Özel gereksinimli bireylerin bir çoğunda rastlanan dil ve konuşma bozuklukları nedeniyle yardıma ihtiyaç duyan ailelerin sıklıkla bilgi almak için kendileriyle iletişime girdiklerini belirten Özel Eğitim Çalışanları ve Eğitim Derneği Başkanı Feyyaz Şentürk, ailelere bilgilendirme ve önerilerde bulundu.
Dernek Başkanı Şentürk, ülkemizde bireylerin özel gereksinimlerinden kaynaklı ya da başlı başına bir özel gereksinim durumu olarak dil ve konuşma bozukluklarıyla karşılaşıldığını kaydederek, “Dil ve konuşma terapistleri akılcılık bozuklukları (kekemelik, hızlı bozuk konuşma), dil bozuklukları, konuşma sesi bozuklukları (artikülasyon bozukluğu, fonolojik bozukluk, çocukluk çağı apraksisi), motor konuşma bozuklukları, ses bozuklukları ve rezonans bozuklukları gibi dil ve konuşmayı etkileyen bozukluklara yönelik terapi hizmetleri sunmaktadır.” dedi.
Ülkemizde bu hizmetleri sunmaya yetkin kişilerin Dil ve Konuşma Terapistleri olduğunu ifade eden Şentürk, “Bu kişiler ancak sağlıkla ilgili herhangi bir yüksek öğretim kurumunun en az 4 yıllık Dil ve Konuşma Terapisi eğitim-öğretim programını tamamlayarak ‘Dil ve Konuşma Terapisi Lisans Diploması’ ile ‘Dil ve Konuşma Terapisti’ unvanı alarak dil ve konuşma terapisi mesleğini yapmaya ve uygulamaya hak kazanır. Ülkemizde Dil ve Konuşma Terapisi programı 8 devlet ve 13 vakıf üniversitesinde bulunmaktadır. Yurt dışındaki üniversitelerden alınan yüksek öğrenim diplomalarına da YÖK tarafından denklik verilebilmektedir.
Fakat bunun dışında özellikle Rizemiz gibi uzman eksikliğinin olduğu şehirlerde aldığı uzaktan veya yüz yüze seminerler ve kurslar sonunda elde edilen sertifikalar, katılım belgeleri yada herhangi bir sertifika dahil almış olmadan ilgi duyduğu için Dil Konuşma Terapistliği yaptığını söyleyen, çocuklara ve yetişkinlere bu hizmeti verdiğini iddia eden ve bunun üzerinden para kazanan bireylerle karşılaşılmaktadır. Çocuklarında dil ve konuşma problemi olduğunu düşünen aileler çocuğuna yarar sağlayacağını düşündüğü her uygulamaya veya uygulamacıya başvurmaktadır. Lakin aileler uygulamacı ve uygulama seçerken uygulamacının lisans veya lisansüstü düzeyde yetkinliğini sorgulamalı ve göz önünde bulundurmalı, uygulamaya karar verirken de bilimsel temelli kanıta dayalı uygulamaları tercih etmelidir. Zira yetkinlikten yoksun uygulayıcılar eliyle sunulan, nitelikten ve bilimsellikten uzak uygulamalar çocukların ve yetişkinlerin tedavi ve eğitim süreçlerinde gecikmeye neden olabilmektedir.” diye konuştu.
Kentteki Dil ve Konuşma Terapisti eksikliğinin bir an önce giderilmesi için çözüm önerileri sunan Şentürk, şunları kaydetti: “Bu maksatla ilimizde ihtiyacı duyulan Dil ve Konuşma Terapisti ya özel sektör eliyle çözümlenmeli ya da komşu ilimiz de olduğu gibi eğitim ve araştırma hastanemiz bünyesinde kadro tahsis edilerek ve görevlendirme yapılarak giderilmelidir. Ailelerimize kesin bir dille belirtmeliyiz ki dil ve konuşma bozuklukları nedeniyle ihtiyaç duydukları nitelikli eğitimi sadece lisans ve lisansüstü düzeyde Dil ve Konuşma Terapisi eğitimi almış uzmanlardan alabilirler. Bu uzmanlara veya merkezlere hangi şehirlerde ulaşılabileceğini öğrenmek için ailelerimiz Dil ve Konuşma Terapistleri Derneği ile iletişime girebilirler.”