Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Tevfik Ali Hançeroğlu, Türkiye'nin Gıda İş kolunda en büyük işçi örgütü olarak 45 yıldır çalışanların güvencesi ve umudu olan Öz Gıda İş’in tüm işçilerin hak ve çıkarları için verdiği mücadeleyi yorulmadan sürdüreceğini söyledi.
Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Hançeroğlu, sendikaların, gücünü Türkiye’nin kalkınması için alın teri döken işçilerden aldığını belirterek, Öz Gıda İş Sendikasının emek ve alın teri mücadelesinde 45 yılın verdiği bilgi, birikim ve deneyimle Türkiye’nin en büyük işçi sendikası olmanın hem onurunu hem de sorumluluğunu taşıdığını vurguladı.
Öz Gıda İş’in bugün 34 bin 844 üyesiyle Türkiye'nin gıda iş kolunda en büyük işçi sendikası olmasının yanı sıra, en güçlü sivil toplum örgütlerinden biri olduğunu ifade eden Hançeroğlu, şunları kaydetti: "Türkiye'nin en büyük ve köklü işçi örgütü olarak 45 yıldır çalışanların güvencesi ve umudu olan sendikamız, tüm işçilerin hak ve çıkarları için verdiği mücadeleyi yorulmadan sürdürecektir. Bu konuda üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız. Ülkemizde çalışma hayatı insan onuruna yakışır bir düzeye kavuşana kadar da Öz Gıda İş Sendikası bu sorumluluğunun gereğini yerine getirmek için var gücüyle çalışmaya devam edecektir."
Örgütlenmenin önünde büyük engeller var
Hançeroğlu, çalışma hayatında birçok sorun bulunduğunu, bunların başında sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin geldiğini belirterek, şöyle konuştu: "Sigortalı 15 milyon işçiden sadece 2 milyon 123 bininin sendikalı olduğu bir çalışma hayatını göz önüne aldığımızda örgütlenme önündeki engelleri gayet iyi görebiliyoruz. Emekçinin hakkını aramasının tek yolu birliktelikten, yani sendikalaşmaktan geçiyor. Tüm çabalarımıza karşın, ne yazık ki, sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılamıyor. Özel sektörde işverenler sendikalı işçi istemiyor. Sendikalara üye olmak isteyen işçiler işten atılıyor. Bunda da bugüne kadar ne yazık ki başarılı oldular.
Genellikle işverenler işçilerin örgütlenme duyumunu aldıklarında, oluşan örgütlenme talebinin gerçekleşmesine engel olmaya çalışmaktadırlar. Bunlardan bir kaçı şöyle sıralayabiliriz; işçilerle işyerlerinde toplantılar düzenlemek ve yüz yüze görüşmeler yapmak suretiyle, sendikalaşma olması durumunda işyerinin kapanacağı, sendikanın işyerinde herhangi bir fark yaratamayacağı, sendikaların ve yöneticilerinin aslında işçilerin çıkarları ile ilgilenmedikleri konusunda olumsuz mesajlar yaymak, örgütlenmek isteyen bazı işçilerin ücretlerini artırma yoluna gitmek veya işten çıkartmak, işçilerin örgütlenmeye çalışan sendikalar ile temaslarına engel olmak gibi bir çok taktiği kullanıyorlar.
Sıkıntıları, güçlükleri, yenmesini bilen kişilerin icra ettiği sanatın adı sendikacılıktır
Bildiğiniz gibi örgütlenme çalışmalarımız çok güç ve ağır şartlar içinde yürütülmektedir. Çeşitli engellemeler ve zorluklarla karşılaşmış olmamıza rağmen hiçbir güçlük bizleri doğru bildiğimiz yoldan çevirememiştir. Bu azimli, kararlı ve ısrarlı çalışmaların sonucu olarak bugünkü güçlü ve etkili seviyeye gelinmiştir. Sendika hareketinde korkakların yeri yok. Korkak ve ikiyüzlü insanlar sendikacılık yapamaz. Yalancılar hiç yapamaz. Sendikacı risk alan kişidir. Sözünde duran insandır. Sendikacılar sıkıntılı ve zor günlerin adamlarıdır. Ve o sıkıntıları, güçlükleri, yenmesini bilen kişilerin icra ettiği sanatın adı sendikacılıktır.
Son dönemde atağa kalkarak Özgörkey, Of Çay, Doğuş Çay, Ak Nişasta ve Abalıoğlu Lezita gibi birçok önemli işletmede örgütlenme çalışmasını başarıyla tamamlayan Öz Gıda İş, ülkemiz ve dünya sendikal hareketi içerisinde mücadeleci bir sendikacılık anlayışını somut bir başarı ve büyüme hikayesiyle bir araya getirebilen nadir örneklerden biridir. 45 yıllık bir emek mücadelesinin hâsılası olarak Türkiye’nin gıda iş kolunda en büyük işçi sendikası olmak kuşkusuz çok önemli. Tüm teşkilatımızla artık yeni hedeflere doğru aynı kararlılık, birlik ve beraberlik ruhuyla 50 bin hedefimize adım adım yürüyeceğiz.
Öz Gıda İş Sendikamızın 34 bin 844 üyesiyle, Türkiye’nin gıda iş kolunda en büyük sendikası olma unvanını Rabbim bizim dönemimizde nasip etti. Bu aynı zamanda bize büyük bir sorumluluk yükledi. Bütün bu sorumluluklarımızla, gerçekleştirdiğimiz bu büyük başarı öyküsünü daha da taçlandırmamız, daha da güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun için daha fazla yorulacağız, daha fazla terleyeceğiz. Daha fazla mücadele edeceğiz. Daha fazla insanlarla el ele, göz göze geleceğiz. Aynı istikamette yürüdüğümüz kardeşlerimizle kol kola, omuz omuza yürüyeceğiz. Bu başarıyı birlikte yakaladık, birlikte geleceği inşa edeceğiz.”