Yenigüzelköy köyünde yaşayan Mehmet Güzel 1976 yılında anneannesinin ölümü ile birlikte bir defter tutmaya başladı. Güzel, köyde her ölen kişinin lakabıyla birlikte deftere kaydetti. 1991 yılında vefat etmeden önce Mehmet Güzel, defteri yeğeni Hüseyin Artar'a emanet ederek bu geleneği onun devam ettirmesini istedi. Defteri devralan Artar, dayısından kalma geleneği sürdürmeye devam ediyor. 76 yaşındaki Hüseyin Artar bugüne kadar hayatını kaybeden 2 bin 222 kişiyi daha kolay bulunabilsin diye lakaplarıyla beraber kayıt etti. Deftere aynı zamanda dünya ve Türkiye tarihine geçmiş olayları da kaydeden Artar, hayatını kaybeden eşi ve çocuklarını da bu deftere kayıt etmek zorunda kaldı. Hüseyin Artar, kendisinin ölmesi halinde deftere ölenleri yazma geleneğini devam ettirmesi için 48 yaşındaki yeğeni Bayram Ali Artar'ı görevlendirdi.
1976 yılında dayısının başlattığı geleneği kendisinin sürdürdüğünü belirten Hüseyin Artar, “1976 senesinde dayım başlattı bu işi. Ondan sonra ben devam ettirmek istedim. O da kabul etti ve bana verdi defteri. 2 bin 222 kişi tanıdıklarımızdan yazdık. Böyle devam ettiriyoruz. Keşke ölmese yazmayalım ama işte bu Allah'ın emri olan bir şeydir. Mecburen yazıyoruz. Bu iyi bir şey. Ölüm kaydı isteniliyor benden. Adam akrabasının kaç tarihinde öldüğünü bilemiyor. Hatta bazıları iddiaya bile giriyor. Büyük ananemin ölüm tarihi 1976 yılında onun ölümüyle başlamıştır. Böyle devam ediyor. Şimdi bazı mezar taşlarla toprakla dolmuş veyahut da silinmiş olarak okunmuyor. Bana sorulduğunda yazdığım kişilerin tarihlerini veriyorum. Hakikaten bu değişik bir hobidir yani. Deftere isimleri lakapları ile yazıyoruz. Lakapları da vatandaşın kolay anlayabileceği şekilde yazıyoruz. Mesela köyde Mehmet Yıldız isminden çok var. Lakabıyla yazıldığı zaman hemen kim olduğu belli oluyor. Kim olduğum belli oluyor” ifadelerini kullandı.
Amcası Hüseyin Artar'dan görevi o öldüğünde devralacak olan Bayram Ali Artar ise “Mehmet Güzel bu geleneğe benim doğduğum yılda başlamış. İlk kayıt benim doğduğum yıla ait. İlk zamanlar uzun bir süre onun tuttu. Daha sonra işte yakınları, yeğenleri, işte Hüseyin Artar amcamız dedi ki 'Yani sen bunu devam ettiriyorsun. Senden sonra bunu kime layık görürsün?' O da 'Bunu en güzel işte seni layık görürüm. Ben ölünce Hüseyin Artar'a verin. Eğer sıralı bir ölüm olursa ona verin. O devam ettirsin' dedi. Hüseyin Artar da o yıldan bu yana bunu devam ettiriyor. Acı bir şey ki Hüseyin Artar, maalesef ilerleyen yıllarda o deftere eşinin ve çocuğunun da ölümünü yazmak zorunda kaldı. Onların da acısını yaşadı. Onları da oraya kaydetti. O günden bugüne bu gelenek devam ediyor. O öldükten sonra deftere isim yazma geleneği için amcam beni seçti. Kim bilir ben amcamdan önce öleceğim ve benim ismimi o yazacak, bilemeyiz" diye konuştu.