"Bugün çoğu insanın adını bile hatırlamadığı itikâf, Ramazan’a has bir ibadet olsa da, başka zamanlarda da yapılabilir." diyen Mehmet Paksu, itikafı anlattı.
Bir Müslüman’ın dışarıyla ilgisini keserek mescitte veya evde ibadet niyetiyle bir süre durması anlamına gelen itikâfın en güzel yaşandığı yer ise Mekke ve Medine’dir. Ramazan umresi vesilesiyle Kâbe’ye, Mescid-i Nebevi’ye gelen Müslümanlar mescitlere yerleşir, Ramazan’ın son on günü kendilerini tamamen Allah’a verirler.
Büyük ölçüde unutulan ve ihmal edilen Ramazan ibadetlerinden biri de îtikâftır. Bir muhabir eline mikrofon alsa da, halk arasında bir soruşturma yapacak olsa, belki çoğu insanın itikâf kelimesini dahi duymadığını fark edecektir.
İtikâf niye unutulmuş olabilir? Hakkıyla bilinmediğinden mi, yoksa bilenlerin vakit ayırıp yerine getirme imkanı bulamadıklarından mı? Her ikisinde de doğruluk payı var, fakat bu ibadetin bir sünnet-i kifâye olduğunu da belirtmek lazım. Sünnet-i kifaye, bir beldede ve bir bölgede mü’minlerin bazılarının yerine getirmeleriyle diğerlerinin üzerinden sorumluluğun kalkması anlamına gelen bir ibadet türüdür.
Gerçekten bugün îtikaf ibadetini yapanlar var mı?
Sayıları az da olsa var. Ben şahsen Ramazan ayı içinde İstanbul’da ve diğer illerimizde îtikâfa girenleri gördüm, bazılarını da duyup öğrendim. Bu açıdan rahat olabiliriz.