Hükümet, kontrolün tümüyle kendinde olduğunu sandığı sırada kontrolü kaybetti.
Bulunduğu yerin en muhteşem yer olduğuna inandığı için frenlere basıyor ve sürekli frene abanan bir bisikletçi gibi bir yere gitmeden bisikletin üzerinde kalabilmek için yalpalanıyor, bisikleti de kontrol edemiyor.
Türkiye’nin dağ gibi sorunlarından hiçbirine el atamıyor.
Ne yıllardır söz verdiği anayasada bir adım ilerleyebildik, ne Kürt meselesini çözebilmek için sosyal hamleler yapabildik, ne Alevi sorununda bir çözüm üretebildik, ne Kıbrıs çıkmazında kendimize bir yol açabildik, ne AB ile ilişkileri düzeltebildik, ne 12 Eylül yasalarını değiştirebildik, ne askerî vesayete göre şekillendirilmiş siyasetin çerçevesini genişletebildik.
Hükümet durdu.
Siyasetini, toplumun taleplerine göre değil Erdoğan’ın Çankaya hayallerine göre biçimlendirmeye uğraşıyor.
Çankaya yolunda devletle iyi geçinmek gerektiğine inandıkları ve artık devlet adına kendileri hesap vermek zorunda oldukları için Uludere katliamı gibi korkunç bir facia karşısında sessizliğe ve medyanın utandırıcı suskunluğuna sığınmaya çabalıyorlar.
Aynı eski dönemin generalleri gibi davranıyorlar.
Gerçekleri halktan saklıyorlar.
Hükümetin böylesine yalpaladığı ve kendi halkından gerçekleri gizlediği bir dönemde ana muhalefet partisinden ne beklersiniz?
Hükümetin yapamadığı ne varsa onların hesabını sormasını, hükümeti kıpırdamaya zorlamasını, kıpırdayamadığında niye kıpırdanamadığını halkına açıklamasını, yepyeni bir anayasa taslağıyla toplumun önüne çıkmasını, yeni yasa önerileri hazırlamasını, Uludere için kendi soruşturmasını başlatmasını, bölgeye temsilcilerini göndermesini.