Ahmet Hakan’ın burnu gerçekten kırıldı mı?

Hasan KARAKAYA

Her hafta olduğu gibi, geçen hafta da hayli hareketli günler geçirdik...

10 Ekim Cumartesi gününün sabahında, yani “saat 10.04”te, Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük terör saldırılarından biri meydana geldi ve “102 vatandaşımızı” kaybettik...

Birçok televizyon ve gazete, bu katliamı “DAEŞ terör örgütü”nün üzerine yıkmaya çalıştı... Böylece, “PKK terör örgütünü aklamak” gibi bir gayretin içine girdiler...

Oysa, DAEŞ olsa ne yazar, DHKP-C veya PKK olsa ne yazar?.. Onlar piyon, onlar taşeron!.. Asıl azmettiren kim veya kimler, kabul etmek gerekir ki; onlar otaya çıkarılmalı!..

Selahattin Demirtaş’ı “cici çocuk” gösterme, “PKK terör örgütü”nü de “aklama” ihalesini “Aydın Doğan Medyası” almış olmalı ki; Ahmet Hakan; Mirgün Cabas ve Şirin Payzın’ı çoktaan solladı!..

Onlar; terör örgütlerine “terör örgütü” diyemiyorlardı. Ahmet Hakan ise; doğrudan “kendisi” değilse bile, ekrana çıkardığı konuğuna söyletti söyleyeceğini;

“PKK terör örgütü değildir...

Silahı da olan siyasal bir harekettir.”

Evet, evet;

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi; Ahmet Hakan tarafından Aydın Doğan’ın televizyon kanalı “CNN Türk ekranı”na çıkarıldı, orada söyledi “PKK terör örgütü değildir” sözlerini!..

GEREKİRSE ATACAKSIN!

Kamuoyundan gelen “tepki”ler üzerine, Ahmet Hakan önceki gün cevap vermiş köşesinden;

“Asacak mıyız, şiddete mi maruz bırakacağız, susturacak mıyız, stüdyodan yaka paça atacak mıyız?

Yapacağımız tek şey var:

Onun bu görüşüne karşı görüşümüzü ortaya koymak.”

Yok yaa!.. “PKK’ya övgü” ne zamandan beri “görüş” oldu!..

Bu adamı gerekirse susturacak ve hatta kolundan tutup, tekme-tokat stüdyodan atacaksın!..

Şu hâle bakın;

Ahmet Hakan’ın konuğu olan Baro Bakanı Tahir Elçi’nin; “Silahı da olan siyasal hareket” dediği PKK adlı kanlı terör örgütü, önceki gün Dağlıca’da, biri Yarbay 4 askerimizi, dün de Tunceli’de 2 askerimizi şehit edecek ve bu ülkenin evlatları, Tahir Elçi’nin ağzından çıkan kusmuklara “görüş” diye tahammül gösterecek, öyle mi?..

PARALELCİLER GİBİ!

Tahir Elçi’nin “görüş”lerine(!) “saygı” gösteren Ahmet Hakan’a sormak gerekmez mi?.. 

14 Mayıs tarihli yazında, “Latif Erdoğan!.. Seni şerefsiz ilân ediyorum” diyen sen değil miydin?..

Sen ne zaman “Paralelci” oldun Ahmet Hakan?.. Zira, özellikle Paralelciler; “kâfire karşı hoşgörü, Müslüman’a karşı hoştgörü” gösterirler!..

Demek ki, sen de; Latif Erdoğan gibi bir Müslüman’a “hoştgörü”lü, PKK yandaşı bir adama “hoşgörülü”sün!..

Tıpkı “Paralelciler” gibi!..

 “Müslüman’a şedit, kâfire hoşgörülü!”

Ama, normaldir!..

Aynı Ahmet Hakan’ın “Aydın Doğan’ın CNN ekranları”na çıkarıp; hem “saz” çaldırdığı, hem de “gaz” verdiği Selahattin Demirtaş da, 10 Ekim sabahı, daha “bomba”ların dumanı tüterken “Katil devlet, halkımızı öldürüyor” demedi mi?..

“PKK terör örgütü değildir” diyen Tahir Elçi’nin “safsata”larına “görüş” diyen Ahmet Hakan, acaba Selahattin Demirtaş’ın “kusmuk”larına ne der?..

“Be adam, bu ne sorumsuzluktur, bu ne kin, bu ne nefret ve bu ne öfkedir!.. Bu ülkede sadece Kürt halkı mı var?.. O patlamada sadece Kürtler mi öldü?.. Orada HDP’li de öldü, CHP’li de!.. AK Partili de öldü, Filistinli de!..

Sen nasıl bir projesin, sen nasıl bir robotsun ki, seni  kurup, kumanda edenler ne isterse öyle konuşuyorsun?!?..

Sen bu ülkenin evladı mısın, yoksa ruhunu şeytana satanlardan mısın?”

Evet, Demirtaş’a bunları mı der, yoksa “ayrımcı ve bölücü konuşmalar” yapmasını “görüş” mü kabul eder?..

NİYE TAMPON YOK?

“Görüş” dedim de, izniniz olursa, ben de bir “görüş” açıklamak istiyorum!..

Görüşüm şu:

“Ahmet Hakan gerçekten saldırıya uğradı mı?.. 4 kişi, burnunu gerçekten kırdı mı?”

Biliyorum, soracaksınız;

“Bu ne biçim soru?”

Haklı olmasına haklısınız da, ben de size sorarım;

“Ahmet Hakan’ın dayak yeme görüntüleri nerede?.. CNN Türk, bu görüntüleri niye  yayınlamadı?”

“Ahmet Hakan zihniyetindekiler” değil miydi; “Hani Kabataş’ın görüntüleri?.. Genç hanımın saldırıya uğradığı görüntüler nerede?” diye soran?..

Ben de soruyorum işte;

“Ortada, trafikte seyreden bir otomobilden başka bir görüntü yok!.. Ahmet Hakan, madem ki 4 kişinin saldırısına uğradı, madem ki burnu kırılıncaya kadar dövüldü, o halde hani bunun görüntüsü?!?”

MESUT YILMAZ’IN BURNU!

Durun, dahası var:

“Ahmet Hakan madem saldırıya uğradı, madem burnu kırıldı, o halde burnunda tampon olması gerekmez mi?..

Hani tampon?!?..

Kırık varsa, tampon niye yok?.. Tampon yoksa; kırık, bir düzmece mi?”

Herhalde farkındasınızdır;

Ahmet Hakan, hastaneden çıktığı gün, burnunda “tampon” filan yoktu!..

Bilmem hatırlar mısınız;

Eski Başbakan’lardan Mesut Yılmaz da; 23 Kasım 1996’da, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de, kaldığı otelin lobisinde saldırıya uğramış, burnu kırılmıştı!.. 

Ve hemen, burnuna “tampon” yapılmıştı...

Ama, Mesut Yılmaz; “Ben ANAP Genel Başkanı’yım... Burnumda tamponla gezmem yakışık almaz” filan dememiş,  hatırladığım kadarıyla 3-4 gün boyunca, “burnu tamponlu” gezmişti!..

Onun için diyorum ki;

Ya Ahmet Hakan “fizikî bir saldırı”ya uğramadı, ya da burnu kırılmadı...

Öyle ya;

Burnu kırılsaydı, “kanama”yı önlemek için hemen bir “tampon” yaparlardı!..

“Burunda tampon yoksa, 

Demek ki, kırık da yok!”

Hadi Ahmet!..

Çık da, beni ikna et!..

Bir sol taraftaki pankarta bakın, bir de sağ taraftaki Ayet-i Kerime’yi okuyun. 

Ayet-i Kerime’de de ifade edildiği gibi “Biz barışçıyız” diyenlerin nasıl birer “bozguncu” olduklarını Ankara’daki patlamadan sonra çok iyi anladık... 

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.