Güneş enerjisiyle doğalgaz üretilecek

TÜBİTAK'ın düzenlediği kurultaya katılan Türk bilim insanları çalışmalarıyla parmak ısırtıyor.

Bilimsel çalışmalarını ABD, İngiltere, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerde yürüten biliminsanlarımız arasında kansere karşıhücresel tedavi yöntemleri geliştiren de var, güneşenerjisini doğalgaza çevirmeyi hedefleyenler de... Bilim insanlarımız gelecek adına da umutlu; Güneş enerjisiyle Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı sona erebilir! TÜBİTAK'ın bu yıl ikincisinidüzenlediği kurultay, beyin göçüyle yıllar önce yurtdışına giden Türk bilim insanlarınıİstanbul'da buluşturdu. Dünyanın çeşitli ülkelerinde üniversiteler ve laboratuvarlarda önemli projeler yürüten yüzlerce araştırmacı, çalışmalarını ve deneyimlerini kurultayda paylaştı. Özellikle sağlık veenerji alanında yapılan çalışmaların ön plana çıktığı kurultayda dikkat çeken bazı isimler ve çalışma alanları şöyle:

İSTİKBAL GÜNEŞ ENERJİSİNDE

Ord. Prof. Dr. Serdar Sarıçiftçi (Johannes Kepler University of Linz/Avusturya - Organik, plastik güneş pilleri üzerine çalışıyor) 2007 yılından bu yana güneş enerjisinden doğal gaz elde etme çalışmaları yürüten Sarıçiftçi çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: "Yeşil bitkiler, su ve karbondioksit kullanarak güneş enerjisini kimyasal enerjiye çevirir. Bu şekilde hem karbondioksit dengesi sağlanmış, hem de güneş enerjisi taşınabilir bir şekilde depolanmış olur. Doğadaki fotosentezin benzerini teknik ve suni fotosentez olarak gerçekleştirmek insanlığın geleceğini belirleyecektir. Bu yüzden güneşten direk benzin elde etmek en akıllıcası olacaktır. Zaten doğadaki fotosentez bu mantıkla çalışır. Bugün güneş fukarası bir memleket olan Almanya bile güneşten 20 gigavatın üzerinde enerji elde ediyor. Bu, 20 nükleer enerji santraline bedel. Türkiye'de çok daha fazla güneş var ve inanıyorum ki bu enerji kullanılırsa enerjideki dışa bağımlılık sona erecek. Askeriye,hastaneler ve havaalanlarını kendi başına ayakta tutabilecek güneş enerji sistemleri acil olarak kullanılmalı. Türkiye'nin istiklali ve istikbali güneş enerjisindedir."

GEN TEDAVİSİNDENA NOTEKNOLOJİ

Prof. Dr. Hayat Önyüksel (University of Illinois/ABD - Nanoteknolojiyle kanser ve gen tedavisi üzerinde çalışıyor) 2003'te Illinois Üniversitesi tarafından kanser ilaçları alanında yaptığı buluşlar ve araştırmalar nedeniyle 'Yılın Mucidi' seçilen Önyüksel de "Kanser tedavisi ve nanoteknoloji üzerinde Amerika'daçalışmalar yapıyorum. Kanser gerçekten çok çirkin bir hastalık. Benimyaptığım çalışma ilacın direk kanser hücresine gitmesini sağlıyor. Bir araba içerisine ilacı yerleştiriyoruz ve bu ilaç kan hücreleri arasında dolaşıyor, tümörlü alana varınca çözülüyor. Fareler üzerinde olumlu sonuçlar elde edildi. İnsanlar üzerinde denenmesi için yaklaşık 5 yıl gibi bir süre var" diye konuştu.

PİLLERİN DEPOLAMA ÖMRÜ UZATILIYOR

Prof. Dr. Esen Ercan Alp (Argonne National Laboratory/ABD - Yüksek basınç fiziği ve x ışınları üzerinde çalışıyor) Dünyadaki en gelişmiş x ışını kaynaklarınnın bulunmasında önemli katkıları olan ve 1999'da Chicago Üniversitesince 'Yılın bilim adamı' ödülünü alan Alp, "Yeni malzemelerin atomlarını inceleyerek bu malzemelerin gelişimini ve enerji depolama gücünü artırma çalışmaları yapıyorum. Lityum (Telefon bataryaları gibi) pillerin belirli bir ömrü var. 6 ay ile 2 yıl arasında bu pillerin ömürleri bitmiş oluyor ve atıyoruz. Bu pillerin ömürleri çok kısa. Hem bu pillerin ömürlerini artırmak, hem de yanıcılığını ve patlayıcılığını önlemek ve bunları daha düşük maliyetle üretebilmek üzerine çalışıyoruz. Ayrıca vücudumuzdaki enzimlerin nasıl çalıştığına dair yeni x ışınları ve prospektüsü geliştirmek gerekiyor. Vücuttaki kimyasal dönüşümün ana mekanizmalarını ortaya çıkarırsak, enzimlere ilişkin özel ilaç gelişimini de daha rahat sağlayabiliriz" dedi.

YENİ NESİL KANSER İLACI GELİŞTİRİLİYOR

Prof. Dr. Mustafa Camgöz (Imperial Collage London/İngiltere - Kanser biyolojisi, metastaz ve iyon kanalları üzerinde çalışıyor) Yurtiçi ve yurtdışında birçok önemli ödül sahibi bilim insanı Camgöz de şunları kaydetti: "Yeni nesil kanser ilacı geliştiriyorum. Sinyal mekanizmaları belirliyorum. Metastas (kanserin dağılması) sırasında hücrelerde bir heyecanlanma olur. Hiperaktif olurlar. Bu sinyaller hücrenin çok hızlı dağılmasına neden oluyor. Biz ürettiğimizbu ilaçla bunu bloklamaya çalışıyoruz. Kanser kronik bir hastalık, tedavi etmek çok zor. Kemoterapi kök hücre nedeniyle ileride hastalığın tekrarlamasına neden olabiliyor. Hap olarak geliştirdiğimiz ve üzerinde çalışmaya devam ettiğimiz bu ilaç kemoterapi kullanmadan hastalığı yenmemizi sağlayacak. Tümör ameliyatla alındıktan sonra hasta bu ilacı kullanarak hastalığı yenecek. Bu ilacı Türkiye'de geliştirerek Türkiye'den ilk kez bir kanser ilacının çıkmasını sağlamak amacındayız."

Bilim-Teknoloji Haberleri