Kapatılacak BİR PARTİ DAHA!
Şimdi ben mi anlamıyorum!
Yani zihni melekelerim mi müsaade etmiyor buna!
Elbette siyasi partiler kapatılmamalı! Tamam..
Her türlü düşünce özgür ve demokratik zeminde haklılığını savunmalı! Tamam..
Hiç kimse dilini konuşmak, dinini, kültürünü, özgürce yaşamak istemesinden dolayı yargılanmasın! Tamam!
Hele bu istekten dolayı asla işkence görmesin, öldürülmesin! Tamam!
Türkiye’nin ortak çıkarlarını savunan, içinde yaşayan tüm halkların özgürce ve refah içinde yaşamasını amaç edinen, gerçek bir demokrasinin tesisi için mücadele eden hiçbir siyasi parti kapatılmasın! Kesinlikle Tamam!
Sonuna kadar katılıyorum.. Katılıyorum!
Ama bölücülüğün bize “demokratik hak arayışı” kisvesi altında yutturulması da neyin nesi?
İşte bunu anlamıyorum. Anlamamakla birlikte aptal değilim fevkalade çakıyorum!
Şimdi gayet düz mantıkla gideceğim!
Öncelikle şunu soralım;
Kapatılan DTP bir siyasi parti miydi? Yerine kurulan BDP siyasi parti niteliklerini taşıyacak mı?
Her iki sorunun da cevabı olarak, gönül rahatlığıyla diyorum ki; Hayır!
Sine-i Meclis’e dönme kararını açıkladıkları daha ilk demeçlerinde, 100’lerce askerimizi şehit etmiş, Türkiye’nin aydınlık yarınlarının önünde takoz olmuş bir terör örgütü ile aralarına mesafe koymadıklarını açıkça ortaya koydular. Çünkü bunlar Öcalan istiyor dağdan iniyor ; Öcalan istiyor Meclis’e geri dönüyor.
Peki terör örgütüyle aralarına mesafe koymayı bırakın, bu örgütle ortak politikalar geliştiren bir parti yasalarımıza göre parti sayılabilir mi? Kapatma kararıyla da sabit olduğu üzere olamaz!
Şunu unutmayalım ki kapatma kararı, 141 delille PKK ile organik bağı ortaya konmuş bir parti hakkında alındı!
Hafızalarımızı yoklayalım!
Tek bir DTP’li şimdiye kadar terör örgütü PKK’nın kurucusu Öcalan’a terörist dedi mi?
Hayır!
İstedikleri alamadıklarında sokakları savaş alanına çevirip, bunun adına da “demokratik hak” dediler mi; Evet!
Çok sevimli Ahmet Türk’ün vekilliği, PKK’ya terörist örgüt diyemeyiz”, “Bize PKK’yı kınayın diyorlar. Kınarsak etkimiz kalmaz” dediği için elinden alınmadı mı? Evet!
Başta Aysel Tuğluk olmak üzere bir çok DTP’liye siyaset yasağı niçin getirildi: Öcalan’a “Sayın” dedikleri ve roj tv de dahil bir çok yerde alenen onu övdükleri için..
Ve en son Meclis’e dönme kararını niçin aldılar “ Sayın Öcalan (!) istedi diye”…
Ayrıca da DTP’liler meclis çatısında hiçbir işe yaramadıklarını açıkça da itiraf ettiler.. Çözüm için her kapısına gidene bunlar İmralı’yı göstermediler mi? Gösterdiler..
Böyleyken daha “DTP kapatılmamalıydı” naraları niye?
Peki şimdilerde neredeyse “Yahu bu adamı niye hapse tıkmıştık” bile dedirtecek kadar masum gösterilmeye çalışılan, işlediği cinayetlerin, katliamların hafızalarımızdan silinmeye çalışıldığı Abdullah Öcalan kimdi hatırlayalım..
PKK’yı kurduğu 1978 yılından yakalandığı yıla kadar, hain emelleri uğruna ne bebek ne arkadaş tanıyan Öcalan, en yakın dostlarını dahi MİT ajanı ilan edip öldürtmekten kaçınmadı. Kürt ırkçılığının baş mimarı bu zat, kundaktaki bebekleri bile gözünü kırpmadan öldürebilmiştir.. Kurduğu terör örgütü binlerce askerimizin canına kastetmiş, binlerce ana evlatsız yüzlerce çocuk babasız kalmıştır. Bu zat yüzünden yıllarca şehit annelerin feryatları, şehit babalarını vakur ağlamaları kulaklarımızdan gitmemiştir..
Peki buna rağmen “DTP kapatılmamalıydı” naraları niye?
Yani derim ki ben şu az aklımla!
DTP ve türevi partilerin varlıkları da bölücülük yoklukları da..
Çünkü bir siyasi partinin amacı ülke içinde yaşayan tüm halkların haklarını aramaya çalışmak olmalı.. Belli bir ırkın haklarını koruma amacıyla yola çıkan ve bu yönde PKK ile ortak hedefler oluşturan bir partinin tek hedefi vardır: Kürdistan’ı kurana kadar, şartların yumuşatılması için zemin hazırlamak..
Ve kimse hariçten gazel okumasın! Hele Avrupa, ve hele Amerika bu işe hiç karışmasın!
Yüreğimizdeki yangını sadece biz biliriz!
MHP’yi ırkçılık yapmakla suçlayanlara sesleniyorum; DTP’nin yaptığı ne peki!
Üstelik istediklerini almak uğruna dağa çıkmayı göze alan, her türlü şiddeti mübah sayan bir DTP’ye göre MHP bebek kadar masum kalıyor..
Bugün böyle oldu!
Kalemim hırçın kalemim barut!
Sustum sustum ama boğuluyorum..
Çünkü Barış ve Demokrasi kandırmacasıyla, tek amacı bölmek olan bir partinin daha kurulmasındaki anlamı anlamıyorum ben!
Anlayan varsa söylesin!