Bu yıl Ramazan ayının sıcak ve uzun günlere rastladığını belirten Prof. Kabukçu, "Oruç tutacak kişinin Ramazan ayını dinlenerek mi, az çalışarak mı geçireceği, nerede ne şartlarda çalıştığı, sıvı ve elektrolit kayıpları için önemli bir etken. Artık pek çok ilaç günümüzde günde tek doz almakla etkili olabilmektedir. Yine de sıcak havalarda 15-16 saati bulan oruç süresinde ilaç alınmaması, bazı hastalar için sakıncalı olabilir" dedi. Kişilerin çalışma ortamlarının da çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kabukçu, "Klimalı bir ortamda masa başı çalışan biri veya Ramazan ayını yaylada serin bir ortamda geçirmeyi planlayan bir koroner kalp hastası oruç tutabilirken, yaz aylarında güneş altında efor sarf ederek çalışan sağlıklı bir genç oruç tutamayabilir. Bunun için oruç tutmak isteyen hastaların kendi durumları hakkında doktorlarını bilgilendirerek, görüş ve öneriler doğrultusunda hareket etmeleri, ilaç düzenlemelerini de doktorlarıyla yapmaları önemlidir" dedi.
"İFTARDA AŞIRI MİKTARDA, YAĞLI, KALORİLİ YEMEK TÜKETMEYİN"
Kalp hastalığı riski olan kişilerin oruç tutmak istiyorlarsa mutlaka sağlık kontrolünden geçmeleri gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Kabukçu, "iftardan sonra, sınırda veya gizli olan koroner hastalığı, bir kalp kriziyle ortaya çıkabilir. Bu da kişi için çok büyük riskleri beraberinde getirebilir. Koroner kalp hastalarının bazı kurallara uydukları takdirde oruç tutmalarında sakınca yoktur. Ama iftarda aşırı miktarda, yağlı, kalorili yemek tüketimi, gündüz içilemeyen sigaraların iftar sonrası ardı ardına içilmesi hastalar için risktir" dedi.
"KISA SÜREDE AŞIRI YEMEK YEMEYİN"
Ramazan ayında hastanelerin acil servislerine, iftar ile sahur arasında tokluk süresinde yoğun başvuru olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kabukçu uyarılarına şöyle devam etti: "İftarda kısa sürede aşırı yemek alışkanlığı olmazsa, Ramazan'da kalp krizleri büyük ölçüde azalacaktır. Koroner kalp hastalığı tedavi edilmemiş kişiler için oruç tutmak risklidir. Özellikle bol yağlı, kalorili ve hızlı yenilen iftar yemeklerinden sonra bu hastaların kalp krizi geçirme riskleri yüksektir" şeklinde konuştu.
"KALP YETERSİZLİĞİNİZ VARSA ORUÇ TUTMAYIN"
Prof. Dr. Mehmet Kabukçu, Koroner damarların tıkanmasına bağlı enfarktüs, yıllarca iyi tedavi edilmemiş yüksek tansiyonun kalp kasını yorması sonucu kalp büyümesi, tedavisi zamanında yapılmamış kalp kapağı hastalıkları veya kalp kasının hastalığı gibi nedenlerin yol açtığı kalp yetersizliği varsa, hastaların kişilerin ilaç kullansa bile oruç tutmaması gerektiğine özellikle vurgu yaptı.
"AŞIRI YÜK, KALP YETERSİZLİĞİNE YOL AÇAR"
Kalp yetersizliği olan kişilerin vücutlarında artan tuz ve suyu azaltmak için idrar söktürücü ilaçlar kullanılabileceğini belirten Prof. Dr. Kabukçu, "İlaçların etkisiyle oruç zamanı aşırı tuz ve su kayıpları olur. Bu durum, bayılmalara hatta şoklara neden olabilir. İftarda, vücuda yüklenen aşırı su ve tuz, zaten sınırda pompalama gücü olan kalbi aşırı çalışmaya zorlar. Bunun yanında hızlı ve bol yemek sonrası, sindirim mide bağırsak sisteminin kan dolaşım hızı artar. Bu da kalbe yüzde 20 ek yük getirir. Aşırı yük, kalp yetersizliğine yol açar" diye belirtti.
"KORONER KALP HASTALIĞI RİSKİNİ AZALTMAYA DA YARDIMCI"
Orucun, yararlı kolesterol HDL'yi yükseltici, kalp damarları için zararlı kolesterol LDL düzeyini dengede tutucu özellikleri bulunduğunu da söyleyen Prof. Dr. Kabukçu şöyle devam etti: "Oruç tutmak, koroner kalp hastalığı riskini azaltmaya da yardımcı oluyor. Ancak oruç tutarken beslenme alışkanlıklarına dikkat etmek çok önemli. "Acıkırım" korkusu ile iftar ve sahurda tıka basa yemek yemek, ağır ve yağlı yemekleri tercih etmek, mide ve bağırsak sistemi kadar kalbe de olumsuz etki yapıyor."