AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Yurt içinde, yurt dışında kara propagandayla, asılsız ithamlarla üzerimize geldiler. Hiçbirine boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Allah'tan başka kimseye bizim can borcumuz yok. Sadece Allahımıza var. Bu yola böyle devam edeceğiz'' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''500 yıl önce nasıl İspanya'dan kovulan Musevilere sahip çıktıysa bizim dedelerimiz, bugün de biz Filistin'de oradaki kardeşlerimize sahip çıkıyoruz. Olay bu'' dedi.
Erdoğan, partisinin Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi'nde düzenlenen İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı.
Trabzon ve Rize'deki temasları hakkında bilgi veren Erdoğan, hizmet yolunda durmadan yola devam ettiklerini söyledi.
Aşk, heyecan ve coşkuyla, millet için bu yolda gece gündüz demeden ilerleyeceklerini dile getiren Erdoğan, ''Bu yolda durmak yok, yorulmak yok... Kim ne derse desin, asla ulusal ve uluslararası bazda, tarihte dedelerimiz ne yaptıysa biz de o anlayışla, onların yaptıklarını yaparak bu yola devam edeceğiz'' diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti: ''7,5 yılda Türkiye'ye her alanda büyük başarılar, büyük sevinçler yaşattık. Dış politikada Türkiye'nin itibarını yükselttik. Ekonomide Türkiye'yi 26. sıradan aldık, 17. sıraya yükselttik, Avrupa'da 6. sıraya çıktık.
Demokratikleşmede attığımız adımlarla, ülkenin demokratik standartlarını yükselttik, ileri standartlara ulaştık, ulaşıyoruz.Ulaştığımız hiçbir seviyeyi ülkemiz için yeterli görmedik, kendimize yeni hedefler belirledik. Kararlı adımlarla o adımlara doğru ilerledik, ilerliyoruz. Önümüze sürekli engeller çıktı ama biz aldırmadık. Çünkü onları aşmakta kararlıydık. Çetelerle yolumuzu kesmek istediler, mafyayla yolumuzu kesmek istediler, tahriklerle, provokasyonlarla önümüzü kesmek istediler. Mücadele ettik. Çirkin oyunlarla, kirli senaryolarla, hukuku zorlayarak bize engel olmak istediler. Hiçbirine eyvallah demedik. Yurt içinde, yurt dışında kara propagandayla, asılsız ithamlarla üzerimize geldiler. Hiçbirine boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.
Allah'tan başka kimseye bizim can borcumuz yok. Sadece Allahımıza var. Bu yola böyle devam edeceğiz.''
Erdoğan, daha sonra sözü Gazze konusuna getirdi. Erdoğan, ''Bize diyorlar ki 'Türkiye'nin Orta Doğu'da ne işi var, Filistin'de ne işi var? Gazze ile Türkiye neden ilgileniyor?' deniliyor. Bunu söyleyenler açık açık ifade ediyorum; bu ülkenin tarihinden nasibini almayanlardır. Adama sormazlar mı 'Amerika'nın Irak'ta ne işi var, Filistin'de ne işi var?' Sormazlar mı? Afganistan'da ne işi var? Fransa'nın, İngiliz'in, Almanya'nın, Hollanda'nın şunun, bunun buralarda ne işi var? diye sormazlar mı? Artık dünyada ulusal bazlı bir siyaset yoktur, artık dünyada uluslararası bazlı siyaset vardır. Bunu böyle bilin. O zaman adama sormazlar mı NATO'nun içinde ne işin var? Niye girdik biz NATO'ya? Demek ki bir şeyler yapmamız lazım. BM Güvenlik Konseyi'nde ne işimiz vardı? Niye girdik, 47 yıldır girmeyenler gibi biz de girmeyebilirdik. Girdik, niçin? Eğer bu dünyanın bir ülkesiyseniz, kendinizi yok kabul etmiyorsanız, bir yerlerde sizin de bir göreviniz var. Tarihin sizlere yüklediği bir mesuliyet var, sorumluluk var. Bu milletin sizlere emanet ettiği bir sorumluluk var. Bunları yerine getirmek zorundasınız. Eğer 16 milyon insan size oy veriyorsa seçmen olarak, yapmanız gerekenler var. İşte 16 milyonun emrini biz yerine getiriyoruz, yaptığımız budur'' diye konuştu.
-''73 MİLYONUN İKTİDARIYIZ''-
Ankara'ya mahkum bir siyaseti icra etmek için iktidar olmadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Biz 780 bin kilometrekarede icrada bulunacak bir iktidar olarak geldik. Biz, 73 milyonu huzura, refaha ulaştırmak için iktidar olduk. Biz, etnik milliyetçilik yapmak için gelmedik. Biz, bölgesel milliyetçilik yapmak için gelmedik. Biz, dinsel milliyetçilik için gelmedik. Biz, tüm 73 milyonun iktidarıyız. Biz 780 bin kilometrekarelik vatan toprağının iktidarıyız. Biz her inanç mensubunun bu ülkede eşit mesafede olan iktidarıyız. Biz bunun için buradayız.
Zira biz, yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. 500 yıl önce nasıl İspanya'dan kovulan Musevilere sahip çıktıysa bizim dedelerimiz, bugün de biz Filistin'de biz, oradaki kardeşlerimize sahip çıkıyoruz. Olay bu. Onu yaparken niçin yapıyorsunuz?' demedi kimse. Batılıların Musevileri kovduğu zaman da bizim ecdadımız Musevilere sahip çıktı. Şimdi ne diyor o Musevilerin geride kalan varisleri biliyor musunuz? 'İkide bir bize 'bunu çaktırmayın' diyorlar. Biz size tarih dersi veriyoruz. Çaktırmıyoruz. Olay bu...''
-''SADECE VE SADECE BARIŞ İSTİYORUZ''-
Başbakan ERdoğan, dün Gürcistan, Irak, Darfur için nasıl seslerini yükseltilerse, bugün de Filistin için aynısını yaptıklarını belirterek, Türkiye'nin Haiti'deki depreme, Şili'deki felakete nasıl seferber oldularsa, bugün de Gazze için seferber olduklarını, ''Gazze için yüreklerini ortaya koyduklarını'' dile getirdi.
''Bizim tarihimiz, bizim medeniyetimiz, muhtaçlara mazlumlara, mağdurlara her türlü yardımın örnekleriyle doludur'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti: ''Sene 1576... İstanbul'a binlerce kilometre uzakta Ace'de, dönemin padişahı Sultan 2. Selim'e mektup geliyor, Ace Sultanı Alaaddin, Osmanlı Sultanı'na diyor ki; 'yardım etmezseniz mahvoluruz.' Altındaki ifade çok anlamlı: Ace, sizin köylerinizden biri...
Köy diyor, köy. Ben de sizin hizmetkarınızım diyor. Sultan 2. Selim, 22 kadırgadan oluşan bir filoyu Ace'ye gönderiyor. O gün Ace'ye yapılan yardım, bizim orayla kardeşliğimizin, dayanışmamızın temellerini oluşturuyor... Endülüs'ten, Hint Yarımadasına kadar, Sumatra'dan Afrika'nın derinliklerine kadar, sesimizin, sözümüzün ulaştığı her yere bir barış ulaştırmanın mücadelesi içinde olduk. Bugün de o anlayışla hareket ediyor, yer yüzsünde sadece ve sadece barış istiyoruz, başka bir şey değil...
Herkes Gazze'ye sırtını dönebilir. Ama Türkiye dönemez. Herkes Filistin'i kendi kaderine terk edebilir ama Türkiye terk edemez. Herkes Orta Doğu'daki yangına, katliamlara sessiz, tepkisiz kalabilir ama biz kalamayız. Eğer kalırsak, eğer yaşananlara göz yumarsak, eğer çocukların katledilmesine herkes gibi seyirci kalırsak o zaman ben Rize'ye gelemem. Rizeli kardeşlerimizin önüne alnımız ak çıkamayız, aziz hemşehrilerimize hesap veremeyiz. Biz bu milletten çok kutsal bir emanet devraldık.''