Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde düzenlenen “28 Şubat Mağduru, 28 Şubat’ı Anlatıyor” konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Şevki Yılmaz, bilindik o eski kasırgalı günlerini aratmadı. Yılmaz’ın o eski günlerini aratmayan kasırgaya dönüştüğü gecede CHP, MHP, Merkez Bankası, Koç ve Eczacıbaşı ailesi nasibini alanlar arasında yer alırken, 28 Şubat mimarlarından Çevik Bir’i de unutmadı ve “Ey Çevik Bir, ben Rize’deyim sen nerdesin?” şeklinde Çevik Bir’e atıfta bulundu.
CHP’nin amblemindeki 6 Ok’un İmanın şartlarını yok etmek için tasarlandığı ifadesiyle ilk olarak CHP’ye yüklenen Rize Eski Milletvekili Şevki Yılmaz, CHP iktidarının ülkeyi ne hale getirdiğini hatıralarıyla anlattığı konferansta, “Akşemsettin Hazretlerinin türbesini görmeye Göynek’e gittim geçen. 90 yaşında amca anlatıyor ya kasedi var. Dediler maliye memurları geliyor. Keçileri yorganın altına sakladık. Neden? Keçi 3 lira, CHP’nin vergisi 6 lira. Hee… Bütün değerlere savaş açtılar. Ne oldu? Allah bu ülkeyi asla sahipsiz bırakmaz. Bu sefer Aydın Menderes bayrağı aldı. Önce CHP’li gözüktü. 30 yaşında gençti. Aydın İl Başkanı, Aydın Milletvekili sonra parti müfettişi. Çok zekiydi. Bacanağı idam edilmişti 16 milletvekili içinde biri de Rize, Lazistan Milletvekili Ziya Hurşit. Makine Mühendisi ahında okumuştur Ziya Hurşit. İstiklal Harbini duyunca mesleğini bırakıp gelmiş sonra milletvekili olmuş ve o da idam edilenler arasındadır. Bir caddeye ismini vermediğimiz halde bilseydim böyle bağıramazlardı verirdim ama vermediğimiz halde ne biçim yaygaralar yapıldı o gün Rizeliler biliyor. Ziya Hurşit ve daha niceleri… Menderes’in bacanağı da onlardan biridir. Bir evden 3 kurban verirdi. 3’ü de bacanaktı. Maliye Bakanı, Doktor Münir idam edilenlerdendi. Menderes 9 sene bu İttihat Terakki’ye, Osmanlı zihniyetini yıkan bu zihniyete dayandı. 3 tane suçu vardı bizim de suçumuz bunlar. Suçları iyi bileceksiniz. Öyle Fadime, Ahmet, Emine gibi sözlerle ihtilal olmaz. İnanıyor musun yani bir Aczmendi geldi 40 kişi devlet yıkacak. Allah Allah. Devletin polisi var, devletin savcısı var. Bunların hepsi numara, insanları aldatmaya yönelik propagandalar. Temele ineceksiniz. Bu savaşı bu millet adına Menderesler verdi. Onları tutsaydı Menderes, bir avuç mutlu azınlığı tutsaydı asılmayacaktı, halkı tuttu. 3 tane suçu vardı bizim de şu andaki Cumhurbaşkanımızın da. Neden uğraştıklarını bilesiniz diye söylüyorum.” ifadelerine yer vererek, Refahyol’un Masonlar tarafından Kanada’da kurulduğunu, 28 Şubat kararının 14 Şubat’ta Toronto’da Siyonist liderleri tarafından alındığını kaydettiği açıklamasında, “Birincisi Türkiye’yi ve halkı sevmek onun refahı için uğraşmak. Bu E-5 yolları hepsi Menderes zamanındadır. İmam hatipler, şu şaheserler Kocatepe Camileri hepsi Menderes zamanındadır. Ezanı Muhammediye Allahu Ekber’e çevrildiği gün kalpten, sevinçten kalbi durup sevinçten ölenler vardır. Menderes’in devriyle başladı bunlar. Fabrikalar başladı, ağır sanayiler. Faize savaş açtı o devrin şartlarında. Bizde aynıydık 28 Şubat’ta onlar kurdu onlar yıktılar. Refahyol’u Kanada’da kurdular. Rahmetli açıklamıştı o zaman. Geçen hafta Türkiye’yi temsilen… Bunlar önemli açıklamalar bu gece. Toronto’da 51 ülkenin Siyonist liderleri toplandı dedi. Türkiye’yi temsilen Aydın Doğan ve Güneri Civaoğlu toplantıya davet edildi. Bir madde vardı biz görüşüldük 28 Şubat öncesi Refah-Yol öncesi. Milli Görüş önlenemiyor. İhtilal yaptık yine birinci partiler 12 Eylül’den sonra. Genel Başkanı mazlum halk mağdur hükümet verin diyor birinci parti liderine. Anketlerde oyları süratle artıyor Refah Partisi’nin. Ne yapalım diye görüşmüşler. Dediler ki bunu iktidara getirelim iktidarda bitirelim. Çiller’e bu görevi verdiler dedi Hocam. Allah Rahmet etsin. Ama dedi onların hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var. Ve hedefleri neydi? İşçi, memur sokağa dökülecek, herkes şikayet edecek sandıkta yenileceğiz. Tutmadı. En büyük ekonomik reformları orda yaptık. Halk memnun, emekli memnun. 14 Şubat’ta aynı masonlar Paris’te toplandı. Bunun belgesi var. sevkiyılmaz.net’e girin Niçin yargılıyorlar? kitabımın arkasında masonların 14 Şubat’ta 28 Şubat’ın kararı Paris’te alınmıştır. Eyvahhh tutmadı ya oyları artıyor. Ne yapacaksınız? Abdülhamit’i devirdiğiniz gibi, Menderes’i devirdiğiniz gibi irtica. Yeniden yayacaksınız laiklik elden gidiyor. Alakası yok.” dedi.
1994 yılında Rize’ye verdiği müjdenin medya tarafından nasıl çarpıtıldığını da sözlerine ekleyen Yılmaz, trafik kazalarının mesuliyetini Koç Ailesine bağladı ve muhalefeti de geri zekalı bir muhalefet olarak belirttiği konuşmasında “3 günde gemi Rize’ye geliyordu 3 günde. Hangi çağdayız ya 3 gün çay mevsimi. Rize bu. Rizelilere öyle bir vaadim yok seçim beyannamesinde 94’te. Acıdım. Tayyip Beyin Bandırma’ya koyduğu deniz otobüsünde Norveç’ten teklif aldık. 13 saatte Trabzon’a gelecek bir gemi. Karadeniz’in dalgalarına acemiyiz ya. Bende sevinçten Rizelilere açıkladım. Televizyondan müjdeledim bu çay mevsimi deniz otobüsüyle geleceğim. Medya ertesi gün bir saldırdı ki bize aman yarabbi! Atatürk düşmanı, laiklik düşmanı gemi bitti Atatürk kurtuldu. O zaman anladım ki hem vallah hem billah Türkiye’de trafik kazalarında ölenler Koç ailesinin yüzünden ölüyor. Kasten otoban yaptırmıyor, kasten denizleri işletme diyorlar. Şu hızlı trenin mimarı Erbakan Hocamdır. Onun döneminde Cevat Ayhan’a talimat vermiştir. Hazırlıklar başlatıldı. İlk milli güvenlik kurulunda masaya vurdu generaller size yaptırmayız bunu dediler. Neden? Çünkü Ankara-İstanbul otogarı para basıyor. Dakikada 10 otobüs geçiyor. Ömrüm Avrupa’da geçti. Avrupa’da bana otogar gösteriniz hani nerde. Avrupa’da bir tane otogar yok. Otogar köle ülkelerde olur. Sadece turist taşımacılığı vardır Avrupa’da. Onun için otobana karşı çıktılar. İstemeyuz muhalefeti. Halen devam ediyor. Marmaray istemeyuz, havaalanı istemeyuz. Böyle geri zekalı bir muhalefet. Tek kale oynuyorlar yahu. Tek kale. Akıllı muhalefet böyle mi yapar? Der ki 3. köprü yetmez 5.’yi de istiyoruz der muhalefet. Rahmani muhalefet rahmettir, şeytani muhalefet zahmettir. Allah nasip etmez böyle şeyleri onlara. Bir havaalanı yetmez de ya. Hızlı treni her yere istiyoruz de. Böyle bir şey yok. Hep böyle karşı çıktılar, karşı çıktılar.” diye konuştu.
Erbakan Hoca’nın Başbakanlığı döneminde hak yolunda savaşlar verdiğine dikkat çeken Yılmaz, Hocanın suçlarının mazlumdan yana olmasından kaynaklandığını ve çıkarcı grupların para musluklarını kesmesi olduğunu ifade ederek, “Hocanın gelir gelmez suçlarını size söyliyeyim. Birinci suç: Et mafyasıyla savaş yaptık. Öyle Emine Fadime’ye kafa takmayın. Savaşın başladığı tarihi anlatıyorum. Köpek etlerini bu millete et diye sattılar, köpek mamalarını . Biz geldik 1 gr. etin ithalatına izin vermedik. Yasak getirdik yurt dışından et girmeyecek yurt içine. Benim köylümün hayvanları satılacak. Bu suç mu? İşte suçumuz bu. Medyadan tanımayın bizi. Bizi bizden tanıyın. Sizin için bu vatan için kendimizi feda ettik. Hükümet devrildi Anasol meeeee hükümeti ilk kararıdır bunlar milliyetçi ha. İlk kararı yabancı et serbesttir gümrükler sıfırdır, sıfır kuruş. Hormonlu etler, deli danalar, İngiltere’nin çöpe atacağı deli danalar Türkiye’ye geliyordu. Yasak ettik gidince serbest ettiler. İki, ilaç sanayi bize savaş açtı. Gelir gelmez samimi söylüyorum doktor belediye başkanımız, hocamız. Hastaya 3 ilaçtan fazla yazmak yasak. İlaçları indirdik. Necati Çelik benim sınıf arkadaşımdır, rahmetli çalışma bakanımız. 1 ayda devlet bütçesine bu Eczacıbaşıların oyunuyla aldığımız tedbirle geçmiş oyunlarını bozduk, yüzde elli devlete para kaldı, hastalarımız da daha iyileşmeye başladı. Aynı formüllü ilacın 10 tanesini yazıyordu hastaya, kobay. Hasta gözden gidiyordu doktora, böbrekten çıkıyor kapıdan. Biz gittik yeniden aynı ilaçlar 5’ten 10’a çıktı. Suçlarımız bunlar. Başka. Kumar mafyası bize savaş açtı. Neden? Kumarhaneleri Türkiye’de yasak eden ona oy veren bundan dolayı Allah’a hamd eden eski bir milletvekili kardeşinizim. Türkiye’de ilk defa kumar mafyasına savaş açtık. Kumarhane yok, kumar yok Türkiye’de.” şeklinde konuştu.
Refahyol hükümetinin düşürülmesi için milletvekillerine milyon dolarlar ödendiğini kaydeden 28 Şubat mağdurlarından Şevki Yılmaz, dava adamları olarak davalarını satmadıklarından siyasi yasaklılar arasına girdiklerine vurgu yaparak, “80 milyon para dağıttılar milletvekili transferi için. Davamı satsaydım o gün 5 milyon dolarım vardı. Hem de tadbir gereği istifa et de dedi Hocam, parti kurtulur zannıyla. Partimden ağlayarak dilekçeyi hocam yazdırttı imzaladım. Hasan Hüseyin Ceyhan, Halil İbrahim Çelik 3 tane kardeşimiz. Belki Anasol hükümetine oy verseydik bize kızmazdınız. Mahkemeleri var, yüzlerce idamdan yargılanıyor, mecbur kaldı derdiniz ama satılmadık. Vatan hasreti çektik, ana baba hasreti çektik, satılmadık Elhamdülillah. Allah’a şükürler olsun.” dedi.
Anasol-D hükümetine Anasol meeeee yakıştırmasında bulunan Rize Eski Milletvekili Yılmaz, devletin şer odaklarının devleti nasıl soymaya çalıştığını, çıkarcı grupların nasıl mazlumun hakkını gasp ettiğini örneklerle aktarırken ihale mafyasına da dikkat çekerek, şunları kaydetti: Başka; ihale mafyası karşımıza geçti, ihale. İlk defa Başbakan Erbakan Türkiye Cumhuriyetinde ihaleleri canlı yayın televizyonla yaptı. Hani yolsuzluk yaptık. Canlı yayın şeffaf yani. Etibank’ı 185 milyon dolara sattık o günkü parayla. Cavit Çağlar ve ekibi aldı. Biz indirildik Cavit Çağlar ekibi teminat mektubunu yakıyor, bak bak. Aynı firmaya Anasol meeeee hükümeti tarafından 155 milyona peşkeş çekildi. Teminat mektubu yakılıyor 155 milyona peşkeş çekiliyor. Parayı ödedi mi? Vallahi ödemediler. Devletten kredi aldılar krediler battı. Suçlarımızı bizden öğrenin. Millet adına bu kavgaları verdik. Çok suç var da vaktim yok. Şeref tacı suçlarımız Elhamdülillah. Başka; medyanın 3 tane musluğunu kestik. Kavgaların sebebi bunlar. Niçin kuduruyorlar şimdi Reis’e. Çünkü medyanın eskisi gibi kontrol elinde değil. Akıllı davrandı Reis, Kasımpaşalı. Şu anda medya kontrol elinde değil. Askerimizi aldatamıyorlar, ordumuzu kandıramıyorlar, ihtilale hazırlayamıyorlar. Eskiden iki televizyonumuz var, 12’si onların. Yalan yalan. 2 tane doğru, 12 tane yalan olur mu ya. Propoganda. Eskiden böyleydi, şimdi yok. Geçti borun pazarı. 3 musluğu kesti Hoca. Bir, kredi musluğu kesti. Bir lira kredi alamadılar devrimizde. İki, reklam musluğunu kesti. Halk Bankası, Ziraat Bankası’nın reklama ihtiyacı var mı? Üç, promosyon musluğunu kesti. Yasa çıkardık. Esnaf kan ağlıyordu. Rizeli esnaf bilir. O günkü medya çatal satıyor, kaşık satıyor, televizyon satıyor, radyo satıyor reklamlarla. Dedik ki hayır ey medya ya bohçacılık yapacan, ya medyacılık. Ve karşımıza geçtiler, savaş açtılar.
En mühimine geçiyorum çok var da. Faiz, tefeci mafyasına savaş açtık. Asıl savaş orda başladı.Hatta Erbakan Hocama geldi generaller. Dediler 20 tane helikoptere ihtiyacımız var. 18 milyon dolarlık teklif bunu hemen onaylayın. Hocam cevap vermedi. Bir ay geçti, iki ay geçti, üç ay geçti. Zaman kazanıyor. Ve bir gün dedi ne oldu? Sizin 18 milyon dolara dediğiniz helikopterler uçuşa yasak helikopterler dünyada. Depolarda çürüyorlar. Askerimi düşünmem lazım. Ben yeni teknolojiyle, yeni çıkan şu helikopterleri 9 milyon dolara buldum siz 18 diyorsunuz kabul etmiyorum dedi ve onlar da bu şebekenin yanına geçtiler. Ve o helikopterlerin hepsi düşmüştür kardeşlerim. Anasol-D’nin aldığı meeeee’nin aldığı o helikopterler düşmüştür ve nice albayımız, askerimiz şehit etmiştir. Savaşta düşmedi uçarken düştü. Vatandaşı düşünmek suç oldu memlekette. Halkımızı düşünmek suç oldu. Erbakan Hocamızın ilk genelgesini belediye başkanımız yarın sorsun dosyanızda var. Kamu İktisadi Teşekküllerinin hepsinde var. Başbakan olduğu hafta. Nedir o?: Bir bundan böyle hiçbir belediye, hiçbir kamu kuruluşu Çaykur gibi paraları özel bankalara yatıramaz, yasak edildi. Gidin paralar bundan sonra devlete yatırılacak, havuz. İki bundan böyle hiçbir kamu kuruluşu, belediye battım borçlandım diye özel bankalardan kredi alamaz. Para devlete, para devletten. 8 ayda bu hainlerin kasasından ne kadar para attık devletin kasasına biliyor musunuz?
Türkiye bütçesinin yüzde 80’ini. Ne demek bu? Gençler eski Türkiye’yi bilin. Hele üniversitelerde okuyan gençler şu iktidarı en çok sizin desteklemeniz gerekir. Geçmiş Türkiye’yi bilmediğiniz için sizi aldatanlar var. Türkiye Devletinin bütçesinin yüzde 80’i 10 kişiye gidiyordu. Yüzde 20’si de 80 milyona dağıtılıyordu. Neden? Tayyip kardeşimiz yol yaptı, otoban yaptı. Nerden buldu bu parayı? Tabi yüzde 80’i halka dağıttığı için. Faizi yüzde 5’e düşürürseniz başarırsınız. Avrupada hiçbir Avrupalı Müslüman olmadığı halde faize karşı olmadığını söylemeyen bir partiye oy vermez. Ne zaman akıllanacağız? İsterse müftüyü aday etsin, Bekaroğlu’nu, Duloğlu’nu aday etsin önemli değil ki. Gemi nereye gidiyor önemli olan odur. Faize karşı değilsen bu gençlerin yuvasına karşısın, evlenmesine karşısın, aşına, işine karşısı. Faizi bilmiyor musun. Faizle ticaret gece gündüz gibidir. Biri varsa öbürü yok. Ticaret varsa faiz yok, faiz varsa ticaret yok. G25’lerin eskiden G8’di onlar. Gelişmiş 8 ülkenin ilk gündeminde ne var bir bakın. Faizlerin aşağıya düşürülmesi. Avrupada her parti faizleri düşüreni alkışlar. Şu muhalefete bakın. Erdoğan kardeşimiz, Davutoğlu hocamız diyor ki Merkez Bankasına faizi düşür de şu millet rahat etsin, bereket artsın. Merkez Bankasındakini Allah onu ıslah etsin, ahrette nasıl hesap verecek? Allah’ı park diyor, laik. Açın Bakara Süresini okuyun. “kim faizi savunursa bende Resulume savaşa hazır olsun” diyor Allah. Allah kulunun açlığına dahi dayanmıyor. Muhalefet Merkez Bankasını savunuyor faiz diye. Muhalefet Avrupada oy alabilir mi? Faize Hoca savaş açtığı için 28 Şubat oldu. Devlet parasıyla özel bankalar kuruldu. Devletin parasını yüzde 50 ile alıyor. Diyelim Aliağa kar etmiş yüzde 50, Çaykur zarar etmiş. Çaykur’a yüzde 300 ile veriyordu. Bu günlerin kavgasını biz yaptık. Bağkur Genel Müdürü anlattı yeni. Bizim iktidarda Refahyol’da. Açtım dosyayı diyor Bağkur’un borçları neden bu kadar çok. O dönemin CHP-MHP hükümeti yüze 975’le kredi almışlar. Böyle bir kredi duydunuz mu gençler? Yüzde 9 değil, yüzde 90 değil, yüzde 975 ile Bağkur’un aldığı kredi. Hemen gelir borç. 75 milyon dolar alınmış, 100 milyon dolar ödenmiş yine 110 milyon dolar borç var. Çağırdım özel bankayı. Dedim basın toplantısı yapacağım. Bu kredinin arkasındaki hırsız milletvekillerini açıklayacağım. Ya sıfırlayın yada basın toplantısı yapacağım. Korktular, Bağkur’un 110 milyon dolar borcunu sildiler. Biz bunun kavgasını verdik. Devlet parası ile devleti dolandırdılar. Hele şu MHP. Ya yolsuzluk var. Yolsuzluktan, hırsızlıktan şikayet edenin hırsızların arasında işi ne? yolsuzların arasında işi ne?
MHP, Pazar günü banka açmıştır Rize’de, Trabzon’da, Türkiye’de. Pazar günü yahu. Vay vatansever milliyetçi vay. Tabandakiler kurban, onlarla derdim oyk. Taban ile tavan, tencere ile kapak aynı değil. CHP’nin de tabanı MHP’nin de tabanı hepsi aynı bizim gibi düşünüyor. Trafik işaretleriters konduğu için yanlış yere gidiyorlar. Bunları anlayan duyan insan bir daha gider mi? Pazar günü banka açıyor banka. Hırsıza bak ya. Pazartesi dolar değer kazanacakmış haber duymuşlar. Yandaşlarına dolar satmak için Türkiye’de Ziraat Bankası, halk Bankası, Vakıflar Bankası yandaşlarına açılıyor. Sonra o parayı onlara verirken not düşmüşler, bankada gidin bakın. Ne yazıyor o notta. Bu para değer kazanırsa, bu doları alan bugünkü kurdan ödeyecek değer arttığı kurdan değil. Bankaların dolandırılmasını size anlatmıyorum. Hep özel bankalar kasten batırıldı ve bu millete, devlete ödettirildi. Sadece 17 Aralık’ın bu ülkedeki hırsızlığına kadar bir sorun bakın. 2 puan faizler arttı. Çarpın bakın devlet o gece ne kadar daha borçlandı. Kaç milyar dolar? Vatandaşın, ev alanın, taksi alanın artışını ben buradan hesap edemiyorum. Faizci partiye Hans gitmiyor da hasan niçin gidiyor? Hans kadar Kur’an’ı anlamıyor muyuz? Ve bizi de devirdiler. Menderes’in birinci suçu da bu bizim de suçumuz bu. Memleketi halkı sevmek.
İLGİLİ HABERLERİMİZ
Şevki Yılmaz: 28 Şubat Postmodern Değil, Postkurt Bir Darbeydi VİDEO İZLE
Şevki Yılmaz, CHP’nin 6 Ok'u İmanın Şartlarını Yıkmak İçindir