Göğüs Hastalıkları Uzm. Prof. Dr. Şevket Özkaya, vaka sayısı haritasına göre 8-14 Şubat tarihleri arasında oransal olarak en çok vakanın görüldüğü ilk 5 ilin yer aldığı Karadeniz Bölgesi için, "Karadeniz’deki vaka durumunu mutasyonla açıklayabileceğimizi düşünüyoruz. Önceden ailede 1-2 kişi enfekte olurdu, diğerlerini izolasyonla korurduk. Şimdi öyle değil, bir kişi enfekte olunca bütün aile hızla enfekte oluyor" dedi.
Covid-19 vaka sayılarının nüfusa oranla en fazla olduğu iller sıralamasında ilk 5 sırada Trabzon, Rize, Ordu, Giresun ve Samsun yer aldı. Bugüne kadar 8 binin üzerinde korona virüs hastasına bakan ve kendisi de korona virüse yakalanıp hastalığı yenerek tekrar görevine dönen VM Medical Park Samsun Hastanesi'nde görevli Göğüs Hastalıkları Uzm. Prof. Dr. Şevket Özkaya, Karadeniz'deki vaka artışının toplu aktiviteler ve mutasyon kaynaklı olabileceğini söyledi. Özellikle Karadeniz Bölgesi’nde vakaların artış nedenini sorgulamaya başladıklarını ifade eden Özkaya, "Gerçekten çok kötü hastalar gelmeye başladı. Karadeniz Bölgesi’nin yaşam stili böyle olabilir. Karadenizlilerde genelde hala oğlu, amca oğlu, dayı oğlu diye geçerler. Çünkü hep beraber bir arada yaşarlar. Ya aynı apartmanda ya da aynı köyde yan yana yaşarlar. Karadeniz insanı tez canlıdır, heyecanlıdır, çok hızlı düşünür, hızlı karar verir ve çok fevri davranır. Düğünlerini, cenazelerini, üzüntülerini, sevinçlerini hep beraber yaşamak isterler. Çok fazla hastalanacağım korkusu yaşamadan her türlü yardıma koşarlar. Bunun getirdiği olumsuzluklar da var, yani toplu halde bir arada yaşamanın dışında biz acaba bu yeni mutasyonun Karadeniz’de çok hızlı etkilediğini mi düşünüyoruz. Çünkü ailede bir kişi enfekte olunca bütün aileyi enfekte ediyor. Yani bu önceden beklediğimiz bir durum değildi. Önceden ailede 1-2 kişi enfekte olurdu, diğerlerini izolasyonla korurduk ama şimdi öyle değil. Bir kişi enfekte olunca bütün aile hızla enfekte oluyor. Bunu ancak mutasyonla açıklayabileceğimizi düşünüyoruz. Çünkü gerçekten virüs kendini değiştiriyor ve geliştiriyor. Biz kişilere mümkün olduğunca bir arada olmayın diyoruz ama mutasyonla da baş etmemiz lazım" diye konuştu.
"Aşı sizi korumayabilir ama bu hastalığı çok hafif, ayakta grip gibi 1-2 gün içinde geçirmenizi sağlayacak"
Şu anki durumun geçen yıl mart, nisan, mayıs aylarındaki durum gibi olmadığını belirten Özkaya, "Herkes normalleşmek istiyor, biz de normalleşmek istiyoruz, mekanların açılmasını istiyoruz, okulların açılmasını istiyoruz, insanların normal hayata gelmesini istiyoruz. Bunun tek bir çözümü var, o da aşı. Ne kadar çok kişi aşılanırsa normale o kadar çabuk geçeceğiz. Peki aşı sizi koruyacak mı? En büyük tartışma bu. Aşı sizi korumayabilir ama aşı olduğunuzda sizi ne bekliyor onu söyleyelim. Eğer aşı olursanız bu hastalığı hafif atlatacaksınız, normal grip gibi. Yani hastaneye yatmadan, yoğun bakıma düşmeden, ayakta birkaç gün içinde atlatacaksınız. Bu şansı topluma vermemiz gerekiyor. Normalleşmenin tek kurtuluşu aşı ve izolasyon. Sizi mutlaka aşı için duyarlı olmaya çağırıyorum. Aşı sizi korumayacak, korumayabilir diye bir sürü spekülasyonlar var. Aşının şu an bütün mutasyonlarda etkin olduğu gösterilmiş. Ne kadar çok kişiyi aşılarsak normale gelmemiz o kadar çabuk olacak. Aşı sizi korumayabilir ama bu hastalığı çok hafif, ayakta grip gibi 1-2 gün içinde geçirmenizi sağlayacak" şeklinde konuştu.
Tedavi altındaki 5 kişinin akciğerlerini inceleyen Prof. Dr. Özkaya, "Hâlâ bu hastalığa inanmayanlar olabilir. Bu hastalığın yapay, suni bir medya haberi olduğu söyleniyor. Size şu an 5 hasta örneği göstereceğim. 5’i de şu an yatıyor ve yaşam mücadelesi veriyor. Okulda bir yarışma düzenlendiğini düşünün, tüm Türkiye’de okullar arası bir yarışma yapılıyor ve yarışmada bir resim yapmanızı istiyorlar. Tüm Türkiye’deki bütün okullardaki öğrenciler birbirinden bağımsız olarak aynı resmi yapıp getiriyorlar. Böyle bir şey mümkün mü? 58 yaşında bir hastamız, akciğerinde yaygın Covid-19 lekesi. Birbirinden bağımsız ayrı insanlar. Yine aynı tabloyla gelen başka bir hasta ve yine aynı tabloyla yatan başka bir hasta. Bu hastaların hepsi şu an yaşam mücadelesi veriyor ve büyük oranda tedavi edebildiğimiz hasta grupları. Böyle bir tabloyu biz bugüne kadar hiç görmedik. Bugüne kadar yaşayan en yaşlı doktorlar bile akciğerleri böyle etkileyen bir bulaş hastalığı görmedi. Bu bir gerçektir, bu bir yaşadığımız hayat tecrübesidir. Lütfen daha duyarlı olalım" ifadelerini kullandı.