Meydandan izlenim anlatan tüm gazeteciler, "Bu miting Kılıçdaroğlu'nun mitingi" demekteydi. Çünkü duygularını öğrendikleri insanlar, oraya, o yağmur altında Kılıçdaroğlu için geldiklerini söylemekteydiler.
Baykal meydana geldi ve platforma çıkıp halkı selamlamaya başladı. Bu arada ben, stüdyoda "Acaba Kılıçdaroğlu konuşmayacak mı?" gibi bir soru sordum. NTV'de seçim programında moderatörlük yapan Oğuz Haksever, sorumu tekrarladı, sonra "Genelde liderler konuşuyor galiba" dedi.
Ama sorunun cevabı o değildi. Çünkü liderden önce genelde, adaylar konuşma.yapmaktaydı ve Kılıçdaroğlu, İstanbul'da oluşturduğu imajla, konuşma yapmayı en çok hak eden aday durumundaydı.
Nitekim, daha sonra, tüm miting değerlendirmelerinde "Kılıçdaroğlu neden konuşturulmadı?" sorusunun cevabı arandı ve cevapların tümünde "Kılıçdaroğlu'nun CHP'deki liderlik sancısında üstlenebileceği rol"e vurgu yapıldı.
CHP'de bir liderlik sancısının bulunduğu kesin.
Ve Kılıçdaroğlu üzerindeki yoğunlaşmanın önemli ölçüde "Geleceğin CHP lideri" ihtimaliyle alakalı olduğu kesin.
Bu konuda şu iki soru anahtar niteliğinde:
-Acaba Baykal, Kılıçdaroğlu'ndaki cevheri gördü, onu, sağ çıksa bile derin yaralar alacağı, hele kazanılamayacağı gün gibi aşikar olan İstanbul arenasına attı, ki orada yıldızı sönsün, liderliğe oynamasın, düşüncesiyle mi hareket etti?
-Acaba, Baykal'ın, bu şekildeki muhtemel hesabının aksine, İstanbul'da, en azından oyların yükselmesi gibi bir sonuç üretmesi kesin olan Kılıçdaroğlu'na CHP ve sol çevrelerde yapılan imaj parlatma niteliğindeki yatırım, Baykal'ın koltuğunu bir de bu şekilde zorlama amacına yönelik bir parti içi muhalefet hareketi midir?
Her iki sorunun da, Kılıçdaroğlu'na bakışın, "CHP'ye lider üretme kaygısı veya ümidi" ile alakalı olduğu muhakkak.
Çağlayan'la ilgili ilginç bir not, Baykal'a mesafeli duran Alevi kesimin, Çağlayan mitingine yoğun olarak katıldıkları şeklindeydi. (Ruşen Çakır'ın, NTV için miting meydanından yaptığı değerlendirme)
Bu Alevi yaklaşımının, Kılıçdaroğlu'nun, Alevi kökeniyle ne kadar bağlantılı olduğunu söylemek mümkün olmasa da, Alevi kesimin gündeminde de "CHP liderliği" ile ilgili bir sorun bulunduğu muhakkak.
Alevi - Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç, Taraf'ta, Neşe Düzel'e verdiği mülakatta, "CHP'deki çarşaf açılımı"na duydukları öfkeyi dile getiriyor ve "CHP yönetimi değişmek zorunda, değişmezlerle gelecek günlerde baraj altında kalacaklar. Bunu görmeleri gerekir" gibi bir tehdit savuruyor, mahalli seçimlerde partileri değil kişileri desteklediklerini belirterek, "İstanbul'da oyumuz Kılıçdaroğlu'nun" diyor. Demek ki CHP içinde Alevi kesim, liderlik oyununu Kılıçdaroğlu'ndan yana oynayacak.
Baykal'dan kurtulmak!
Bugün, her türlü sol camianın ortak muhabbetinin bu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Gazete köşeleri, "Baykal nasıl devrilir?" sorusunun dramatik cevapları ile dolu.
-Baykal istemezse devrilemez!
Derebeylerinin şatolarından daha müstahkem mevki haline getirilmiştir CHP Genel Başkanlığı, Başkanlığa oturan kişi için, ki o, şu anda Baykal'dır.
Ama bu da, Baykal'ı, CHP'nin ne uzar ne kısalır durumunun sorumlusu haline getiriyor.
Baykal, iktidarın "böyle muhalefete can kurban" dediği bir muhalefetin anası...
Başbakan Erdoğan'ın gündeminde de Baykal'ın liderliği var.
-İktidar olmaya asla niyeti bulunmayan bir ana muhalefet lideri!
-Kim seviyor acaba sayın Baykal'ı? diye sorulsa, cevap bulmak zor.
-Acaba, avukatlığına soyunduğu Ergenekon camiası sever mi? Acaba, "Canım hükümet dururken Baykal'a vurmak insaf mı?" diye soranlar sevgiden mi sormaktadırlar?
Öyle veya böyle... Baykal ismi, artık - ya da çok uzun zamandan beridir, sorun niteliğindedir.
Şimdinin sorusu şudur:
-Kılıçdaroğlu CHP'ye lider olabilir mi? Karizması var mı? Şu sıralar edindiği imaj liderlik için yeterli mi? Yoksa, Erdal İnönü gibi "Dürüst ama liderlik vasfı bulunmayan" bir sima mı? İstanbul'da CHP'nin oylarında sağlayacağı yükselme, Baykal'ın liderliğini zorlamak için yeterli olur mu?
Bütün bunlar sorular...
Mahalli seçimin CHP için başka bir gündem getirdiğini işaret eden sorular...
Yani seçim içinde seçim var. Oyun içinde oyun. CHP içinde CHP.
Bu oyun bir Gürsel Tekin oyunu mu, Kılıçdaroğlu oyunu mu, Baykal oyunu mu?
Bekleyelim göreceğiz.