Bismillahirrahmanirrahıım
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd; Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mü’min kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehid ve Gazilerimize salat ve selam olsun!
Kıymetli kardeşlerim, Ramazan ayı’nın gidişiyle hüzünlendik Şevval’e ve Bayram’a kavuşmakla sevinç duyduk. Vakir geçti ve Bayram’da geride kaldı. Nice Ramazan’lara ve bayramlara sağlık ve afiyetle kavuşanlardan olalım duasıyla, geçtiğimiz yıllarda kaleme aldığımız Ramazan sonrası yazılarımızdan ‘’Asla ‘’Elveda!’’ Demiyoruz!’’ başlıklı yazımızı bir kez daha ilginize arzediyoruz.
“Şimdi sen; Rabb’inin yüceliğini, sınırsız kudret ve kemalini övgüyle an ve secde edenlerden ol! Ve ölüm denilen kesin gerçek kapını çalıncaya dek, Rabb’in Allah’a kulluğa ve ibadete devam et!’’ (Hicr S.98-99) İlahi Mesajı gereği, kulluk görevlerimizin bitişi ölüm anımızdır! Bu sebeple; Ramazan-ı Şerif Ayı’na ‘’veda’’ ettiğimiz şu günlerde, asla kulluk kazanımlarımıza veda etmemeliyiz! Namazlarımıza, kardeşliğimize, hayırda ve iyilikte yardımlaşmamıza, beraberliğimize, birliğimize, dirliğimize, sevgi ve merhametimize asla veda etmemeliyiz!
Sadece Ramazan’da gündüz değil, senenin 12 ayında gece ve gündüz açlıkla, yoklukla ve yoksullukla mücadele eden mazlumlara ve mağdurlara ve Muhacir kardeşlerimize uzattığımız yardım eline asla veda etmemeliyiz! Bayramlara mahkûm edilen akraba bağlarına ve komşu haklarına asla veda etmemeliyiz! Şeytan ve yandaşlarının sigara, uyuşturucu, içki, kumar, fuhuş, faiz, gıybet, yalan, iftira sahtekârlık, şirk, küfür, İnkâr, İsyan vs. tuzaklarına düşen nefislerimizin bu rahmet ve af ayında yaptığımız tövbelerle, dualarla ıslahından sonra tekrar tövbelerimize asla veda etmemeliyiz! Allahımıza verdiğimiz sözlerimize sadık kalmalıyız! Asırlardır ezenler bayram ederken, ezilenler bir gün hatta bir saat bile hiç bayram yapamadılar! Yaptırtmadılar! Zalimler işgallerine, katliamlarına kadeh tokuşturarak eğlenip gülerlerken, mazlumlar hep ağladılar! Ve hâlâ ağlıyorlar!
Filistinlim, Doğu Türkistanlım, Türkmenistanlım, Kırımlım, Arakanlım, Ahıskalım, Afganistanlım, Keşmirlim, Iraklım, Suriyelim, Afrikalım ve diğer mazlum coğrafyamızdaki tüm mazlumlarımız bir asırdır Bayram yapamadılar!
İntikam sahibi Allah (c.c), şimdi zerre kadar bir virüsle zalimlere de, destekçilerine de ve seyirci kalanlara da Bayramı yaptırmadı ve yaptırtmıyor! Dünya tarihinde ilk defa tüm dünya insanlarına ayırım yapılmadan Dünya zindan edildi! Evler, köşkler ve saraylar cezaevine, karantinaya çevrildi (Korona tedbirleri nedeniyle)!
Devrimlerle Allah’ın dinine savaş açmayı bayram ilan edenleri ve yalanlarına aldanmış gafil ve cahil kitleleri bu ihanet bayramlarındaki isyan ve günahlarına ortak etmeye mecbur edenlerinde Totem Bayramlarını kursaklarında bırakan Allah, bayram yaptırtmadı ve yaptırmıyor! Allah’ın izniyle gerçekleşen zerreden küçük Korana saldırısı karşısında yeni belaların gelmemesi ve bu beladan kurtulmamız için Kur’an ile korunmak için İslam Medeniyetine dönüş sözümüze de asla veda etmemeliyiz!
Deccalların ilkesi diye yutturulan ataları mel’un şeytanın, hile ve tuzaklarından kurtulmak için tek çare “Allah’ın ilke ve inkılabı İslam Nizamı’nı inanarak yaşamaktır!” sözümüze asla veda etmemeliyiz! Bu inanç, duygu ve dileklerimle Ramazan Fıtr (Yaratılış gereği Hak ve özgürlük mücadelesi veren mazlumlara, nefislerimize ve nesillerimize sahip çıkış) şuurunu ömrümüze yaymak için gayret edenlerden olalım inşallah.
Allah (c.c) tüm mazlumların zalimlerin sultasından desteklerimizle kurtularak özgürlüğüne kavuşacağı gerçek bayramlara hepimizi kavuştursun! Amiin.
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle...
Selam, sevgi ve duayla...