Türkiye pazarına haddelenmiş soğuk paslanmaz çelik üreten POSCO ASSAN TST, sektördeki haksız rekabetin önüne geçme çağrısı yaptı. Şirketin kurucu ortağı Kibar Holding'in CEO'su Haluk Kayabaşı son dönemdeki tartışmalara dikkat çekerek, "İç talebe yanıt veren nitelikli üretimimiz, ikinci kalite çeliği yüksek kâr marjıyla satanların düzenini bozuyor. Haksız rekabete karşı önlem alınmazsa yerli üretim tükenecek, kaynak israf edilecek, ekonomi zarar görecek. Yerli üretim korunursa yeni yatırımların önü açılacak, sektör gelişecek" dedi.
Türkiye'de son dönemde paslanmaz çelik sektöründe hareketli günler yaşanıyor. Türkiye'nin en büyük paslanmaz yassı çelik üretim tesislerinden olan POSCO ASSAN TST'nin 10 yılı aşkın süredir sektör için attığı adımlar ve elde ettiği başarı, Uzakdoğu ülkelerinin haksız rekabetiyle tehlikeye düştü.
Çin, Endonezya ve Tayvan gibi ülkeler, üretim kapasitelerini kendi iç tüketimlerinin çok üzerinde tutarak, Türk pazarında dampingli fiyatlarla rekabet ediyor. Avrupa Birliği (AB), ABD hatta Asya ülkeleri bile bahsi geçen üreticilere karşı yerel pazarlarını korumak için yüzde 58'lere varan oranda anti-damping önlemi uygularken, Türkiye ithal paslanmaz çelikten sadece yüzde 12'lik gümrük vergisi alıyor, AB, STA ülkeleri ve DİR kapsamında ise ithalattan gümrük vergisi alınmıyor.
Şirketin ortaklarından Kibar Holding'in CEO'su Haluk Kayabaşı, mevcut durumun devam etmesi halinde Türkiye'de paslanmaz yassı çelik üretiminin biteceğini ve sektörün Asyalı üreticilerin insafına kalacağını vurguladı.
Kayabaşı, şirketin 10 yıldır zarar ettiğini belirterek, "Uzun süredir ortaklarımızı tesisin üretime devam etmesi için ikna ediyoruz. Fakat 10 yıldır zarar eden bir tesisin uzun süre devam edemeyeceğini de söylemem lazım" dedi.
"İkinci kalite ürünü işleyip iç pazara satıyorlar"
Haluk Kayabaşı, şirketin faaliyete geçmesinden önce, çelik servis merkezlerinin Avrupa'dan ve Asya'dan aldıkları ikinci kalite malzemeyi işleyip iç pazara yüksek kar marjlarıyla sattıklarını, 2013'te yerli üretimin başlamasıyla kar marjları düştüğü için karşı cephe aldıklarını kaydetti. Kayabaşı, "Çelik servis merkezleri POSCO ASSAN TST'den aldıkları yüksek kalitedeki ürünleri özellikle son yıllarda yerli üreticilere tedarik etmek yerine ihraç etmeyi tercih etti. Çin ve Endonezya'dan aldıkları kalitesiz ve dampingli ürünleri, hatta POSCO ASSAN TST'nin üretiminde bulunmayan ürünleri dahi POSO ASSAN / Türk menşeili gibi göstererek Avrupa Birliği'ne ihraç ettiler. Avrupa Birliği, kendi üreticilerinden gelen şikayetler üzerine konuya ilişkin Ağustos 2023'te soruşturma başlattı. Bunun sonucunda Türkiye bir yıla yakın süre AB'ye ihracat yapamaz hale geldi" diye konuştu.
"Önlem alınırsa pazar normalleşecek"
Türkiye'de sanayi üretiminin desteklenmesi ve yerli üretimin korunmasının, ekonomik gelişim ve süreklilik açısından kritik öneme sahip olduğunu hatırlatan Kayabaşı, "Diğer tüm yerli üreticiler gibi şirket de bu bakış açısıyla adil rekabet koşullarının sağlanması ve yerli üreticilerin korunması için Türkiye'nin bu yönde adımlar atmasını istiyor" dedi.
Kayabaşı, yerli üreticiyi koruyacak önlemlerin alınması halinde sektörde yeni yatırımların önünün açılacağını, üretim maliyetlerinin normalleşeceğini, bu sayede daha rekabetçi ve uygun fiyatların ortaya çıkacağını ifade etti.
Türkiye paslanmaz çelik sektöründe son durum
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye'nin soğuk haddelenmiş paslanmaz yassı çelik ithalatı 2023'te 307 bin 219 ton olarak gerçekleşti. Aynı dönemde ihracat ise 89 bin 268 ton oldu.
Bugün Türkiye'nin soğuk haddelenmiş paslanmaz çelik ithalatında ilk sırada Uzakdoğu pazarı geliyor. 2023 rakamlarına göre toplam 307 bin 219 olan çelik ithalatının 220 bin tonu Uzakdoğu'dan 81 bin 369 tonu Avrupa Birliği ülkelerinden 5 bin 850 tonu ise diğer ülkelerden gerçekleşti.
TÜİK verilerine göre Türkiye'nin yıllık soğuk haddelenmiş paslanmaz yassı çelik tüketimi son 10 yılda yaklaşık 350-400 bin ton civarında oldu.
Şirket 2023'te yıllık 300 bin ton üretim kapasitesi ve yüzde 45'lik kapasite kullanım oranıyla 134 bin 552 ton üretim gerçekleştirdi. Bunun 97 bin 667 tonu (yüzde 75) yurt içi satışlara, 32 bin 372 tonu ise ihracata gitti.
Türkiye ekonomisine milyarlarca dolarlık katkı
Yapılan açıklamaya göre, Türkiye demir-çelik sektörünün gelişmesi için faaliyete geçtiği dönemde ülkede üretimi bulunmayan bir ürünü üretmek amacıyla Güney Koreli POSCO ve Kibar Holding ortaklığıyla 2011'de kurulan POSCO ASSAN TST Çelik Sanayi A.Ş., Kocaeli Asım Kibar Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteriyor. 350 milyon dolar yatırımla hayata geçirilen ve 2013'te üretime başlayan firma, bugüne kadar iki milyon ton üzerinde yüksek kaliteli paslanmaz çelik üreterek, 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi, bu üretimle üç milyar dolarlık ithalatın yerini alarak ülke ekonomisine katkıda bulundu.
İkinci kalite çelik insan sağlığını tehdit ediyor
Türkiye'de yıllardır iç pazara sürülen ikinci kalite çelikten üretilmiş tencere ve tava gibi mutfak eşyaları, insan ve çevre sağlığı için büyük risk oluşturuyor. Kalitesiz çeliklerde, çevre ve insan sağlığı açısından kritik olan sertifikaların bulunmaması, bu riski daha da artırıyor.
Gıdayla temas eden metal ürünlerin (paslanmaz çelik dahil) EC 1935/2004 standartlarına uygun olması gerekiyor. Standart dışında üretilen çeliklerin özellikle gıdayla temas eden ürünlerde kullanılması, uzun vadede kanser, böbrek ve karaciğer problemleri, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, alerji gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Gıdayla doğrudan temas eden bu tür ürünler, sağlık açısından ciddi tehditler oluşturuyor.
Ancak sorun sadece tencere ve tavalarla sınırlı değil. Endüstriyel mutfaklarda ve gıda fabrikalarında kullanılan borular, tanklar, konveyörler ve gıda işleme makineleri gibi birçok alanda da standart dışı, ikinci kalite ve paslanma dayanımı düşük 200 serisi çeliklerin kullanımı yaygın. Bu da daha geniş ölçekte insan sağlığı ve gıda güvenliği için ciddi tehdit oluşturuyor.
Bu nedenle, sadece ev mutfaklarında değil, endüstriyel mutfaklar ve gıda işleme tesislerinde de yüksek kaliteli ve sertifikalı çeliklerin kullanılması kritik öneme sahip. Türkiye'de bu bilincin artırılması ve denetimlerin sıkılaştırılması, halk sağlığı ve çevrenin korunması için büyük bir gereklilik.