Saadet Partisi Rize İl Başkanı Av. Muhammet Kaçar, gündemle ilgili yaptığı açıklamalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerde bulundu. "Seçim öncesi işçiye, memura, emekliye, gençlere ve ev hanımlarına vaatlerde bulunan Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından hepsini unutan Erdoğan’ı mı muhatap alalım?” diye soran İl Başkanı Kaçar, son günlerde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde dinimize ve değerlerimize alçakça saldırılar gerçekleştirildiğini kaydetti. Başkan Kaçar, “Bütün insanlığın hayat rehberi, güzel ahlakı, adaleti, şefkat ve merhameti öğütleyen kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yırtıp, yakacak denli bir gözü dönmüşlükle karşı karşıyayız! Bu ırkçı, faşist ve İslamofobik ruh hastalarına sessiz kalınması, hatta korunmaya alınması ise İslamofobi’nin Avrupa’da kurumsallaştığını göstermektedir. En son Lahey’de bizim ve diğer İslam ülkelerinin büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirilen saldırıda da görülmüştür ki Avrupa, yine iki yüzlü davranıyor! Bu ikiyüzlülük karşısında haykırmamız gerekiyor: Bu mudur sizin inançlara saygınız, bu mudur sizin hak ve hukuk anlayışınız, fikir ve düşünce hürriyeti denilince anladığınız sizin bu mudur?” dedi.
Türkiye, Sadece 3-5 Satırlık Kınama Bildirisi Yayınlayacak Bir Ülke midir?
İl Başkanı Kaçar, “Tam aksi bir durum yaşansa, Ankara’da, Tahran’da, İslamabad’da; Danimarka, Hollanda veya İsveç büyükelçiliklerinin önünde benzer hadiseler yaşansa rapor üstüne rapor yayınlayacak olanlar, şimdi üç maymunu oynuyor; hatta bu hasta ruhlara kol kanat geriyorlar! Hadi Avrupa her zamanki gibi samimiyetsiz, tamam da İslam ülkelerine ne oluyor? Nedir bu sessizlik Allah aşkına? Türkiye, sadece 3-5 satırlık kınama bildirisi yayınlayacak, ardından da tüm olup bitenleri sessizce izleyecek bir ülke mi olmalıdır? Bir oldu, iki oldu; kınamalarla geçiştirdiniz! Defalarca görüldü ki, kınamadan anlamıyorlar; alçak saldırılara her gün bir başkası ekleniyor. İslam İş birliği Teşkilatı, bu konuda iş birliği yapıp, had bildirmeyecekse; ne zaman ve hangi konuda adım atacak? İsrail ile münasebetlerini iyileştirme yarışına girenler, Avrupa’nın gözüne girmeye çalışanlar, adeta ABD veya Rusya’nın kuklası olmayı şeref kabul edenler; nasıl bir zilletin içine düştüklerinin farkındalar mı acaba?” diye konuştu.
ABD, Rusya, AB ve İsrail, Hepsi Seçim Sonuçlarından Büyük Bir Memnuniyet Duymaktadır
İl Başkanı Kaçar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dost ve düşman tanımının her seçim öncesi ve sonrasında değiştiğini belirterek şöyle konuştu: "BM toplantısı için gittiği New York’taki temaslarına da değinmek istiyorum. Erdoğan’ın dost ve düşman tanımının her seçim öncesi ve sonrasında değiştiğini biz zaten biliyorduk. Ancak terör devleti İsrail’in en şedit Başbakanlarından Netanyahu ile olan samimiyetinin bu denli ilerleyebileceğine biz bile ihtimal vermiyorduk! Cenaze namazında dahi muhalefet parti liderlerinin elini sıkmaktan ısrarla kaçınan Sn. Erdoğan’ın, elinde on binlerce Filistinli mazlumun kanı olan bir katille sarmaş dolaş olabileceğini düşünmek bile istemezdik! Şimdi net olarak görülüyor ki; seçim öncesi muhalefet bloğunu akla hayale gelmedik odaklarla iş birliği yapmakla suçlayanların, aslında kapalı kapılar ardında kimlerle iş birliği yaptığı çok açık olarak ortaya çıkmıştır. Seçimlerin ardından hükümetin yaptıkları ve yapmadıklarıyla, ekonomi ve dış politikada attıkları adımlarıyla çok açık olarak görülmüştür ki; ABD, Rusya, AB ve İsrail, hepsi seçim sonuçlarından büyük bir memnuniyet duymaktadır.”
Biz İktidara Gelince BOP’u Yırtıp Atacağız
Saadet Partisi iktidarında BOP'u yırtıp atacaklarını kaydeden İl Başkanı Av. Kaçar, “Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki; değil tek başına iktidar olması, Millî Görüş’ün iktidar ortağı olduğu bir dönemde ülkemizin Cumhurbaşkanının, Siyonistlerle sarmaş dolaş olamayacağını! Çünkü onlar çok iyi biliyorlar ki; Saadet Partisi’nin hükümette yer aldığı bir denklemde para bulmak için uluslararası tefecilerin kapı kapı gezilmeyeceğini! Çünkü onlar gayet iyi biliyorlar ki; biz gelince BOP u yırtıp atacağımızı, faizcileri kapı dışarı edeceğimizi, ekonomi yönetiminde bildikleri gibi at koşturamayacaklarını! Geçmişte de Erdoğan ve Erbakan farkını da çok iyi biliyordu onlar, Ak Parti ile Saadet Partisi’nin farkını da çok iyi biliyorlar bugün.
Saadet Partisi iktidarda olacak da; emeklilerimize 7 bin 500 lira reva görülecek, mümkün mü? Saadet Partisi iş başında olacak da; IMF reçeteleri farklı ambalajların içinde uygulamaya konulacak, mümkün mü? Millî Görüş anlayışı değil 22 yıl, 22 ay iktidarda kalacak da; hem yüksek enflasyon hem yüksek faiz hem de yüksek kur sarmalına girilecek, Allah aşkına olacak şey midir bu?” ifadelerini kullandı.
"Derinleşmiş ve Kalıcı Yoksulluk Dönemi”
İl Başkanı Kaçar, son 4 ayda hiçbir şeyin iyiye gitmediğine vurgu yaptığı açıklamasında "Biz Hangi Erdoğan’ı Muhatap Alalım?" sorusunu da sorarak şunları kaydetti: "Seçimlerin üzerinden 4 ay geçti. Soruyorum; bırakın geride kalan 20 küsur yılı, şu son 4 ayda iyiye giden ne var? Bırakın en ufak bir iyileşmeyi, aksine her geçen gün problemlerimiz daha da derinleşiyor. İçinde bulunduğumuz dönem artık; “Derinleşmiş ve Kalıcı Yoksulluk Dönemi’dir! Zira vatandaşlarımız; Kıt kanaat geçinmeye çalışıyor, ayın sonunu getiremiyor, taksitlerini ödeyemiyor! Kredi kartı takibine düşüyor, sofrasındaki porsiyonlar gün be gün küçülüyor! Et, süt, peynir hatta artık yumurta bile alamıyor. Kış kapıda; on binlerce aile tüm kış yorganın altında ısınmaya çalışacak! Okullar açıldı; yine binlerce aile çocuğuna beslenme koyamamanın burukluğunu, hüznünü yaşıyor. İşsizlerimizin yanında, aldığı ücretle geçinemeyen binlerce insanımız da ek iş arıyor.
Biz Hangi Erdoğan’ı Muhatap Alalım?
Vatanı satmak nasıl olur biliyor musunuz? Vatan satmak, bu topraklarda bin yıllık ortak geçmişi olan insanların birliğini, beraberliğini, kardeşliğini sağlayamayarak, ülkenin maddi, manevi kayıplara uğramasına göz yummakla olur. Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur." 27 Şubat 2015 tarihli bu konuşmayı kim yapmış biliyor musunuz? Sn. Erdoğan! Bu cümlelerin ve ardından bugün yaşadıklarımızın takdirini ben aziz milletimize bırakıyorum. Ancak karşımızda kaç Erdoğan var, doğrusu merak ediyorum. Hangisi gerçek Erdoğan? Biz hangi Erdoğan’ı muhatap almalıyız, doğrusu şaşırıyoruz. Seçim öncesi Nevşehir’deki mitinginde Netanyahu’ yu katil ilan eden Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından New York’ta Netanyahu ile sarmaş dolaş pozlar veren Erdoğan’ı mı? Seçim öncesi faiz lobilerine heyheylenen Erdoğan’ı mı, yoksa seçim sonrası faiz üstüne faiz arttıran, faiz lobileriyle seri toplantılar yapan Erdoğan’ı mı? Seçim öncesi işçiye, memura, emekliye, gençlere ve ev hanımlarına vaatlerde bulunan Erdoğan’ı mı, yoksa seçimlerin ardından hepsini unutan Erdoğan’ı mı?”