Toplantı sonrasında milletvekilliği düşürülen Ahmet Türk, Kurul'da alınan kararları ve izlenecek yol haritasını açıkladı:
BELKİ BUGÜN SON KEZ BERABERİZ
Değerli basın mensupları, bugün belki de son kez sizinle beraberiz. 2.5 yıldır birlikte çalışmalar yaptık. Düşüncelerimizi sizlerin vasıtasıyla halkımıza yansıtmaya çalıştık. Bugün son basın toplantım. Bildiğiniz gibi evvelki gün Bursa'da 19 maden işçimizi kaybettik. Tanrıdan yaşamlarını yitiren işçilerimize rahmet diliyorum. Acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu ülkede işçiler gerçekten sahipsiz kaldı. Sorunlarıyla kimse ilgilenmedi. KAN KANLA TEMİZLENMEZ Ben özellikle bu karardan sonra kendimizi savunmak için konuşmuyorum. Biz bugüne kadar yaptığımız tüm konuşmalarda silah hak arama yöntemi olmaktan çıkmalıdır dedik. Bir tek konuşmamızda bu iş şiddetle çözülür sözünü bulamazsınız.
Türkiye önemli bir sürecin içindedir. Biz parlamentoya geldiğimniz günden beri hep barışı savunduk. Dedelerimiz, Ortadoğu halkı her zaman bir deyim kullanır: Kan kanla, şiddet şiddetle, silah silahla temizlenmez. Akan kanı durdurmamız için barışı esas almamız lazıum. DTP yaşanan acıları yüreğinde hissetti ve son bulması için çaba gösterdi. Halkları kucaklaştırmaya yönelik çok cidd çabalar sarfettik. Ama bugün bakıyoruz ki; barışı isteyenler terörist ilan ediliyor.
BİR TEK KONUŞMAMIZDA ŞİDDET BULAMAZSINIZ
ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARI SİYASİ
Ancak bütün bunlar ortadayken Anayasa Mahkemesi'nin statükoyu, resmi ideolojiyi savunan siyasi bir kararla ortaya çıkması, halkların barışa ve demokrasiye olan inancına darbe vurmuştur. Bu hukuki değil, siyasi bir karardır. Demokratik siyasetin önemini görüyoruz, biliyoruz. Mantıklar ne kadar inkarcı ve ötekileştirici olursa olsun bu ülke mutlaka bir gün barışını sağlayacaktır. Elbette ki bu mücadeleyi sürdürürken Türkiye'de demokrasi için bedel ödemeye hazır olanlar, Türkiye yurttaşları olarak bu yanlış, inkarcı zihniyete birlikte dur diyecektir. Her dönemde daha acı bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye'de demokrasiyi savunanalar ortak bir mücadele alanında buluşmalıdır. Bu sorumlulukla karşı karşıyadır.
DEMOKRATİK SİYASETE DEVAM EDECEĞİZ
Tabii ki demokratik siyaset devam edecek. Biz siyasetin yüceliğine inandığımız için, parlamentoyu çözüm yeri olarak gördüğümüz için bugüne kadar siyaset yaptık. Ama Türkiye halkının da bazı şeyleri görmesi lazım. Ergenekon terör örgütünün avukatıyım diyenlere bu ülkede başsavcı dava açmıyor. Türk halkının öfkesini görecekler diyenler, kışkırtasnlar hakkında, MHP hakkında savcı dava açmıyor. Ama barış isteyen, demokrasinin Türkiye'ye yerleşmesi için çaba gösterenler bugün bu ülkede bölücü ilan eden bir mantıkla karşılaşıyorlar.
YANLIŞ, İNKARCI ZİHNİYET
TÜRK'E YAZIKTIR, KÜRT'E YAZIKTIR
Biz bu günü kurtuluşun yolu, aklın manıtığın orataya çıkacağı gün olarak görüyoruz. Diyaloğun olmadığı, sorunların tartışılmasına tahammül etmeyen bir parlamento var Türkiye'de. Yazıktır. Türk'e yazıktır, Kürt'e yazıktır. Geli,n bu mantıktan kurtulalım. Yapmayın diyoruz. Bütün bu politikalara rağmen buardan çağrı yapıyorum. Bu sorunları görmezden gelemezsiniz. Tarih sizi yargılar. Türkiye'yi daha fazla kaosa, çatışmaya götürmeyin. Bu halkların taleplerini anlayın ve içselleştirin.
Biz bin yıl bu ülkede beraber yaşadık. Ama yanlış politikalar insanları ötekileştirmiş. Bunu artık görün ve tedbirlerini alın.
AK PARTİ SUSKUN KALDI
Biz bu mahkeme kararını hukuki görmüyoruz. Siyasi bir karardır. Düne kadar 'Biz halkın iradesiyle geldik' diyen, Anayasa Mahkemesi'ni en sert şekilde eleştiren AK Parti, DTP'nin kapatılması sürecinde suskun kaldı. Partinin kapatılmasından rant sağlayacağını sandı ve demokrasiyi katletti.
GRUBUMUZ PARLAMENTODAN ÇEKİLMİŞTİR
Demokratik siyaseti önemsiyoruz ama bu konuda kararlıyız. Grubumuz fiili olarak bugünden itibaren parlamentodan çekilmiştir. Çalışmalara katılmayacaktır.