Bayburt'un güvenilir aynı zamanda depremden uzak bir yer olduğunu ifade eden ve bu nedenle Bayburt'un yolunu tuttuğunu söyleyen Çiçek, kapılarını depremzedelere açan bir pansiyona yerleşti. 2 yıl önce Bayburt Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olan Çiçek, "Bayburt'a bu şekilde gelmeyi tahmin etmemiştim, bu şekilde de gelmeyi hiç istemezdim" dedi.
Yaşadığı depremi korkulu gözlerle anlatan Çiçek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "İlk depremde evimiz 1.5 dakika kadar sallandı ama bizim bulunduğumuz yerde yıkım falan olmadı. Yine depremin olacağını söyledi bizimkiler, hava çok soğuktu, bayağı bir kar vardı, dışarıda ne kadar süre bekleyeceğimizi düşündük. İlerleyen zamanda da zaten yine bir deprem daha oldu. O depreme de komşumuzda yakalandık. O anları şu an anlatamıyorum, o kadar hatırlayamıyorum, anımsayamıyorum bile. Çok korkunçtu, sarsıntılar çok büyüktü. Sarsıntılar o kadar büyüktü ki komşumuz bebeğinin üzerine düşüyordu o anın sarsıntıyla. O vakitten sonra dışarı çıktık, dışarı çıkmak da aklımıza o ana kadar gelmemişti. Sarsıntılar, deprem biraz durulunca annem bizi kapıya yöneltti. Anlık panikle dışarı çıktık, her yer kardı. Telefonlarımızla bir yerleri aradık ama hat düşmedi. Sağda, solda yıkılan evleri gördük, gökyüzü kıpkırmızıydı. Dışarıda ne yapacağımızı düşünmeye başladık, zaten dediğim gibi hiçbir yere ulaşamıyorduk. Arabası olan arabasına bindi, olmayanlar ateş yakmaya çalıştı. Bir süre arabada vakit geçirdik. Sonrasında komşumuzun ağılına gittik, koyunlarını satmıştı, şansımıza orada barınabildik. Çadır gelmemişti o süre zarfında, üçüncü günde bizim oraya AFAD geldi. Dediğim gibi ağılda geçirdik birkaç günümüzü çok soğuktu hava, sobada bir tane vardı ağılda büyük olduğu için ısınamıyorduk. Sonra AFAD gelince o ara yiyecek yardımı da geldi. O şekilde dayanmaya çalıştık"
"Ölüleri küçük kardeşim görüp etkilenmesin diye gözlerini kapatıyorduk"
Deprem felaketiyle komşularını, akrabalarını kaybettiğini ifade eden Çiçek, küçük kardeşinin olanları görmemesi için elleriyle gözlerini kapattığını söyleyerek, "Sağda, solda ölüler görüyorduk. Küçük kardeşim görmesin diye gözünü kapatıyorduk, etkilenmemesini istiyorduk. Psikolojik olarak hepimizde hasar kaldığını düşünüyorum. Psikolojik danışmanlık okuduğum için daha deneyimliyim diyebilirim ama can derdine düşmek insana bütün bildiklerini o anlık unutturabiliyor ve insan başkalarına yardım dahi edemiyor. Böylesi bir an yaşadık. En son buraya gelirken 5'inci günde ölülerimiz gömüldü. Üniversite okuduğum şehre bu şekilde gelmeyi tahmin etmiyordum, Bayburt'a bu şekilde gelmeyi de hiç istemezdim. Şimdi aklımız da orada kaldı, ailem de şu an İstanbul'da. Ben İstanbul'da da uyuyamadığım için Bayburt'a gelmeyi tercih ettim biraz daha depremden uzak bir yer olduğunu düşündüm. Şu an Sıla pansiyonda kalıyoruz, ilerleyen günlerde de buradan KYK yurtlarına geçmeyi düşünüyorum" şeklinde konuştu.