Geçen günkü yazınızda "Şafii mezhebinden birisiyle evlenme" meselesi sorulmuştu. Ben de aynı şekilde Alevi mezhebinden birisiyle evlenilip evlenilemeyeceğini öğrenmek istiyorum. Çevremde bu sebepten yaşanan bazı farklılıklara şahit oldum. Bir Alevi arkadaşım vardı, bizim gibi oruç tutmazdı, on iki imama inanırdı, cem evine giderdi. Bir de gusül abdesti almadığını duymuştum. Bunlar gibi daha kafamı kurcalayan birçok şey var. Beni bu konuda aydınlatırsanız sevinirim. (Rumuz: Ünlü)
Bir insan hangi mezhebe bağlı olursa olsun, hangi kültürden gelirse gelsin, evleneceğiniz kişinin inanç yönünü düşünüyorsanız, "Müslüman" olması yeterlidir.
"Müslüman olması" derken, şu anda Müslümanların bağlı olduğu dört mezhep vardır. Şafii, Hanefi, Maliki ve Hanbeli. Bunların iman, amel, ibadet ve İslam'ın uygulanması gibi temel konularda müşterektirler. Aralarındaki fark sadece bazı küçük ayrıntılardan ibarettir.
Ne namazları değişiktir, ne oruçları, ne camileri farklıdır ne de aldıkları gusül abdesti. Başta Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olmak üzere on iki imamı birer İslam büyüğü olarak kabul ederler, ayrıca onlara inanmayı iman esasları arasında saymazlar.
Alevilik ise ana hatlarıyla bir mezhep ve tarikat değildir. İslam içinde farklı bir kültür birikimidir, Hz. Ali'nin sevgisini esas alan bir anlayıştır. Müslüman oldukları için, kendilerine özgü farklı bir iman ve İslam esasları söz konusu değildir.
***
Kendi içinde çok farklı Alevilik anlayışı mevcuttur. Bu yönüyle Aleviler değişik yapıya sahip geniş bir kesim oldukları için, aralarında camiye giden de vardır, cem evine giden de. Beş vakit namaz kılanlar, Ramazan orucu tutanlar olduğu gibi, sadece Muharrem orucu tutanlar da vardır. Bu arada en ileri uçta "ateist/Marksist" oldukları halde kendilerini Alevi olarak tanıtanlar da bulunmaktadır.
Temelde bir kızın veya bir erkeğin Alevi olup olmaması evliliğe engel değildir. İslam'a göre evliliğe engel olan nokta, inanç ayrılığıdır. İnanç ayrılığı olmadığı sürece evlilik engeli ortadan kalkar.
Bu arada namaz kılmamak ayrıdır, namazı reddetmek ayrıdır. Kendisini Müslüman olarak tanımlayan namaz kılmadığı halde namazı kabul etmezse, Ramazan orucu tutmadığı ve gusletmediği halde bu ibadetleri inkar ederse bu bir iman problemi olduğundan böyle biriyle evlilik sakıncası ortaya çıkar.
Bunlarla birlikte evlilik, tarafların birbirlerini kabul etmesi, anlaşması ve uyuşması olduğundan herkes kendi inancı, anlayışı, gelenek ve göreneklerine göre hareket ederek karar verirler.
Mutlu bir yuva kurabilir miyim?
Ben 22 yaşında bir genç kızım. Çocukluğum hep sorunlu geçti, hiçbir zaman mutlu olamadım. Ailede şiddet de vardı. Yaptığım her hatadan sonra dövüldüm. Bunlar zamanla bende sinir hastalığı yaptı. En ufak bir şeye sinirlenmeye, insanlara tahammül etmemeye, herkesi kırmaya başladım ve buna engel olamıyorum. Şu anda da 7 aydır görüştüğüm bir erkek arkadaşım var. Sanırım kavgalar genelde benim yüzümden çıkıyor. Söylediği şeyleri hep yanlış anlıyorum, inanmıyorum ama o benim için her şeyi yapıyor. Evlenmeyi düşünüyoruz, ancak ben bu durumu düzeltmeden evlenmek istemiyorum. Ne yapabilirim? (Rumuz: Aylin)
Bu birlikteliğin bir adını koyun, ailenizi de haberden ederek bir ilk adım atın. Bu süre içinde birbirinizi daha yakından tanıma fırsatı bulursunuz hem de beraberliği ciddiye alırsınız. Çünkü 7 ay değil de 7 yıl da görüşseniz evlilik teşebbüsü olmadıkça birlikteliklerden bir sonuç çıkmaz.
Söz veya nişanlılık süreci içinde aile ve yakınlarınızdan da destek alırsınız, yuva kurmanız için size yardım ederler. Karşılıklı olarak birbirinizden beklentilerinizi belirlersiniz. Herkes üzerine düşen görevi yapmaya çalışır. Çünkü evlilik fedakârlık üzerine kurulan bir paylaşım olduğu için senin eksiklerini o tamamlar, onun eksiklerini de sen tamamlarsın.
Bu arada gerekirse ailenizin sahiplenmesiyle psikolojik bir tedavi sürecine de girersiniz. Çünkü üzerinizdeki o olumsuz birikimlerin giderilmesi lazım. Psikolojik bir terapiye ihtiyacınız vardır.