Türk Sağlık Sen Rize Şube Başkanı Yaşar Türüt, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Türüt, 14 Mart Tıp Bayramı’nın Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’de iki kule arasına dev bir Türk bayrağı asan Tıbbiyelilerin işgale tepki, milletine sevda ve vatanına bağlılığının bir yansıması olduğunu belirterek, “Tıbbiyeliler bu ruhun kaynağından beslenmektedirler. Türk Hekimi her şartta vatanı için fedakarlığında bulunmaktan asla geri durmamıştır. Şanlı tarihimizin her dönüm noktasında mutlaka tıbbiyeliler, sağlık çalışanları vardır.” dedi.
Tarih boyunca Türk’ün savaştığı her cephede yer alan sağlık çalışanı kahramanların şehitler vererek salgın sürecinde de bulundukları fedakârlığa, çalışma azimlerine tüm Türkiye ve dünyanın şahit olduğunu kaydeden Şube Başkanı Türüt, “Bu gayret herkes tarafından da takdir edilmiştir. Hekiminden hemşiresine, ebesinden sağlık memuruna, sağlık teknikerinden teknisyenine hepimizin gayesi devletimizin verdiği görevle milletimize hizmet etmektedir.
Verilen mücadele ile tam tezatlık içeren bu durumun düzeltilmesi adına yapıldığı söylenen her düzenleme adaletsizlik başta olmak üzere birçok soruna yol açmış, çare olmaktan öte sorunun kronik bir hale gelmesine neden olmuştur.” diye konuştu.
Sağlık çalışanlarının aşırı iş yükü ile şiddet, mobbing, ayrımcılık ve haksızlıklarla yıprandığını ve tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kaldığını belirten Türüt, şöyle konuştu: “Her insanımıza yardım eden, şifa veren sağlık çalışanlarının bugün maruz kaldıkları bu halin düzeltilmesi, yaşadıkları sorunların çözülmesi devletimizin her kademesinde görev yapanların, sağlık hizmeti alan milletimizin tamamını ilgilendiren bir meseledir.
Sağlık camiasının geleceği karamsarlığa itilmemelidir. Bu çözümsüzlüğün sürmesi halinde ortaya çıkacak ağır sonuçların herkesi etkileyeceği muhakkaktır. Artık bu durum salt bir ücret meselesi değil, ülkenin geleceğini ilgilendiren bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bu gözle bakılarak bütüncül bir yaklaşımla meseleye çare aranmalıdır. Bizim beklentimiz maaşa zam şeklinde tek bir ödeme ile kayıpların telafi edilmesidir. Adalet ve hakkaniyet gibi iki kıymetli ölçünün esas alınarak bu durumun gerçekleştirilmesi zaruridir.”
Türüt, “Sağlıkta şiddette ağır cezalar hayata geçmeli, istisnasız tutuklu yargılama getirilmelidir.” İfadelerini kullanarak, “Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının sıfır toleranslı ilan edilmeli ve şiddet uygulayanların kamu sağlık hizmeti acil haller dışında belirli bir süre ücretli olmalıdır. Döner sermaye sistemi çalışan merkezli olarak baştan aşağı revize edilmelidir. Malpraktis davaları hekimlerimiz için pranga olmaktan çıkarılmalıdır. Aile hekimlerimizin ödeme ve sözleşme yönetmeliğinden kaynaklı sorunları çözülmeli, kayıpları telafi edilmelidir. Üniversite hastanelerinde görev yapan personele tayin ve becayiş hakkı gelmelidir. Kamu sağlık hizmetinde görev alan tüm çalışanlar kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Çalışma barışını bozan, ayrımcılığa neden olan tüm düzenlemeler kaldırılmalıdır. Tüm sağlık camiasının mesleki itibarı yeniden kazandırılmalıdır. Devlet şifa dağıtan ellerine sahip çıktığını göstermelidir.
Sağlık-Sen olarak yapılması gerekenlerin ne olduğunu net bir şekilde söylemekteyiz. Bunun için de mücadele vermekteyiz. Günün şartları, havanın durumu, rüzgârın yönüne göre değil, inandıklarımız ve doğru bildiklerimiz üzerine mücadelemizi sürdürüyor ve sürdüreceğiz. Sorunlar yumağında boğuştuğumuz son Tıp Bayramı olması, Sağlık camiasının sorunlara çareler üretilip, çözüm için adım atılması temennisiyle 14 Mart Tıp Bayramımız Kutlu Olsun.“ şeklinde konuştu.