Trump dengesiz biri. Cumhuriyetçi! Sabitesi yok. Ne yapacağı belli değil. İlkesiz, çıkarcı, kabadayı. İkiyüzlü. Biden Demokrat! Cumhuriyetçiler aslında daha radikal olurlar. “Ulusal çıkar”larına bakarlar. “Güç onlarda” olunca her şeyi yapacaklarını düşünürler.
Demokratlar “Münafık” karakterlidirler genelde. “Maskeli vicdan” sahibidirler. “Her şey Demokrasi” için, “Özgürlük” için! “Demokrasi” ve “özgürlük” onlar için “makyaj malzemesi”dir, kamuflajdır! Hatırlayın Afrika’ya, Irak’a, Afganistan’a da “Demokrasi” getirmişlerdi. “Özgürlük” dedikleri, “nefsin sarhoşluğuna giden yolda Şeytanın özgürlüğü”dür aslında.
Bana sorarsanız, Trump mı, Biden mi, diye, bu sorunun benim zihnimdeki tercümesi, “ölümlerden ölüm” beğen olur. Ya da bu seçim benim için “celladını seçme özgürlüğü” anlamına gelir. Kerhen destek için, taraflarla yapılacak pazarlıkla elde edilecek imtiyazlara “kerhen bir destek” olabilir belki. Ya da gücünüz varsa yeni bir aday çıkartırsınız ya da direnirsiniz, göç edersiniz!
Demokratlar Eşek ve Cumhuriyetçiler Fil amblemini kullanıyor. Demokratlar eşeğin zeki ve cesur, Cumhuriyetçiler için ise fil’in “güç” ve “onur”u temsil ediyor. O onur da artık “kırmızı fenerli, arka sokakların onuru”. Eşek iyi yol bulur, inatçıdır, Fil hantal. Yara aldı mı şifası zor, engel aşma sorunu var, yaslandığı ağaç devrilirse o da devrilir. Çukurdan çıkamaz. Cüssesinin büyüklüğü ile yıkıp geçmek ister. Eşek de, “aslan postuna bürünmüş bir eşek”. Ziya Paşa’nın dediği gibi “Bed asla necabet mi verir hiç üniforma Zerdüz palan vursan eşek yine eşektir.” Yani “Eşeğe altın semer vursalar yine eşektir. İnsanlık değerinden mahrumsa kişi, kılık kıyafetle, unvan ve makam koltuğu ile değer kazanmaz. O yine aşağılık bir mahlûktur.
Bakalım Amerikan seçmeni bu seçimde filden inip eşşeğe mi binecek ya da eşşeğe “çüş” mü diyecek? O zaman Filler ne yapacak, Mekke-i Mükerreme ya da Kudüs-ü Şerif önlerine fil orduları geldiklerinde, siber orduları ile. Peki şimdi ne olacak!. Evangeliklerin kehanetleri ne olacak! “Yüzyılın projesi ne olacak? Ebabil kuşları, neyle gelirlerse gelsinler, ister Starlink olup göklere yükselsinler, bakarsınız gök taşları ile ya da patlayan güneşin şoku ile çöpe dönüp kendi başlarına yağsın.
Sahi İsrail, Bill Gates ve Elon Musk, CIA Pentagon, FED, IMF, Dünya Bankası, DSÖ, FDI, diğer ABD kurumları ne yapacak?
İster Trump seçilsin, ister Biden (Zaten büyük bir farkla kazanamayacaklar ve zaten katılım çok düşük ve şaibeli olacak) ABD’de ve ABD’nin etki alanı içindeki ülkelerde ve Dolara bağlı ekonomilerde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Amerikan seçimlerinin sonucu Asya’da, Avrupa’da, Ortadoğu dedikleri coğrafyada ve tabi Türkiye’de çok yakından göreceğiz.
Bu seçimlerden FETÖ de etkilenecek. PKK da etkilenecek. Muhalefet de etkilenecek. Kim gelirse gelsin, bu bölgede ekonomik, siyasi ve iktisadi hareketlilik artacak.
Dünya derin devleti, yenidünya düzeninin liderlik ve yöntem ve nihai hedefi açısından artık bir karar verecek. Ya kendi aralarında uzlaşacaklar ya da vekâlet savaşları açık çatışmaya dönüşecek.
Türkiye bu süreçten çok yakından ve sıcak bir şekilde etkilenecek. Bu süreçten kim nasıl etkilenirse etkilensin, Türkiye etkilenenlerden de etkilenecek. İran, Rusya, Çin, AB, İngiltere’de bunun yansımalarını göreceğiz.
Bir görüşe göre, Trump gelirse, kısa vadede lehimize, orta vadede aleyhimize olur. Biden gelirse kısa vadede aleyhimize, orta vadede lehimize olur. Ama belirsizlik olursa, Türkiye için de belirsizlik söz konusu olur.
Sanırım Amerika’daki bu belirsizlik, “Dolar operasyonu” ve “Great Reset” senaryosunda ertelemeye sebep olacak. Çünkü bugünden bakıldığında Amerika’da durum her türlü operasyona ve provokasyona açık. Bütün lobiler aktif. Madem Amerikan seçimleri tüm dünyayı etkileyecek, o zaman tüm dünyadaki unsurlar da süreci etkilemek için devredeler.
2021 gerçekten tarih olarak bir milad olma özelliği taşıyor. Bizler bu anlamda tarihin yaşayan tanıkları konumundayız. Bu süreç, Türkiye ile birlikte, Irak, Suriye, Doğu Akdeniz, Ege (Adalar Denizi), Karadeniz, Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Ukrayna, Belarus, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, İran, Arap Yarımadası ülkeleri, Sudan, Mısır, Libya, Kıbrıs’ın geleceğini de yakından etkileyecek. Buralardaki ABD ile yakın temas ya da bu değişimden etkilenecek, ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel, sivil unsurlar da değişim sürecinde konumlarını yeniden belirlemek için daha aktif hale gelecekler. Bunun yansımalarını şu günlerde piyasada ve Ankara’da göreceksiniz. Ankara da bugüne kadarki propagandaya dayalı algı operasyonları ile bu işin uzun süre bu şekilde yönetilemeyeceğini görecektir. Bu tür uygulamaların en kötü yanı, başkalarını inandırmaya çalıştığınız şeye önce siz inanırsınız ve bu da gerçekleri görmenizi engeller ve tedbir almakta geç kalırsınız.
Siyasiler, STK liderleri, cemaat liderleri, bürokratlar, iş adamları, keşke bazen kendi parasını verdikleri müşavirler ya da medyanın, uluslararası lobilerin gözlerinin önüne gerdikleri perdeyi aralayıp dışarıya çıplak gözle baksalar, kulaklıklarını çıkartıp dışarıdaki dünyanın sesine kulak verseler.
Ama hepimiz bir gün acı gerçeklerle yüzleşeceğiz. Ama çoğumuz için artık çok geç olacak.
Halkı kandıranlar önce kendilerini kandırırlar. Ava gidenler avlanabilirler. Bu gerçek ABD’de, Çin’de de, Avrupa’da da, Türkiye’de de böyle. Oysa saf gerçek herkes için en iyi olanıdır. Selam ve dua ile.