Türkiye'nin dört bir yanından Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Adıyaman'a gelen Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), çok sayıda kişinin yaşama tutunmasını sağladı.
Depremlerin yaşandığı 6 Şubat'tan itibaren ülkenin dört bir yanından Adıyaman'a gelen UMKE personeli, ilk andan bu yana depremzedelerin yaralarının sarılması için gayret gösteriyor.
Balıkesir'den gelen 17. Bölge UMKE personeli Burak Yıldırım, AA muhabirine, daha önce Elazığ ve İzmir depremlerinde görev yaptığını söyledi.
Depremin ardından ekipmanlarını alarak Adıyaman'a geldiklerini ifade eden Yıldırım, "Deprem bölgesine hızlıca ulaşmaya çalıştık. Ekip olarak 11 kişiyi sağ çıkarttık. Şu an vatandaşlarımıza sağlık hizmeti veriyoruz. Keşke daha fazlasını çıkarabilseydik." dedi.
- Kurtardıkları kız çocuğunun kendisine pempe tokasını verişini unutamıyor
Enkazda arama kurtarma çalışması yaptığı sürede unutamadığı birçok anısının olduğunu belirten Yıldırım, "Yan yatmış bir binanın enkazı altında kalan 8 yaşındaki bir kız çocuktan ses aldık. AFAD ekibiyle enkazın içine girdik. Yaklaşık 10 saatin sonunda kız çocuğuna ulaştık. Ambulansla hastaneye götürürken bana 'Abi pembe tokamı benim için saklar mısın? En sevdiğim tokam' demişti. Ben de o tokayı cebime koydum. Hastaneye götürürken babasına teslim ettim. O tokanın hikayesi bende anı olarak kaldı. Babası hayattaydı, annesi hakkında bilgi alamadık." diye konuştu.
Bir binanın enkazından da 93. saatte bir kadından ses aldıklarını anlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "Girilmesi zor bir yerdeydi. Enkaza girdiğimizde gece saat bir buçuktu. Kurtarma operasyonumuz yaklaşık 12 saat sürdü. Teyzeye ulaştığımızda 'Buradayım çocuklarım. İyiyim' dedi. Enkaz altında ulaştıklarımızın bilincini açık tutmak için sürekli onlarla konuşmaya, yaşayacağına dair umut vermeye, umutlarını kaybetmemelerini sağlamaya çalışıyoruz. Canla başla çalışarak enkazdan çıkarttığımız teyze, gün ışığını görünce yüzünde oluşan gülümsemeyi ömür boyu unutmayacağım."
- "Birçok acı hikayeye şahitlik ettik"
Van'dan gelen UMKE 2. Bölge Koordinatörü paramedik Sinan Özgür ise depremin ardından Adıyaman'a 30 kişi, 5 ambulans, 4 UMKE, medikal ve mobil kurtarma aracıyla intikal ettiklerini belirtti.
Kente ulaştıklarında hızlıca binaların enkazında çalışmaya başladıklarını aktaran Özgür, şunları kaydetti: "40 vatandaşımızı sağ çıkardık. Her birinin ayrı bir hikayesi var, saatlerce başında beklediklerimiz vardı. İlk gün çok soğuktu. Can kurtarmak için yağmur altında saatlerce görev yaptık. Birçok acı hikayeye şahitlik ettik. Çaresiz olanları gördüm. Baba enkaz başında kızının, enkazdan çıkmış kadın eşinin çıkarılmasını bekliyor. Böyle hikayelere şahitlik ettik. Herkes enkaz başında yakınının çıkarılmasını bekliyordu. Çok farklı duyguydu."
- Enkazdan kurtardığı 4 yaşındaki çocukla 10 gün sonra parkta oynamış
Rize ekibinden Ümit Berk de Adıyaman'a ulaştıklarında yıkımın büyüklüğünü gördüklerini dile getirdi.
İlk andan itibaren deprem bölgelerine intikal ettiklerini vurgulayan Berk, "AFAD'ın koordinasyonunda bina enkazlarında hızlıca çalışmalara başladık. 15 kişiyi kurtardık. Sağ çıkarttığımızda çok seviniyorduk. 43. saatte 4 yaşındaki Müjgan'ı çıkarttık. Onunla 10 gün sonra parkta oynadık. Benim için unutulmaz bir anı oldu. Allah böyle felaketi bir daha yaşatmasın." sözlerini sarf etti.
Giresun'dan gelen Salim Cenk Gündüz ise deprem bölgeleri için tüm ülkenin seferber olduğunu belirterek, yaklaşık 70 kişiyi enkazdan sağ çıkarttıklarını aktardı.
Van depremini yaşayan sağlıkçılar Adıyaman'da enkazdan 40 kişiyi kurtardı
Van'da 23 Ekim ile 9 Kasım 2011'de meydana gelen depremleri yaşayan sağlıkçılar, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gönüllü olarak Adıyaman'a geldi.
AFAD koordinasyonunda diğer ekiplerle arama kurtarma çalışmalarına katılan Vanlı sağlıkçılar, pek çok kişiyi enkaz altından çıkarmayı başardı.
Adıyaman'da sağlık hizmetlerini sürdüren ekip üyeleri yürüttükleri çalışmaları AA muhabirine anlattı.
UMKE personeli Sezen Onat, Van depremini yaşadıklarını, bu konuda deneyimli olduğunu söyledi.
Depremden sonra yarım saat içinde ekip olarak yola çıktıklarını belirten Onat, "Buraya geldiğimizde çok kötü manzarayla karşılaştık. Böyle büyük bir afete tanıklık etmemiştik ama soğukkanlı olmak zorundaydık. Ekip olarak gördüğümüz ilk enkaza girdik. Diğer ekiplerimizde de diğer enkazlara dağıldı. Yan yatmış iki binanın arasına girerek artçılara rağmen anne babayı çıkardık." dedi.
Daha sonra gittikleri bir enkazda bir kadının kendisine sarılarak "Seni rüyamda gördüm. Benim çocuğumu sen çıkaracaksın." dediğini aktaran Onat şunları kaydetti: "Çok çok duygusal anlar yaşadım ve ağlamaya başladım. Çok büyük emekler verdik ama bir cana dokunmak, her şeye bedel. Onları o şekilde görmek hayatımızın travmalarından biriydi belki ama biz elimizden gelenin fazlasını yaptık. İnsanüstü çaba harcadığımızı düşünüyorum. Islanan formalar üstümüzde kurudu. İki gün boyunca ekibimizden hiç kimse dinlenmeden ve bir yudum su içmeden çalışmalara devam etti. Resmi kayıtlara göre Van UMKE ekibi 40 kişiyi sağ çıkardı. İnşallah böyle bir afeti bir daha yaşamayız ama her şeye hazırlıklı olmalıyız."
Onat, Van depremi sırasında kendisinin nöbette olduğunu dile getirerek "Hastalarımızı hemen tahliye ederek ailemize ulaşmaya çalışmıştık ama Van depremi bu kadar büyük bir afet değildi. Elazığ depremine de gittim, orası da bu kadar büyük değildi. Burası çok farklı. Allah herkesin yardımcısı olsun." diye konuştu.
Unutamayacakları anlar yaşadılar
UMKE ekibinden Ayşe Özeler de deprem haberini aldıklarında kötü yol şartlarına rağmen hızla bölgeye ulaştıklarını işaret etti.
Adıyaman'a varınca enkazlarda çalışma yapmaya başladıklarını belirten Özeler şöyle devam etti: "İlk vakamızda inanılmaz yağmur vardı. İlk çıkardığım vaka, 20 yaşındaki Tuğçe'ydi. Kafasının dışında vücudu enkaz altındaydı. Tuğçe'yi bir saate çıkardık. Unutamayacağım ve asla aklımdan silinmeyecek iki vaka yaşadım. 44'üncü saatte 66 yaşındaki Faysal amcaya ulaştık ve onu sakinleştirdik. Amca sürekli eşinin ne olduğunu soruyordu ama eşini ölü çıkarmıştık. Enkazdaki iki çocuğunun öldüğünü biliyordu. Eşinin de ölmüş olabileceğini tahmin etmiş olmalı ki, 'Eşim ve çocuklarım öldü beni niye çıkardınız?' diyerek ağladı. O durum beni çok etkiledi. Elimizden geldiğince Faysal amcaya yardımcı olduk ama bu görüntü hafızamdan silinmeyecek. Faysal amcayı çıkardığımızda hemen yanında eşinin cenazesi vardı."
Özeler 58'inci saatte ise canlı olduğu ihbarına gittiklerini anlatarak "Çok tehlikeli bir enkazdı, düşme tehlikesi vardı ama kesinlikle oraya girmemiz gerekiyordu. Önlemler alındıktan sonra içeriye girdik, 27 yaşlarında bir kadındı. Kendisi, eşi ve çocuğuna sarılmış halde sıkışmışlardı. Onu çıkardığımızda, 'Eşim ve çocuğum nerede?' dedi. 58 saat boyunca eşi ve çocuğuyla ölüm halinde kalmış, yaşamaya çalışmış ama beraber olduğunu anlayamamış. Fatma, asla unutamayacağım bir yaralıydı." dedi.