Kılıçdaroğlu'ndan İkizdere, Çay ve Fındık Açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İkizdere’de verilen mücadele, sadece bugünün değil, geleceğin de mücadelesi” dedi. Kılıçdaroğlu, çay ithalatını yasaklayacaklarını ve kaçak çayı meydanda yakacaklarını kaydetti.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

Kürsüye çıkmadan önce İkizdere’den gelen kadınları selamlayan Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında ise, “İkizdere’den gelen kadın kardeşlerimiz sadece ağacı, sadece suyu, sadece havayı değil, o bölgede yaşayan bütün canlıların da korunmasını istiyorlar. Dolayısıyla onların verdiği mücadele sadece bugünün mücadelesi değil, geleceğin de mücadelesidir. Onların çocukları, onların torunları güzel bir tabiatta yaşamak istemez mi? O suyu görmek istemez mi? Doğayı görmek istemez mi? Bütün güzellikleri içselleştirmek istemez mi? Elbette ister ama mantığı talan olan bir siyasi anlayış her türlü zorluğu çıkarıyor. Neredeyse bir ordu görevlendirecekler. Kadınlar; siz yeri geldiğinde bir orduyu da dağıtırsınız, ben buna da inanıyorum. İkizdereliler güçlerinin farkındalar, biliyorlar. Toplumun her kesiminden destek alıyorlar. Sadece Türkiye'den değil, dünyada yeşile hasret kalan bütün coğrafyadan, bütün insanlardan da destek görüyorlar. Çünkü tabiatı korumak hepimizin ortak görevi. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ağaç hepimiz için, kuşlar hepimiz için, arılar hepimiz için, balıklar hepimiz için, onların yaşaması lazım. Onlar yaşayacak ki biz de yaşayalım. Onlar yaşayacak ki biz de geleceğe, torunlarımıza güzel bir tabiat bırakmış olalım. Yani ekosistemi koruyalım. Öncülüğünü İkizdereli kadınlar yapıyor. Sizlere tekrar yürekten teşekkür ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Çay ithalatını yasaklayacağız”

Rize ve Artvin için çayın önemine işaret eden Kılıçdaroğlu, “Bugünlerde tartışılan çay ve fındık var, malum Karadeniz. Çay, Rize ve Artvin için stratejik ürün, başka ürün yok. Dolayısıyla insanlar bundan geçiniyorlar. Karadeniz içinde ayrıca fındık stratejik ürün ve başka bir ürün ekemiyorlar. Dolayısıyla bölge halkının gelir düzeyinin yükselmesinin en önemli gerekçesi bu iki ürüne verilecek olan taban fiyatın yüksekliğidir. Yani hakkı olan taban fiyatın verilmesidir. İtiraz ettiler çay üreticileri: "Verilen fiyat düşüktür. ÇAYKUR zaten gırtlağına kadar borca batmış vaziyette. Fiyatı yükseltin, devlet bu konuda destek olsun" diye ortaya çıktılar. Polisler ellerinde coplar, en sert şekilde müdahale ettiler. Ne diyorlar? "Efendim, Türkiye'de demokrasi var." Hangi demokrasi var? Çay üreticisi çıkmış, hakkını istiyor. Hak istemenin suç olduğu bir dönemi yaşıyoruz. O nedenle Rizeli kardeşlerim, Artvinli kardeşlerim; çay konusunda siz yıllardır itiraz ediyorsunuz, yıllardır haklarınız verilmiyor. Hiç aklınıza geliyor mu Allah aşkına ya? Oy verdiğiniz parti, yani AK Parti ya yıllardır Türkiye'ye tonlarca çay getiriyor kardeşim; dışarıdan ithal ediyor çay. Kaçak çay mı diyorsun? Git, her tarafta görürsün kaçak çayları. Biz ne yapacağız? Alın terinin hakkını vereceğiz. İthalatı kesinlikle yasaklayacağız. Kaçak çayı da meydana koyup dibine kibriti vereceğiz ve yakacağız, meydanda yakacağız. Onlar sizin hakkınızı savunamaz, sizin hukukunuzu savunamaz. Ama biz, bize oy verirsiniz vermezsiniz o ayrı bir şey ama iktidar sahiplerinin bu ülkede her vatandaşın hakkını teslim etmesi lazım. Biz size hakkını teslim edeceğiz ve siz zaten ondan sonra geleceksiniz yanımıza. ‘Böyle bir iktidar görmedik’ diyeceksiniz. Cebini dolduran bir iktidar olmadık, olmadığımızı göreceksiniz. Sizin hakkınızı, hukukunuzu teslim ettiğimizi göreceksiniz ve siz sandığa gidince de vicdani kanaatinize göre oy kullanacaksınız. Ben bunu gayet iyi biliyorum.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, fındık üreticilerinin de uluslararası tekellere teslim edildiğini savunarak, “Aynı şekilde fındık üreticileri; uluslararası tekelleri teslim ettiler fındığı. Bilmiyor muyuz? Biliyoruz. Bakın eğer bu düzen böyle giderse, önümüzdeki 10 yıl içinde bütün fındık üreticileri büyük bir tekelin işçisi olacak. Fındık bahçelerini satın alıyorlar şimdi. Ne olacak peki? İşçi olacak, asgari ücrete mahkum olacak. Bu tablonun da değişmesi lazım. Fındık konusunda fiyatın 35 lira olması lazım. Niçin 35 lira? Kardeşim Türk Lirası eridi zaten. Baktığın zaman zaten neredeyse 4 dolar ediyor. E bir fındık 4 dolar etmez mi? Dünyada bir numarasın, herkes bekler. Bunu verirler mi? Bu fiyatı verirler mi? Endişem var. Vermezler, niye vermezler? Uluslararası tekellere hizmet ediyor bunlar. Fındık üreticisine hizmet etmezler bunlar. AK Parti il başkanı da üreticiyi tehdit ediyor, ‘ayağını denk al’ diyor yerel televizyona çıkıp. Birisi dönüp size ‘ayağını denk al’ diyor ve siz de gidip tıpış tıpış ona oy veriyorsanız, elbette sizi açlığa mahkum edeceklerdir. Her birimizin uyanması lazım, her birimizin gerçekleri görmesi lazım. Çay üreticisinin de, fındık üreticisinin de, kekik üreticisinin de gerçekleri görmesi lazım.” şeklinde konuştu.

Rize Haberleri