Ayda bir de olsa yatağa gelmiyor

Mehmet PAKSU

Ben 15 yıllık evliyim. Evliliğimin ilk gününden beri hep sorunlar oldu.

Hepsine katlandım. Boşanmayı çok düşündüm ama bildiğim kadarıyla, Allah'ın en sevmediği amel boşanmak. O yüzden hep sabrettim ama bir sorun var ki sabrımı zorluyor. O sorun da ayda bir defa yatağıma ya geliyor ya gelmiyor. İki oğlum var. Ne yapayım, bilmiyorum. (Rumuz: Mehmet)

Karı koca arasında yaşanan en baş sorun bu. Bu sorun diğer bütün sorunları tetikliyor ve çığırından çıkarıyor. Neredeyse kavgalar hep buradan çıkıyor, ayrılıklar buradan başlıyor.

Cinsel ihtiyaç sadece dünya nimetlerinin değil, Cennet nimetlerinin de ilk sıralarında yer alıyor. Yeme, içme cinsellik ve mesken belli başlı dört Cennet nimeti ve lezzetidir.

Ve insanoğlu en çok bu ihtiyacı karşılanmayınca yoldan çıkıyor, şeytanın tuzağına düşüyor.

***

Evlilik iki şey için yapılır. Birincisi neslin devamı, ikincisi de şehevi duygunun tatmini. Yüce Yaratıcı şehvet duygusunu ve cinsel hazzı neslin devam etmesi için bir "ücret" olarak verilmiş.

Fakat bir kadın "iki oğlumuz oldu, evlilikten beklenen neticeyi aldık" diyecek hali yoktur.

Her kadın ilk günden itibaren eşine "örtü" olmalı, onu zinadan ve zinaya açılan yollardan korumalı, "mahremiyetini" paylaşmalı, "cimriliğe" gitmemeli...

Hiçbir sebep ve mazeret olmadan eşine karşı soğuk ve mesafeli duran bir kadın ahlaken de dinen de aile hayatını sıkıntıya sokma yönünden de ciddi sorumluluk ve vebal altına girer.

***

Olayın insanî ve dini boyutu kısaca böyle. Bir de meselenin duygusal yönü vardır. O da, ta baştan beri eşinizle aranızda yaşanan soğukluğun ve resmiyetin bu kadar büyümüş olmasıdır.

Mutlaka düşünmüşsünüzdür veya zihninizi zorladığınızda aklınıza gelecektir. "Eşim bana karşı neden böyle davranıyor? Sağlıklı bir insan olduğu halde bana neden ihtiyaç duymuyor?"

Acaba sizinle istemeyerek mi evlendi? Şayet böyle bir şey olduysa, bunu telafi etmek için bir emek verdiniz mi? Kendinizi ona sevdirmek için neler yaptınız?

Aranızda tartışma geçtiğinde sert davrandığınız oldu mu, ağır ve kırıcı sözler söylediniz mi? "Boşamayla" tehdit ettiğiniz oldu mu veya ikinci bir evliliği dile getirdiniz mi?

İstemeyerek böyle bir şey olduysa eşinizden özür dileme, gönlünü alma, iltifat etme, bir hediye ile kalbini "tamir" etme gibi "geri dönüş"ler yaptınız mı?

Cinsel hayatınızda sadece "kendinizi" düşünme gibi bir yapı içinde misiniz? Eşinizin bu birliktelikten haz almasına imkân verdiniz mi? Bu hususta Peygamberimiz de "horoz" örneğini vererek uyarılar yapar.

Araya kimseyi sokmadan, derdinizi kimseye açmadan karı koca samimiyeti içinde yeterli bir zaman ayırarak eşinizle bu sorunu enine boyuna bir konuşun, kendi eksiklerinizi sorgulayarak sizden neler beklediğini dinleyin.

Hayatınıza birtakım yenilikler getirin. Meselâ, bazı aktivitelere birlikte katılın. Seyahate çıkın, evin dışında baş başa kalacak fırsatlar oluşturun.

***

Şunu söylemek istiyorum: Bu zamana kadar hep hatayı, kusuru ve suçu eşinizde aradıysanız, bir an için bütün hatayı kendinizde görmeniz halinde nasıl bir durum ortaya çıkar?

En son, olur ya, eşinizin size bile söylemekten çekindiği, sakladığı veya içine attığı cinsel bir sorunu mu var? Bir jinekoloğa, bir psikiyatra, bir psikoloğa götürmeyi teklif ettiniz mi? Çekingen davrandığında, ikna etmek için dil döktünüz mü?

Eskiden ne yaşamışsınız, aranızda neler geçmiş, iyi veya kötü, tatlı ve acı neler olup bitmişse, onların üstüne şöyle bir çizgi çekin. Hayata bugünden başlayın.

Bakalım ne kadar başarılı olacaksınız, kendinizi ne kadar değiştireceksiniz? Dolayısıyla sizdeki bu değişim eşinize ne kadar yansıyacak?

Denemekte fayda var, hiçbir kaybınız olmaz, kazanacak olan sizsiniz.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.