ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'nın (NSA) dinleme operasyonu küresel krize dönüşmek olmak üzere. Bir ülkenin ulusal güvenliğinin çok ötesinde, yeryüzünde neredeyse kim varsa dinleme kapsamına alınması hatta ABD'nin kendi vatandaşlarını, şirketlerini, askeri birimlerini, generallerini, liderlerini, bankalarını takip etmesi nasıl açıklanabilir?
ABD resmi yönetiminin ötesinde bir derin yapı, ABD'nin ekonomik ve siyasi gücünü kullanarak dünyayı avucunun içine almış.
Eskiden bireyler, örgütler ve düşman kategorisine alınanlar dinlenir, izlenir, takip altına alınırdı.
Şimdi devletler, liderler, dost ülkelerin de her hareketi kontrol altına alınıyor, izleniyor, raporlanıyor. Sadece devletler, siyasiler değil, liderler, şirketler, toplantılar, uluslararası sempozyumlar, medya organları, çokuluslu toplantılar, Birleşmiş Milletler'in organize ettiği büyük ölçekli oturumlar hatta G-20 zirveleri de dinleniyor.
Bütün bunlar, NSA'nın son dinleme skandalıyla ortaya çıktı. Böyle bir yapının ABD Başkanı Barack Obama'yı da dinleyip dinlemediği soru olmaktan bile çıktı.
Bir derin istihbarat yapısı, neredeyse gezegeni kontrol altına almış, başka bir güce dönüşmüş, devletleri ve uluslararası sistemi bir kenara itmiş neredeyse dünyayı yönetir hale gelmiş. Böyle bir bilgi gücünü elinde bulunduran bir yapının ülkelere, liderlere, şirketlere neler yaptırabileceğini, ne tür baskılar kurabileceğini, küresel sistemi nasıl yönlendirip yönetebileceğini bir düşünün...
Derin bir kriz, hayal kırıklığı ve şok yaşanıyor dünyada. Latin Amerika'dan Güneydoğu Asya ülkelerine, Avrupa Birliği ülkelerinden bizim bulunduğumuz coğrafyaya kadar herkes birbirine girdi.
Kriz, bir istihbarat krizi, yolsuzluğu olmaktan çıkıp, jeopolitik haritayı etkileyecek, bir çok ülkenin ABD ile ilişkilerini sarsacak, yeni güç yakınlaşmaları oluşturabilecek büyüklükte.
Sadece Asya'ya bakıyoruz: Çin'den sonra Endonezya da ABD'yi protesto etti. Bu durumun sadece güvenlik eksenli ilişkileri değil siyasi ilişkileri de bozacağını açıkladı. Malezya benzer tepkiler veriyor. Hindistan alternatif önlemler almaya çalışıyor. Bütün Asya ülkeleri, küresel dinleme ağının ana üslerinden biri olan Avustralya'ya ateş püskürüyor.
Almanya, Fransa, İspanya gibi Avrupa ülkeleri ABD'ye hesap sormaya çalışıyor ama aldıkları cevap şu: 'Sizin üzerinizden savaş bölgelerindeki terör gruplarını izliyoruz!' Hepsi susup oturmak zorunda kalıyor. Meksika'dan Brezilya'ya kadar müthiş bir öfke var.
ABD'nin dünya genelindeki doksan diplomatik misyonu üzerinden dinleme yapılıyor. Kanada, Avustralya, İngiltere, İsrail, Tayland, Burma, Malezya, Endonezya, Kamboçya elçiliklerinde dinleme istasyonları var. Bütün Asya istihbaratı Avustralya ve Tayland'dan organize ediliyor.
Avrupa'daki hemen bütün ülkelerdeki ABD misyonları aynı zamanda dinleme üsleri. Otuz beş dünya liderinin dinlendiği açıklandı. Siz bütün dünya liderleri diyebilirsiniz buna.
Dünya Bankası, IMF, Birleşmiş Milletler, Papa, Amerikalı siyasi ve askeri yetkililer... Neredeyse liste dışında kimse yok.
Bireyleri kendi ülkeleri zaten dinliyor. On yıllardır ABD de dinliyor. Ama bu sefer müttefikler birbirine kazık atmaya, birbirinin altını oymaya başladı. Adamlar 2007'de on bin kişinin katıldığı İklim Zirvesi'ni bile dinlemişler.
Belki de ilk kez bu tür dinleme operasyonu küresel bir hal aldı. Daha önce müttefikler birbiriyle zaten bu bilgileri paylaşıyor, ortak operasyon yapıyordu. Ama bu sefer müttefikler birbirini dinlemeye başladı. Müthiş bir güvensizlik dalgası yayıldı. Bu krizin sonuçları elbette olacak belki de ülkeler ve bölgeler arası ilişkiler bir daha eski haline gelecek şekilde onarılamayacak.
Deniz altına, okyanus altına uyuyan robot dinleme dronları yerleştireceklermiş. Bunlar yeri geldiğinde yüzeyi dinleyeceklermiş. Ya da su üstüne çıkarıp o bölgeyi takip edeceklermiş! İnsansız casus uçakları bu sefer de denizaltında!
Bir şeyi farkettiniz mi? Dünya bu skandalla sarsılırken Türkiye'de konu gündeme bile alınmıyor. Kimse doğru dürüst tartışmıyor, sorgulamıyor en azından olayın mahiyetini kamuoyuna yansıtmıyor.
Bu tesadüf ya da ilgisizlik olamaz. Bence Türkiye'de bir 'karartma' yapılıyor. Birileri konuyu Türkiye kamuoyunda tartışılmasının önüne geçmek istiyor.
Belki de sorulacak sorulardan korkuluyor. Mesela; Türkiye bu işin neresinde? Türkiye'nin liderleri, şirketleri, kamu kurumları, stratejik birimleri, askeri yönetimi de dinlendi mi?
Dinlenmediği söylenebilir mi? Başbakan, Cumhurbaşkanı da dinlenen liderler arasında mı?
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde, İstanbul'daki diplomatik misyonunda da diğer ülkelerdeki gibi dinleme istasyonu, operasyon merkezi var mı? Buradan kimler dinleniyor, Türkiye nasıl takip ediliyor?
Son günlerde Rus istihbarat uçaklarının ardı ardına Türk hava sahasının kıyılarında dolaşmasıyla son skandalın bir alakası var mı? Edward Snowden'ın Rusya'ya verdiği bilgilerle bu uçakların hareketi arasında bir bağ var mı? On yıllardır Türkiye üzerinden operasyon yapan ABD dinleme istasyonları bugünlerde ne yapıyor?
Bu kadar gürültü arasında Türkiye ile ilgili hiçbir bilginin sızmaması, Türkiye'nin tartışmanın tamamen dışında tutulması çok rahatsız edici. Gerçeği bizlerden fena halde saklıyorlar!
Büyük dinleme skandalının Türkiye ayağına ilişkin ipucu, Başbakan'ın ofisinde bulunan böceklerdir.
Buradan yola çıkanlar, dünyayı kasıp kavuran dinleme skandalının Türkiye ayağına ilişkin sarsıcı sonuçlara ulaşacaktır. Konuyla ilgili soruşturma tamamlandı. Bakalım kamuoyu ile ne kadarı paylaşılacak, bizler skandalın Türkiye boyutunu ne kadar öğrenebileceğiz?
Küresel şebekenin Türkiye şubesi, örtülü operasyon unsurları kimlerdir bileceğiz...