Uzun süredir Azerbaycan üzerine, jeopolitik pozisyonu üzerine, yaşadığı zorluklar ve sahip olduğu fırsatlar üzerine yazılar yazmayı planlıyordum.
Hazar’ın kıyısındaki bu güzel ülke için güçlü devlet inşasının ne anlama geldiğine, bu zor coğrafyada var olmanın, refah ve güç inşa etmenin başarı öyküsüne ve Azerbaycan’ın bunu nasıl başardığı üzerine notlarımı paylaşmak istiyordum.
Yıldızlaşan bir ülkenin bölgesindeki ve dünyadaki var oluşuna tanıklık etmekti amacım.
TÜRKİYE VE AZERBAYCAN: BENZER ZORLUKLAR, AYNI MÜCADELE.
Ancak Türkiye’nin, Ortadoğu’nun ateşli gündemi buna şu ana kadar pek fırsat vermedi. Çünkü Türkiye, bir yandan küresel ölçekte güç hesaplaşmalarının büyük mücadelesini verirken diğer yanda bölgesel ölçekte akıl almaz saldırılara maruz kalıyor ve bizler bu fırtınaya karşı durmaksızın bir mücadele veriyoruz.
Sonra bir baktım ki, Azerbaycan’ı düşünmekle Türkiye’yi düşünmek, birbirinden bağımsız olamıyor. Öyle benzerlikler var ki, iki ülke istesen de birbirinden ayrı algılanamıyor. Bütün analizler, perspektifler, geçmiş ve gelecek hesapları birbiriyle örtüşüyor.
Coğrafyanın kendilerine sunduğu avantajlar ve zorluklar, içeride ve çevrede verilen mücadeleler, refah ve güç inşasına yönelik kararlı duruşlar birbirine çok benziyor.
Türkiye ile Azerbaycan’ı birlikte algılama, iki ülke dayanışmasına güç verme, Azerbaycan’ı da “Türkiye’yi savunduğumuz gibi savunma, Türkiye’yi sevdiğimiz gibi sevme”, “vatan eksenli düşünme”nin esaslarından biri haline geliyor.
ALİYEV DEVLETİ YENİLİYOR, SİSTEMİ DÖNÜŞTÜRÜYOR, MECLİS’İ GENÇLEŞTİRİYOR..
Pazar günü Azerbaycan’da parlamento seçimleri var. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev5 Aralık 2019’da parlamentoyu feshetmiş ve erken seçim kararı almıştı. Bunu neden yaptı? Bu seçimler Azerbaycan için sadece seçimlerden bir seçim mi? Yoksa bu ülkede “yeni ve heyecan verici” bir şeyler mi başlıyor?
Seçimler; Aliyev’in bürokraside, devlet yönetiminde baştan aşağı yenileme yaptığı, kirlenmiş yapıları ve kadroları değiştirip dönüştürdüğü, genç ve iyi eğitimli kişileri önemli görevlere getirdiği, yapısal bir değişim başlattığı, Azerbaycan devlet yapısında sistemik bir dönüşümü harekete geçirdiği bir dönemde yapılıyor.
KADINLAR VE GENÇLERDEN YOĞUN İLGİ. TOPLUMSAL KATILIMIN GENİŞLEMESİ..
Tam da buna uygun olarak parlamento seçimlerine yoğun ilgi var. Aday sayısı çok fazla ve en önemlisi de adaylar arasında kadınların sayısı yükseldi, gençlerin ilgisi ise rekor seviyede. 125 sandalye için 1324 kişi aday oldu. Bunun 299’u kadın. Adayların önemli bölümü genç ve ilk kez siyasete giren isimlerden oluşuyor.
Bir önceki seçimde, 125 sandalyeden 74’ünü kazanarak mecliste en fazla milletvekiline sahip parti olan, Aliyev’in başkanı bulunduğu Yeni Azerbaycan Partisi 123 seçim bölgesinde aday gösterdi ve bunlardan 75’i daha önce seçimlere katılmayan ve genç adaylar.
Görünen o ki, Başkan Aliyev, hem devlet sistemini yeniliyor, dönüştürüyor, yeniden yapılandırıyor hem de parlamento seçimlerine katılımda çok geniş yelpazede bir ilgi alanı oluşturuyor. Büyük bir değişime öncülük, liderlik ediyor.
BİR “MİLLİ DAYANIŞMA” ALANI, BİR ORTAK ÜLKÜ, BİR KALICI İMZA..
Parlamentodan bürokrasiye devleti toplumun geniş kesimlerinin katılımına açıyor, onları teşvik ediyor. Aliyev bir milli dayanışma alanı inşa ediyor. Bu da, Azerbaycan’ı bir sonraki adıma, bir üst lige, daha katılımcı ve güçlü bir ülkeye dönüştürme amacı taşıyor.
Sanırım Azerbaycan’ın kuruluşundan sonraki ikinci büyük adımlar atılıyor. Birçok ülkenin, birçok fraksiyonun, birçok etki çevresinin Azerbaycan’ı sonu gelmez siyasi tartışmalara sürükleyip içeriden zayıflatma, kaynaklarını talan etme, müdahalelere açık hale getirme dönemi kapanıyor.
Aliyev, devletin merkez iktidar alanını güçlendiriyor, savunma kalkanlarına güç veriyor, bölgede ve küresel ölçekte bir Azerbaycan inisiyatifi oluşturuyor, en önemlisi de bu merkezi güç inşasını geniş toplumsal kesimlere yayarak bir “ortak ülkü” haline getiriyor.
MİHRİBAN ALİYEVA: MUHALEFETLE SICAK DİYALOGLAR, DEĞİŞİMİN SEMBOLÜ, TAŞIYICISI OLMAK..
Küresel ölçekte enerji projeleriyle zaten merkezi bir konumda bulunan Azerbaycan, işte bunu devleti ve ülkeyi bir sonraki ölçeğe ulaştırmak için sağlam ve uzun soluklu adımlarla devam ettiriyor. Bunun sadece bir seçim yatırımı olmadığını, çok daha ötesine hazırlık olduğunu düşünüyorum.
İlham Aliyev’in eşi, 2005 yılından beri milletvekili ve aynı zamanda Başkan Yardımcısı olan Mihriban Aliyeva, yumuşak söylemlerle, mesaj ve uygulamalarla bu yeni dönemin sembol ismi, taşıyıcısı oldu.
Mihriban Aliyeva, muhalif kanada karşı yumuşak bir siyasi dil kullanıyor, diyaloglar kuruyor. İlgisini sadece Yeni Azerbaycan Partisi ile sınırlı tutmuyor. Azerbaycan’ın bütün siyasi çevrelerine yakınlık gösteriyor, onları bu değişim alanına çekmeye çalışıyor, bir dayanışma alanı oluşturmaya çalışıyor.
Mesela; rahmetli Ebulfeyz Elçibey’in evini tamir ettiriyor, oğluna destek veriyor, Elçibey’in eşinin cenaze törenlerini üstleniyor, hasta ve ihtiyaç sahibi muhaliflerin yardımına koşuyor, bazılarını Türkiye’ye gönderip tedavi ettiriyor.
ACILAR, MATEMLER ÜZERİNDEN YÜKSELEN, “YILDIZLAŞAN” ÜLKE..
Matemlerle, acılarla dolu bir tarih üzerine bir yıldız ülke yükseliyor. Topraklarının büyük bölümü işgal altında tutulurken, yaralı bir ülkenin büyük mücadelesini izliyoruz.
İdeolojiler, siyasi kimlikler, muhalefet arayışları ve projeleri elbette çok çok önemli. Demokrasinin zorunlu unsurları. Ama bu küresel fırtına çağında, “merkez”i korumanın, güçlendirmenin her şeyden önemli olduğunu öğrendik.
Merkez iktidar alanı zayıfladığında muhalefet de ideolojiler de birer operasyonel unsura dönüşüyor ve o devleti içeriden kemirip tüketiyor. Bunu coğrafyamızda o kadar görüyoruz ki.. Türkiye’nin mücadelesi bize bu alanda çok şey öğretti.
GURUR DUYACAĞIZ..
Azerbaycan, “devlet olarak” en güçlü zamanlarını yaşıyor. Ve görünen o ki; yakın gelecekte kıskanılacak ölçekte bir güce dönüşecek. Parlamento seçimlerinin çok ötesinde bir duruma, yenilenmeye, değişime ve dayanışma arayışına tanık oluyoruz.
Kafkaslar’da, Hazar kıyısında yıldızlaşan bir ülkeyi izleyeceğiz.
Ve gurur duyacağız..