına yönelen tüm ülkeler ulaşım altyapısı ve ulaşım ağı çeşitliliklerini geliştirerek dış ticaretten daha fazla pay almaya çalışmalarına rağmen, Ülkemizde Samsun – Sarp Otoyolunun Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın açıklamış olduğu ‘2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planında’ yer almaması, Bölgemiz yanında ülkemiz dış ticareti açısından da büyük bir eksikliktir. Samsun – Sarp Sınır kapısı yol güzergahında yaşayan insanlar da uluslararası bu yol ağının yoğunluğundan yaşadıkları trafik çilesine isyan etmeye başlamıştır.
DEMİRYOLU, OTOBAN VE YENİ SINIR KAPISINA İHTİYAÇ VAR
Artık Samsun – Sarp Sınır kapısı arasında Güney çevre yolu şeklinde 50 yıl sonrasının yoğunluğu düşünülerek, yeni bir otoyolun paralelinde demiryolu ağı ile birlikte düşünülmesinin zamanı çoktan gelmiştir. Bu otoyol ve demiryolunun, Sarp Sınır Kapısının yoğunluğunu azaltmak amacıyla alternatif kapı olarak açılmasını önerdiğimiz ve mevzuatı çıkmasına rağmen hala yapımına başlanmayan Gürcistan’a açılacak ikinci kapı olan Muratlı Sınır Kapısına bağlanması Ülkemize dış ticarette ve transit taşımacılıkta çok büyük üstünlük kazandıracaktır.” diye konuştu.
BÖLGEMİZ 2053’TE BİLE DEMİRYOLU İLE ULUSLARARASI TİCARET YOLLARINA BAĞLANAMAYACAK
Gürdoğan, bölgenin olmazsa olmazı durumundaki Samsun – Batum Demiryolu Hattının ‘2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planında’ yer almamasının kabul edilemez bir durum olduğuna vurgu yaparak, “Yıllarca söylediğimiz, dış ticaretimiz açısından olmazsa olmaz durum olarak gördüğümüz, demiryolunun Samsun sahil bandından tüm sahil kentlerimizi kapsayacak şekilde uluslararası güzergah olan Gürcistan Batum demiryolu ağına bağlanması ve bu şekilde de sahil bandında bulunan tüm limanlarımızın demiryolu ağına entegre edilmesi hiç dikkate alınmamış, her kesim tarafından eleştirilen Erzincan demiryolu ağının iki hat olarak sadece Trabzon ve Rize bağlantıları ile yapılması planlanmıştır.
Bölgenin ne trafik akışına ne de dış ticaretine hiçbir katkısı olmayacak bu ağın, öncelikle dış ticaret ve uluslararası ulaşım ağı düşünülerek acilen Samsun demiryolu ağından otoban karayolu ağına paralel bir şekilde Güney çevre yolları üzerinden Orta Asya Bölgesine bağlantımızı sağlayacak Gürcistan demiryolu ağına bağlanması düşünülmelidir. Bugün baktığımızda Bakü-Tiflis demiryolu hattımız Hazar Denizindeki aktarma nedeniyle rantabl çalışmamakta, Hazar Denizi geçişinde yaşanan yoğunluk ve beklemeler bu hattın dış ticarete tercih edilmesini engellemektedir. Bunun için önerdiğimiz Samsun – Batum Demiryolu ağının ikinci bir alternatif güzergah olarak Ülkemiz dış ticaretine çok büyük katkısı olacaktır.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızdan en büyük beklentimiz Ülkemiz dış ticaretine büyük katkı sağlayacak ve Doğu Karadeniz Bölgesinin kalkınmasına, ihracatına yapacağı katkı yanında Bölge halkının yaşadığı trafik çilesinin son bulmasını sağlayacak öncelikli 2 proje olan Samsun – Sarp Otoyolunun en az 4 veya 5 gidiş-geliş şeritli olarak projelendirilerek yapımına başlanması; bunun yanında, 2 hattan Bölgenin sadece 2 ilini demiryoluna bağlamak yerine, tüm Doğu Karadeniz Bölgesi illerini demiryolu ağından uluslararası demiryolu ağı olan Asya Coğrafyasına bağlayacak Samsun – Batum Demiryolu’nun Doğu Karadeniz Bölgesi Güney çevre yolu ile tüm illeri kapsayacak şekilde yapımının sağlanmasıdır.
Son yıllarda ticaretin Asya Bölgesine kaymış olması yanında, halen yaşanmakta olan Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle tüm karayolu yüklerinin Doğu Karadeniz Bölgesi Sarp Kapısı güzergahına kaymış olması sonucu sahil karayolu tıkanmış durumdadır ve bu yoğunluk önümüzdeki yıllarda çok daha yüksek seviyelere çıkacaktır.
Bu nedenle şimdiden; elimizi çabuk tutarak, var olan üstünlüğümüzün altyapı yetersizliklerimiz nedeniyle elimizden kaymaması, uluslararası ticaretin başka güzergahlara kaymaması açısından, Samsun-Sarp Oto Yolu ile Samsun-Batum Demiryolu bağlantısının ivedilikle projelendirilmesi ve Bakanlığın stratejik planında öncelikli proje olarak yer almasını talep etmekteyiz.” şeklinde konuştu.