Türkiye'nin hemen her bölgesinde yüksek oranda görülen hastalık için ilk aşamada, BUÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Ana Bilim Dalı Laboratuvarı'nda beş kişilik ekip araştırmalar yapacak. Özel sektör iş birliğiyle de ikinci ve üçüncü aşamalarda genişleyecek proje 3 yıl sürecek.
Deney hayvanlarında en uygun formülasyonun bulunmasından sonra sığırlara yapılacak bağışıklama çalışmalarıyla aşının elde edilmesi hedefleniyor.
"BVD" virüsünün sebep olduğu hastalık, erişkin sığırlarda kısırlık, yavru atma, ölü doğum ve anomalili doğumlara, gençlerde solunum ve akciğer enfeksiyonları, buzağılarda ishal, solunum sistemi enfeksiyonu ve ölüme neden oluyor.
Hayvanlar arasında hızla yayılış gösterebiliyor, insanlara bulaşmıyor
BUÜ Viroloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşı çalışmalarının ülkeler için stratejik olduğunu söyledi.
Türkiye'de hayvan hastalıklarıyla ilgili aşı geliştirilmesinin ivme kazandığını belirten Yeşilbağ, "Buradan hareketle biz de Türkiye'de hastalık oluşturan etkenleri kullanarak aşı geliştirmeye odaklandık. Sığırlarda ölümlere, verim kayıplarına, süt, döl ve et verimi kayıplarına sebep olan 'sığırların viral diyaresi' diye tanımladığımız bir hastalık var. Bununla ilgili başlattığımız projede, Türkiye'de elde edilmiş virüsleri kullanarak, Türkiye'ye özel bir aşı geliştirme yönünde çalışmalara başladık." diye konuştu.
Yeşilbağ, hastalığın büyük ekonomik kayıplara sebep olduğuna dikkati çekerek, "Hastalıkla mücadelede yurt dışından getirilen aşılar kullanılıyor ancak bu aşıların Türkiye'deki virüs tipine karşı yeterince etkili olmayabileceği değerlendiriliyor." dedi.
Yeşilbağ, hastalığın insanlara bulaşma özelliğinin olmadığını ancak hayvanlar arasında hızla yayılabildiğini aktararak, şunları belirtti: "Genellikle sığırları etkilediğini görüyoruz. Koyun ve keçilere de sirayet edebiliyor. Dolayısıyla hayvancılık sektörü için önemli bir hastalık ve Türkiye'de uzun yıllardır var. Biz de uzun yıllardır üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye'nin her bölgesinde, yüksek oranda bulunduğunu bildiğimiz bir hastalık. Dolayısıyla çok gecikmeden mücadele tedbirlerini uygulamaya koymamız gerekiyor. Bununla ilgili etkin yerel bir aşının olması, çok değerli."
"Pazarlamaya hazır bir ürün elde edeceğiz"
Yeşilbağ, aşı geliştirme çalışmalarının sürecine de değinerek, önce laboratuvarda, hücre kültürlerinde virüsle ilgili ön çalışmaları tamamladıktan sonra kobaylarda değişik formülasyonlar deneyeceklerini anlatarak, "Uygun gördüğümüz, güçlü yanıt aldığımız formülasyonu belirledikten sonra asıl hedef türümüz olan sığırlara geçeceğiz ve sığırlarda immünizasyon yani bağışıklama çalışmaları yapacağız. Farklı immünizasyon programları denedikten sonra en uygun kombinasyonla aşının geliştirilmesi yoluna gideceğiz." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Kadir Yeşilbağ, özel sektör uzantısı olan projenin laboratuvar çalışmalarının tamamen üniversitede gerçekleştirileceğini belirtti.
Proje kapsamında tezler de hazırlanacağını bildiren Yeşilbağ, "Münferit çalışmalar, farklı departmanlardan iş birlikleri söz konusu olacak. Çok disiplinli bir çalışmayla ortaya konacak sonuçlar söz konusu olacak. İlk etapta 5 kişilik bir ekiple proje çalışmaları yürütülecek. İkinci aşama olan deney hayvanları aşamasında 8 kişi çalışacağız. Hedef tür çalışmalarına geçtiğimizde ise proje çalışanı sayısı 20'ye kadar çıkacak. Ümit ediyoruz ki bu süreç içinde yeni aşının deneylerini tamamlamış olacağız ve sahaya sürülmeye, pazarlamaya hazır bir ürün elde edeceğiz." açıklamasında bulundu.