Rize’de 4 yaşındaki oğlunu Rize Devlet Hastanesi Ortopedi servisine getiren iş insanı Hasan Fehmi Özen, doktor kontrolünün ardından röntgen birimine yönlendirildi. Sırası gelince içeriye giren baba ve oğul röntgen çekimi hazırlığında teknikerin cihazı çocuğun ayağının üzerine düşürdü. Bu esnada ayağı ezilen ve canı yanan minik çocuk bağırmaya başladı. Bunun üzerine baba teknikere tepki göstererek konuşma esnasında el hareketi yapma diyerek teknikerin elini indirmesi için eline vurdu. Tekniker, fiziki temas var diyerek beyaz kod alarmı verdi. Olay mahkemeye taşındı. Mahkemeden çıkan ceza kararı baba Özen’i şok etti.
İş insanı Hasan Fehmi Özen, çocuğunun ayağına röntgen cihazının düşürülmesinin şokunu henüz atlatamazken mahkeme kararıyla ikinci şoku yaşadı. Mahkeme sonucuna itiraz ettiğini belirten Özen, konu hakkında yaptığı açıklamada, “ Üçüncü ayın 7’sinde 4 yaşındaki oğlumun ayağında olan bir aksaklıktan dolayı ortopedi servisinde muayene ettirdim. Doktorumuz bizden röntgen istedi. Röntgen bölümüne indik. Sıramız geldiği zaman içeri girdik. Tekniker olan arkadaş 3 basamaklı olan platforma oğlumu çıkardı. Nasıl pozisyon alması gerektiğini söyledi. İlk filmi çektikten sonra ben oğluma ‘oğlum hareket etme, abinin dediklerini dinle” şeklinde ikazda bulundum. İkinci filmi çekmek için röntgen cihazının düğmesine basarak cihazı indirmeye başladı. O anda ben cihazın oğlumun ayağının üzerine denk geldiğini farkettim. Teknikeri uyararak cihazı oğlumun ayağına indiriyorsun dikkat et dedim. ‘İşime karışma’ dedi. Dedim ki ben işine karışmıyorum müdahalede etmiyorum. Ama cihaz ayağının üzerine gidiyor. ‘Sen bir şeye karışmazsan bir şey olmayacak’ dedi. O arada çocuğun ayağı ezilmeye başlayınca bak ayağı eziliyor dedim. Dedi bana ki ‘Sen karışmasaydın bir şey olmayacaktı’. O arada çocuk acısından bağırmaya başladı. Bende cihazın altından çocuğun ayağını çıkarmaya uğraşırken o bana parmak sallayarak ‘Sen karışmasaydın bir şey olmazdı” dedi. O anda hem oğlumun ayağının ezilmesi sonucu çektiği acıyı hem de parmak sallamasını kaldıramayarak eline vurarak dedim şu elini indir, bana artistlik yapma, işini düzgün yap. Onun üzerine ‘Sen bana dokunamazsın, sen bana nasıl dokunursun, şimdi göreceksin’ diyerek tehditler savurmaya başladı. Diğer görevliler gelerek bizi sakinleştirmeye çalıştırdılar. Oradaki tavrım tamamen oğlumun acı çekmesi ve arkadaşın yapması gereken işi eksik yapmasından kaynaklanıyor. Sonrasında diğer arkadaş görevi devralıp filmi çekti. Biz işimiz bittiğinden çıkış için hareket ettiğimizde arkadan tekniker olan arkadaş ‘beyaz kod, beyaz kod’ diye bağırarak koşa koşa gelmeye başladı. Kapıyı açtığımızda etrafımız sarılmıştı. Oğlum bu olaydan bayağı etkilendi. Oğlum yaşadıklarından etkilendiğinden dolayı elini hafifçe aşağıya doğru indirdim. Yaşadıklarımdan dolayı bende insan kaynakları birimine giderek şikayetçi oldum. Burada oğlum yaşadıklarını birebir anlattı. Daha sonra başhekime çıkarak durumu anlattım. Beni teselli ederek, ‘Evet, bir yanlışlık var ama bak oğluna bir şey olmadı, sağlığı yerinde’ diyerek sakinleştirip gönderdiler” dedi.
Baba Özen, daha sonra yaşananları ise şu şekilde anlattı: “3-5 gün sonra hakkımda şikayet olduğuna dair Cumhuriyet Karakolundan arandım. Gidip ifade verdim. Ardından İl Sağlık Müdürlüğüne giderek olayı anlatıp haksızlığa uğradığımı söyledim. Oğlumun zarar görmesine ve mağdur olan kişi olmama rağmen suçlu duruma düşürülen olduğumu ifade ettim. Sağlık Müdürümüz yardımcı olmaya çalıştı ama olay mahkemeye taşındı. Gelinen son aşamada bana gelen mahkeme kağıdında 9 bin 200 lira avukat parası, 3 bin 600 lira elini indir diye eline dokunmam dolayısıyla para cezası ve 290 lira dosya masrafı olmak üzere para cezasına çarptırıldım.”