Küresel ısınmanın bazı bölgelerde farklı hava olayları ve aşırı yağışları beraberinde getirdiğini anlatan Ağırbaş, "Diğer taraftan kulaklıklara neden olabiliyor. Toprak neminin azalmasına ve bitki örtüsünün değişmesine neden olabiliyor." dedi.
Ağırbaş, Karadeniz'in, öyle görülse de zengin su kaynaklarına sahip bir bölge olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:"Ülke olarak da su stresi çeken bir ülke konumundayız. Kişi başına düşen su miktarı 1200 litrenin altına düşmüş durumda. Karadeniz üzerinde baktığımız zaman yer yer su kesintileri oluyor. Bazı dere yataklarının kuruduğunu veya önceki yıllarda olan debisinin giderek azaldığını görüyoruz. Yeni yayımladığımız bir çalışmada son 50 yıllık sıcaklık trendlerine baktığımız zaman çok ciddi artışların olduğunu kaydettik. Bu beraberinde toprak neminin azalmasına ve kuraklığa neden oluyor. Daha da önemlisi su kaynaklarının artık ulaşılamaz hale gelmesine, tükenmesine yol açıyor."
İklim değişikliğine bağlı olarak fırtınaların görülme sıklığının arttığına işaret eden Ağırbaş, şunları kaydetti:
"Bölge olarak baktığım zaman Türkiye'nin en fazla yağış olan ili Rize. Normalde bir ayda yağması gereken yağış, bir seferde, bir anda yağabiliyor. Buna bağlı olarak su taşkınları ve heyelan da olabiliyor. Heyelan ve su taşkınları anlamında çok riskli bir bölgede yaşıyoruz. Aşırı yağış ve hava olaylarının temel nedeni de iklim değişikliğine bağlı olarak iklimlerde görülen değişiklikler. Olması gereken hava olayları veya sıcaklıkların artık o mevsimde görülmediğini ve farklı mevsimlere kaydığını görüyoruz. Bu da tamamen iklim değişikliğinin etkileri."