Yeniden Refah Partisi Rize İl Başkanlığının aylık İl Divan toplantısı yoğun ilgi ve katılım ile gerçekleştirildi. Toplantıya, STK ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcı Cemil Çolak, MKYK üyesi Samet Şişman, İlçe başkanları, il ve ilçe teşkilat üyeleri katıldı.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren İl Başkanı Mehmet Akif Zerdeci, elektrik fiyatlarındaki zamların görünmeyen boyutlarını da ele alarak çözümlerin neler olacağından bahsetti.
Başkan Zerdeci; “Ülkemizde son 6 ay içerisinde başta döviz kurundaki kontrol edilemeyen artışlar ve şiddetli dalgalanmalar ve hemen akabinde akaryakıt ve gıda fiyatlarında günbegün yaşanan artışlar artık her gelir grubundaki bütün vatandaşlarımızı olumsuz olarak etkilemektedir. 1 Ocak 2022 tarihinde Enerji Piyasasını Düzenleme Kurumu vatandaşın belini doğrultamaz hale getirmiştir. Elektrik faturalarına ‘Kademeli Kullanım Tarifesi’ adı altında çok ağır zamlar yapılmıştır. Yeni tarifeyle; tüm ‘Mesken Tek Zamanlı Alçak Gerilim’ aboneliklerinde yürürlüğe alınan ‘Kademeli Kullanım Tarifesi’ uygulamasıyla önce 5 kilovat saatlik günlük ortalama tüketim limiti konulmuş daha sonra bu kademe 1 Şubat 2022 tarihinde EPDK kararı ile günlük 7 kilovat saate yani aylık 210 kilovat saate çıkarılmıştır. Türkiye’de bir meskenin ortalama 250 kilovat saat elektrik tükettiği bilindiği halde iktidar 1. Kademeyi bilinçli olarak 210 kilovat saatte tutarak herkesi çok daha pahalı elektrik kullanmaya mecbur etmiştir.
Günlük 7 kilovat saate kadar 1. Kademede elektrik fiyatlarına %52 zam, 7 kilovat saatin üstünde günlük tüketime 2. Kademeye ise %125 zam yapılmıştır. Bu iki kademeye ayrılmış zam yöntemiyle iktidar sanki 7 kilovat saat üstüne zam yapılacağı algısı oluşturmaya çalışmıştır. Fakat bu yanılgı uzun sürmemiş ve gerçekler Şubat ayı içerisinde gelen ilk faturayla ortaya çıkmıştır. Vatandaşlarımıza %125 zam gösterilerek %50 zamlı elektrik kullanmaya razı olmaya zorlanmıştır.
Meskenlerde kademeli tarifeye geçilmesine rağmen ticarethanelerde kademeli tarife olmadan doğrudan %50 ile %130 arasında zam yapılmıştır. Dar gelirli milyonların evlerinde kullandıkları elektriğe yapılan zamların ön planda olmasıyla esnaf ve sanayicilere gelen zamlar gündeme gelememiştir. Esnaflarımızın ve sanayicilerimizin ekonomik sıkıntılarda kira gideri, asgari ücret, vergi kalemleri artmışken elektrik faturalarının da bu kadar yüksek gelmesi kepenkleri kapatacak duruma getirmiştir. Böylece yüzbinlerce insan işsiz kalmakla burun buruna gelmiştir.
Enerji olmadan ekonomik faaliyetlerin yapılması, üretim yapılması mümkün değildir. Elektrik fiyatlarına zam yapılması maliyetleri artırarak üretim yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu süreçte öncelikle üretim maliyetlerini karşılayamayan üreticiler üretimini kısacak ve Türkiye ekonomisinin büyüme hızı yavaşlayacak ve işsizlik problemi daha da derinleşecektir.
Artan maliyetlere bir şekilde dayanabilen üreticiler ise elektrik zamlarını doğrudan ürün fiyatlarına yansıtacaklardır. Böylece enflasyon 2022 yılında yüksek seyretmeye devam edecektir. Artmaya devam eden enflasyon karşısında alım gücü yeterince arttırılmayan tüketiciler alış- verişi azaltacak ve buna bağlı olarak ürününü satamayan üreticiler mecburen kısa vadede üretimi kısacaklardır. Ve yine Türkiye’nin büyüme hızı azalacak ve işsizlik tavan yapacaktır.
Sonuç olarak, elektrik zamları domino etkisiyle tüm ülke ekonomisini etkileyecek, makroekonomik göstergelerin tamamı kötüleşecek ve yakın gelecekte süreç içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.
Bu yaşananların nedeni ‘dış kaynaklı küresel enerji fiyatlarında yaşanan artış’ olduğunu hep bir ağızdan tekrar edilmektedir. Halbuki işin gerçeği çok açık ve nettir; yanlış politikalar nedeni ile Türkiye ekonomisi halen enerjide dışa bağımlı durumdadır.
Bugün ülkemiz elektrik ihtiyacının %33'ü doğal gaz, %17’sini hidroelektrik %15,6’sını yerli kömür,%15,2’sini ithal kömür %13,6’sı rüzgâr ve güneş santrallerinden elde etmektedir. Yani, elektrik ihtiyacımızın neredeyse %50’si ithal edilen kaynaklardan üretilmektedir. Dolayısıyla olası döviz kuru artışları Türkiye’de elektrik üretim maliyetlerini anında arttırmaktadır. Küresel olarak enerji fiyatları artmaktadır ama aynı zamanda son bir yılda döviz kuru %95 arttığı için elektrik fiyatları Türkiye’de çok daha fazla artmıştır, neredeyse elektrik lüks olmak üzeredir.
Bugün acilen yapılması gereken elektrik zamlarının geri çekilmesidir. Enerji şirketlerine sağlanan devlet desteklerinden imtiyazlardan vaz geçilip acilen 84 milyon vatandaşımıza destek verilmelidir. Bu zamlar nedeniyle elektrik faturasını ödemeyen vatandaşlarımızın kesilen elektrikleri bu kış aylarında ciddi zorluklar oluşturmaktadır. Cihaza bağlı yaşayan vatandaşlarımız da hassasiyetle göz önünde bulundurulmalıdır. Pahalı elektrik nedeniyle üretimin önünde oluşacak engeller ortadan kaldırılmalı, “Tarımsal Sulama Tarifeleri” ve “Sanayi Tarifeleri” devlet tarafından desteklenmelidir. Aksi takdirde, tarımsal üretim dahil olmak üzere önümüzdeki günlerde tüm ekonomik faaliyetlerde azalma başlayacaktır.
İktidar Ülkede kısa sürede, bizimde takdir ettiğimiz savunma sanayisinde millileşme politikasına yöneldiği gibi enerji üretimi konusunda da millileşme politikasını hayata geçirmeli, su havzalarını koruma altına alarak hidroelektrik santrallerin üretimine istikrar kazandırmalı, yerli üretim ekipmanlarla güneş ve rüzgârdan daha çok elektrik elde etme konusunda çalışmaları hızlandırmalıdır. Enerjide dışa bağımlı kaldıkça sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşılması mümkün değildir.
Bir diğer hayati öneme sahip konu ise enerji şirketlerine devredilerek özelleştirilen sektörde denetim mekanizması daha güçlü olarak çalıştırılmasıdır. Hatırlanacağı üzere Isparta ilimizde yaşanan yoğun kar yağışı sebebi ile kentin büyük bölümüne 4 gün enerji verilememiş, milletimiz mağdur edilmiştir. Şehir merkezi 21. yüzyılda karanlığa terk edilmiştir. Bu yaşananlar karşısında durumun sorumluları hakkında hiçbir şey yapılmamıştır.
Özet ve Çözüm olarak;
EPDK tüm dağıtım şirketlerini şeffaf bir şekilde denetlemeli ve raporları kamuoyuyla paylaşmalıdır.
Yaşanan maddi manevi mağduriyetler tam olarak telafi edilmelidir.
Vatandaşa karşı yapılan usulsüzlükler cezalandırılmalı ve tekrarı halinde cezalar katlanmalıdır.
Elektrik altyapısı sanayileşmiş bir ülkeye yakışır seviyede ve elektrikli taşıt kullanımını destekleyebilecek şekilde güçlendirilmelidir.
Elektrik üretiminde öncelik ve ağırlık, dışa bağımlılığı artıran ve ithalat faturasını yükselten doğalgaz, ithal kömür ve petrol ürünlerine değil, başta güneş ve rüzgâr olmak üzere yerli üretim ekipmanlarla yenilenebilir kaynaklara verilmelidir. Su havzaları koruma altına alınarak hidroelektrik santrallerin elektrik üretimine istikrar kazandırmalıdır. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir. Sanayide, tarımda, ulaşımda ve binalarda enerji verimliliğini sağlamaya dönük teşvik ve adımlar hızla atılmalıdır.” dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Cemil Çolak yaptığı konuşmasında “Ülke genelinde her geçen gün partimize olan teveccüh artmakta ve ziyaretlerimiz esnasında esnafımızdan ve vatandaşımızdan duyduğumuz “sizi gördük, artık umudumuz var.” cümlesi Milli Görüşün tek temsilcisi olan Yeniden Refah Partimizin çare kapısı olduğunu gözler önüne sermektedir. Rizemizde yapılan teşkilat çalışmalarımızdan ziyadesi ile memnunuz. Parti çalışmalarında biz teşkilat üyelerine düşen en önemli görev, Muhterem Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan beyin öncülüğünde hazırlanan parti programlarımızı, kaynak paketlerimizi ve iktidara geldiğimizde ülke genelinde ve özellikle ilimizde yapılacak olan üretime dayalı katma değeri yüksek yatırımları esnafımıza ve vatandaşımıza aktarmaktır. Bu çalışmaların neticesinde olumlu geri dönüşler aldığımıza hep birlikte şahitlik etmekteyiz.” dedi.
Daha sonra teşkilat içi eğitim çalışmalarını tamamlayarak sözlerini bitirdi.