Açıla saçıla gidiyoruz bakalım.
AK Partiden Alevi açılımı,
AK Partiden Kürtçe açılımı,
AK Partiden Çetin Altan açılımı,
AK Partiden Nazım Hikmet açılımı,
AK Partiden Yaşar Kemal açılımı..
SPden başı açık aday açılımı..
DSPden Zekeriya Beyaz açılımı,
CHPden Kuran kursu açılımı
CHPden çarşaf açılımı..
Sırada ne var şimdi: CHPye AK Partinin gerisinde kalmamak için önerimdir
-Vahdeddin açılımı yapın,
-Hilafet açılımı yapın
-İmam-Hatip açılımı yapın
-Merve Kavakçıya adaylık teklif edin..
En iyisi Baykal sakal bıraksın..
Yok, yok, CHP grubu topyekun Kocatepeye Cuma namazına gitsin..
CHP yaptığı her işi yarım yapıyor..
Ertuğrul Günaya nisbet olsun diye partilerine aldıkları adamı, İlhan Kesiciyi sıradan bir milletvekili olarak, nazarlık muskası gibi tutuyorlar, bir köşede.. İlhan Kesici konu mankeni olacak adam mı?
Çarşaflıya rozet takıyor ama başı örtülü birini bir ilçeden belediye meclis üyeliğine aday bile göstermiyor..
Biraz AB açılımı yapmaya kalktı, o da yarım kaldı, tutmadı..
CHPnin bu gidişle elinde bir şey kalmayacak. Alevi, Kürt, Nazım, Yaşar Kemal, Çetin Altan..
İdris Küçükömeri, Kemal Tahiri zaten yıllar önce kaybettiler.. Uğur Mumcuya bile sahip çıkamadılar.. Mumcunun karısı CHPde, kardeşi İPde..
Kemalizmi bile Ergenekona, İPe kaptırdılar..
CHP merkezde mi, solda mı belli değil.. Ama Türkiyenin en muhafazakar partilerinden biri olduğu muhakkak. MHP ile paralel bir çizgiye kaydı.. Resmi ideoloji dayatması ile, demokratikleşmeye karşı duruşu, Ergenekonun avukatlığına soyunması ile, para militer, faşizan bir çizgiye savruldu sanki!
Sonunda Erdoğan yaptı yapacağını ve Anayasa değişikliği kartını açtı!
Bakalım CHP bu işte nerede duracak?
AK Partinin teklifine Hayır demekle mi yetinecek, yoksa alternatif bir teklifle mi çıkacak ortaya!
Göreceğiz.
CHP artık ne olduğuna, ne olmadığına bir karar vermesi gerekir..
Muhalefet etmek, her şeye hayır demek değil. Siyaset seçimden ibaret bir iş değil, militan bir siyaset anlayışı ile sadece meydan okumak siyaset yapmak demek değil..
CHP ne istediğini ortaya koysa.. Kendi içinde bölünmüş, kendi içinde çatışmamak için herkesle kavgalı, herkesi eleştiren, herkese karşı çıkan, başkalarını eleştirdiği konularda bile kendi içinde sorunlar taşıyan, çelişkili, tutarsız, marazi bir ruh halinin yön verdiği bir hareket görüntüsü CHPyi siyasetin tabii mecrasının dışına savuruyor..
CHPliler çağın dışına savrulduklarını henüz fark etmediler. Hâlâ 1. Dünya savaşı yıllarında oluşan, bugün geçerliliğini yitiren kavram ve kurumlarla 21. YYın dünyasını açıklamaya çalışıyorlar. Çağdaşlığı dillerinden düşürmeseler de, gerici bir tutum içindeler..
Bu gidişle bir gün Ergenekon gelir CHPnin kapısına dayanırsa şaşırmamak gerek..
Daha şimdiden Encümen-i Daniş dedikleri gelip CHPye dayandı.. CHPnin Ankara Belediye Başkan adayı Karayalçın Encümen-i Danişten çıktı! Bu durumda Karayalçının seçim şansı dibe vurmuş demektir.. Encümen-i Danişin Muratların karıştığı şeklindeki açıklaması da Karayalçını kurtarma çabası olarak değerlendiriliyor..
Asıl kızılca kıyamet, Ergenekonun siyasi kadroları ortaya çıktığında AK Parti ve CHPlilerin aynı çatı altında buluşmaları olacak..
Serkil Doryan (Cercil DOrient)dekileri biliyorsunuz.. Aslında AK Partide de yok değiller, AK Partidekilerin bazıları Ergenekoncu, CHPlilerin bazıları Ergenekoncu değil. Arada bu kadarcık fark var!
Nasıl bu çatı altında şeyh ile fahişe aynı kadroda ise, CHPli, AK Parti, MHP, İP fark etmiyor, Hatta Kürt Ergenekonunu da katarsanız, DTPlisi de aynı yekun içinde yazılıp çiziliyor..
Yani anlayacağız, bu işlerde kimin eli, kimi cebinde belli değil..
Siz kavga eden iki kişiyi ayırayım derken cüzdanınız gidiyor. Kavga edenler danışıklı dövüş içindeler.. O afra-tafralı meydan okumalar, küfürler, tehditler, pankreas güreşçilerinin şovunu hatırlatıyor..
Bana sorarsanız Bahçeli niçin MHPnin genel başkanı ise, Baykal onun için CHPnin genel başkanıdır.
Sahi siz Baykalın CHPli olduğunu düşünüyor musunuz?
Lawrance ne kadar Müslüman bir şeyh ise, ya da Zekeriya Beyaz ne kadar DSPli ise, Baykal o kadar CHPlidir.
Açılım devam ediyor. Açıla saçıla gidiyorlar.. Açılın bakalım.. Siyasetin konu mankeni bunlar.. Sandık göründü ya, seçmene selâm gönderiyorlar.. Seçim vaadlerinin çoğu, seçmen avlamak için oltaya takılan yem gibi..
Selâm ve dua ile..