“Men bende-i Kur’anem eger can darem men hâk-i reh-i muhammed muhtarem
eğer nakl kuned cüz in kes ez güftarem bizarem ez u vez an suhen bizarem”
(Bu canım var oldukça ben Kuran’ın kölesiyim. Muhammed Mustafa’nın yolundaki toprağım! Benden bundan başkaca bir söz nakledenler olursa, Hem onu söyleyenden hem o sözden uzağım” sözleriyle tüm insanlığa hedefini ve gayesini gösteren Mevlana Celâleddin-i Rumi hazretlerinin “Kutlu Kavuşmasının” 741. Vuslatının Yıl Dönümünü millet ve devlet olarak, ona ve öğretilerine duyduğumuz özlem ve hasretle hep birlikte “kutladık”. Mezopotamya ve Anadolu coğrafyasında yaşayan obaların, boyların, kabilelerin Moğolların saldırıları altında aç-susuz, perişan ve kimsesiz kalan insanları; şefkat ve merhamet eli aradığında Hz. Pir’in “GEL” çağrısıyla Pir’in gönül çatısı altına sığınmaları aslında; Din-i Mübin’i İslam’ın ve Pir’in izinden gittiği Efendimizin kanatları altında buluşmaları manasını taşıyordu.
Tıpkı dün olduğu gibi bugün de İslam Coğrafyasında yaşanan yeni istilalara karşı Ecdadının izinden giden aziz milletimiz ve devletimiz; mazluma, kimsesize, çaresize “GEL” diyerek kapılarını açmıyor mu?
Rabbimize hamdolsun ki; mazlumdan yana zalime karşı kıyam etme çizgisinden zerre sapmayan, Devlet ebed-müddet çizgisiyle, Devlet-i Ali’ye Muhammed’i düsturlarıyla yaşayan Necip milletimiz ve derin-kadim devletimiz; dün olduğu gibi bugün de mazlumun sığınağıdır. Naiplerini sadece ve sadece Allah’a (cc) çağıran Mevlana çizgisine rağmen bugün ortaya çıkan sözde “dini” yapıların Moğolları aratmayan ihanetleri karşısında sayın Reis-i Cumhurumuzun uyarılarını sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim. Bakın ne diyordu aziz dostum, kardeşim Erdoğan: “Mevlana bizi en çok maskeyle dolaşan sahte din rehberleri konusunda uyarmıştı. Mevlana uyarısında ne kadar da haklıdır. Öyle alimler vardır ki, vefatlarının ardından asırlar da geçse kendileri ve eserleri unutulmaz. Öyle de alim maskesi takmışlar vardır ki, daha hayattayken kendilerinin de kendilerine bel bağlayanların da foyası ortaya çıkar. Bu aziz millet Hasan Sabbah’lara, sahte peygamberlere, modern Yezitlere karşı hep muhafaza olmuştur.”
Pir’in de arz ettiği gibi söylenen cümle sözler söylendi, kelimeler kifayetsiz kalıyor amma yine de yeni bir şeyler illa söylenmelidir. Bu haftaki yazımızda söylenmiş güzel sözleriyle yolumuzu aydınlatan Mevlana Celaleddin-i Selçuki Hazretlerinin deyiş ve her biri ayet tefsiri mahiyetindeki sözlerini tekrar hatırlatmayı görev addediyorum. Pirimizi rahmetle ve aşağıdaki dersler dolu veciz mesajlarıyla tekrar anıyoruz;
“Elbet biz de biliriz lafı. En inceden dokundurup içini acıtmasını. Lakin kıyılıyoruz ama kıyamıyoruz sevdiklerimize..”
“Bozuk olunca maya. Ne ar kalır ne de hayâ” o halde “İnsan yetiştirme! İnsanı yetiştirecek İnsan yetiştir.”
“İnsanı Ateşi değil kendi gafleti yakar! Herkeste kusur gören, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, O da sana öyle bakar.”
“Bir defa kalp kırmak Kâbe’yi altüst etmekten daha kötüdür. Zira Kâbe’yi Hz. İbrahim (a.s) İnşa etmiş, Gönlü ise Allah yaratmıştır.”
“Kaç kere yoldan dönmüş de olsanız, kaç kere döndürülmüş de olsanız Dünya’nın bütün günahını taşıyor da olsanız, tövbe için hiçbir zaman geç kalmadınız.” “Ne kadar acıdır insanın teselliyi içkide, kumarda araması. Çok mu zor elini semaya kaldırıp Rabbine yalvarması?..”
“Nur ve kemal, helal lokmadan doğar. İlim ve hikmet, aşk ve merhamet helal lokma ile olur.”
“Aşk, büyükler için bal, çocuklar için süttür. Aşk her gemiyi batıran istiap fazlası son yüktür.”
“Allah sevgisi ilimle elde edilir, ilimden nasibi olmayanlar ve akılsızlar bu sevgiden mahrumdur” “Sende nemrutluk var, ateşe atılma, atılacaksan da önce İbrahim ol.”
“Akarsu pislik tutmaz. Sular akıp giderken temizler yatağını. Onun içinde hiçbir kötülük barınamaz. Temizdir çünkü sürekli akar. Cimrilik, mal mülk sahibi olma hırsı kalbi karartır. O insan ki cömerttir, başkalarına yardım eder; kalbinden ırmaklar akar. İnsan akarsu gibi olmalıdır.”
“Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol ki, şefkatinle ısıt yeryüzünü.”
“Allah yeryüzünü zayıf, güçlü bir yığın canlı ile donatmıştır. Ve onların başlarına taç olarak da insanı yaratmış. İnsana ise kaynağı kendinde sonsuz olan şefkat ve merhamet vermiştir ki Allah’ın yarattıklarına karşı sevgi, diğer insanlara saygı duysun.”
“Aç gördüysen doyur, çıplak gördüysen giydir, ağlattığın varsa güldür, yıktığın varsa yap. Kalbinde bir deniz olsun.”
“Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.”
Unutmayalım ki; “Aşk kalpten, dost sırttan vurur. Kalbin iyileşir ama sırtın hep kambur kalır!” nasıl mı?
Anlayana sivrisinek saz!
Anlamayana davul zurna az!
Makamı Cennet, Ruhu şâd olsun!
Selam, sevgi ve duayla
Not: İnşallah bizim de katılacağımız Şubat tatilinde (29 Ocak - 07 Şubat 2014 tarihlerindeki 10 günlük UMRE programıyla) Aşkın ve sevginin merkezine doyumsuz, Nadide bir Umre Ziyareti için müracaat etmenizi tavsiye ediyoruz! (İrtibat. 0553 3700866 ve 0212- 616 9226-0262-4131133)