Bank Asya ve Koza.... “İbadet”çi para verir, “ticaret”çi iç eder!

Hasan KARAKAYA

“Medya’daki FETÖ Lobisi, PKK Lobisi’ni sollamış vaziyette!”

İtiraf etmek gerekirse;

Paralelci gazeteci ve televizyoncular; “psikolojik savaş taktikleri”ni, “PKK lobisi”nden çok daha iyi kullanıyor!..

“Fetullah Gülen’in bir gülümsemesine bütün servetimi feda ederim” diyen Akın İpek’in Bugün ve Kanaltürk televizyonlarını bilmem izlediniz mi?..

İki gündür öyle bir yayın yaptılar ki, gören ve duyan da sanacak ki; “Sadece Bugün ve Kanaltürk’e kayyum atanmış!”

Oysa;

 “Akın İpek’in 22 şirketi”nde “dalavere” var ve hepsine “kayyum” atandı!..

Ama dedim ya;

Olayı, sadece “medyaya operasyon” şeklinde yansıttılar... 

Dolayısıyla, kendilerine “yoldaş”lar ve “candaş”lar da buldular...

Selahattin Demirtaş’tan Devlet Bahçeli’ye, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici’ye... Mahmut Tanal’dan Barış Yarkadaş’a, Suna Vidinli’den Can Dündar’a, Hasan Cemal’den Celal Adan’a kadar “hemen hepsi oradaydı!”

Hasılı kelâm, 2 gün boyunca;

Hem “siyaset”ten, hem “medya”dan birçok ismi konuşturdular, “hükümet aleyhinde propaganda” yaptırdılar!..

EKRAN KARARDI, ŞOV BİTTİ

İşin doğrusunu söylemek gerekirse; “Paralel’cilerden nefret” eden vatandaşlar, resmen çılgına döndü... “Bunları hâlâ niye konuşturuyorsunuz?.. Çekin fişlerini!.. Türkiye’nin geleceğini kararttılar, onların da ekranları kararsın!” diye isyan eden o kadar insan vardı ki, bunlara hak vermemek mümkün değil!..

Neyse... Dün, saatler 16.30’u gösterdiğinde; “devlet, devletliğini gösterdi” ve televizyonların “ana kumanda” merkezlerine girip; hem “2 gün boyunca sürdürdükleri şov”a, hem de “48 saatlik işgal”e son verdiler!..

Perde kapandı... Şov bitti...

Ama ben; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, bir de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile “Aydın Doğan tayfası”nın “Paralel’e destek” için “aynı paralelde tavır takınmasını” asla unutmayacağım...

Bahçeli, “İktidardakilerin yapmayacakları delilik yok” derken, Demirtaş, olayı “Mafyavari bir gasp” olarak yorumladı ki; “Türkçü” ve “Kürtçü”lerin “Aynı Paralel”de buluşmaları, memleketimize ve milletimize hayırlı olsun!..

Bugün demeç birliği,

Yarın koalisyon!..

Niye olmasın?!?..

Haa bir de, Paralelciler çağırdığında koşa koşa “demeç” vermeye giden ve adları “Paralel’in Nöbetçi Beyanatçıları”na çıkan Mustafa Kamalak ve Mustafa Destici’yi de kamuoyunun takdirine havale ediyorum!..

BİLİRKİŞİ RAPORU

Hemen hepsi, “Akın İpek’in 22 şirketine kayyum atanması” olayını “Medyaya karartma ve basın özgürlüğünü darbe” olarak yutturmaya çalıştı ama, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı soruşturma kapsamında hazırlanan “bilirkişi raporu”nda, “paraların nasıl iç edildiği” tek tek anlatılmış...

Bakın, ne denilmiş;

l Himmet adı altında finans sağlandı, himmet TL ve altın olarak toplandı.

l Kurum kazancından ödenmesi gereken vergi, muhasebe oyunlarıyla gizlendi.

l Holding, 2011’de 20 milyon lira kâr elde etmiş, ancak 32 milyon lira bağış ve yardımda bulunmuş.

l Yapılan bağış ve yardımlar için alınan yönetim kurulu kararlarındaki isimlere ait imzalar birbirlerinden farklı, yani sahte.

l Koza Holding, hayali altın üretimi yaptı.

l Ortaklar kendilerine ait giderleri, şirketin paralarını kullanarak harcama olarak aktardı.

l Olmayan yatırım için muhasebe kaydı oluşturuldu.

l Hamdi Akın İpek ortaklıktan ayrılmasına rağmen yönetim kuruluna başkanlık yaptı.

l Gümüşhane’deki altın madeni için teşvik alınıyor ama uygulamada yatırım yok.

DAKİKALAR BİLE ÖNEMLİ

Gördüğünüz gibi;

“İpek-Koza Grubu”nda yasalara uygun bir iş yok!.. 

Her şey yamuk, her iş alavere-dalavere!

Böyle bir gruba operasyon yapmayacaksınız da, nereye operasyon yapacaksınız?!?..

Bu operasyonun “tartışılabilecek” bir tek tarafı var; o da, “zamanlama”sı!..

Belki şu denilebilir:

“Keşke seçimden sonra yapılsaydı... Ellerine malzeme verilmemiş olurdu!”

Ama, dikkat edin; Paralel Yapı’dan söz ediyoruz... AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık’ın deyimiyle “Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” olan “Paralel Yapı” ile ilgili bir “girişim”de bulunacaksan, burada; “gün”lerin değil, bazen “saat” ve “dakika”ların, hatta “saniye”lerin bile büyük önemi vardır!..

Buyrun bir yıl öncesine gidelim...

Tarih 31 Ağustos 2014.

O günkü Akit’in manşetinde şu başlık var: “Gülen’den Bank Asya talimatı: Evinizi ve arabanızı satın!”

Gülen, “taban”da “ibadet”le meşgul olan şakirtlerine demiş ki;

“Kirada oturabilirsiniz!.. Arabasız yaşayabilirsiniz!.. Öncelik olarak Bank Asya’yı kurtarmalıyız!.. Gerekirse evinizi, arabanızı satın, başka bankalardan kredi çekin, götürün Bank Asya’ya yatırın!”

Fetullah Gülen’in bu talimatı üzerine, gerçekten de, “saftorik cemaat mensupları”ndan birçok insan arabasını sattı, evini sattı, gitti başka bankalardan “faizle kredi” aldı, götürdü Bank Asya’ya yatırdı!..

Bu “kampanya”ya en büyük desteği verenlerden biri de Hakan Şükür’dü...

Pensilvanya’dan gelen talimat üzerine, “twitleri ikiye katlayan” Hakan Şükür, o günlerde diyordu ki;

“Bu ülkenin tarihini bilen, ülkesini seven kim varsa; zulme ve hukuksuzluğa karşı yarın 1 TL de olsa Bank Asya’ya yatırsın... Seninleyiz Bank Asya.”

Herhalde hatırlarsınız...

Bank Asya’ya 29 Mayıs 2015’te el konulduğu gece, bütün “saftorik hacı ve bacı”lar Bank Asya’nın önüne koşmuşlar, “Cevşen” okumaya başlamışlardı!..

Öyle ya; onlar “saf”tı, “temiz”di, adı üstünde “saftorik”ti... Onlar “ibadet”le meşguldü... Akıllarına “üçkâğıt” gelmezdi... Duvar diplerine çömelirler, banklara otururlar, habire “cevşen” okurlardı!..

Peki; İstanbul Büyükçekmece’deki Tepekent Villaları’nda, “6 odası, 3 salonu” bulunan, “2 milyon dolarlık ultra lüks malikane”de oturup, “1 TL’niz de olsa Bank Asya’ya yatırın” diye twit atan Hakan Şükür ne yapıyordu o sıralar?..

Sabah’tan Abdurrahman Şimşek; 24 Ekim 2015 tarihli haberinde demiş ki;

“O sıralar Bank Asya için twitler atan Şükür’ün aynı dönemde kendisinin ve eşinin hesaplarındaki paraları çektiği ortaya çıktı... 17-25 Aralık sürecinde Gülen Örgütü lehine çalışan Şükür’ün üstelik 17 Aralık’ın birinci yıldönümünü ‘andığı’ 17 Aralık 2014’te bankadaki hesabından 3 milyon 574 bin 936 TL çektiği bilgisine ulaştık... Fakir fukaraya ‘para yatırın’ diye gaz veren Şükür, o gün 15.48’de ‘el konulma’ korkusundan Bank Asya’daki kendi hesabını boşaltmıştı. 

Şükür; beş gün sonra yani 22 Aralık’ta saat 17.53’te eşi Beyda Şükür’e de Bank Asya/Asya Katılım Bankası A.Ş.’deki hesabından 1 milyon 778 bin TL nakit çektirdi. 

Örgütün kandırdığı insanlar yastık altındaki bilezik paralarını Bank Asya’ya yatırmaya çalışırken, Şükür ailesi iki hesaptan çıkan toplam 5 milyon 352 bin 936 TL’lerini çoktan çekmişti bile.”

Gördünüz ya;

“Dakika”ların bile büyük önemi var!..

Zamanında el konulmuş olsaydı, Hakan Şükür milyonlarını çekemezdi!..

ÇEKEN ÇEKENE!

Bank Asya’dan parasını çeken sadece Hakan Şükür ve eşi mi?..

İşte Bank Asya hesaplarının mali incelemesinden çıkan 1 Kasım 2014-15 Şubat 2015 arasındaki 1 milyon 500 TL üzeri para çıkışı hareketleri:

l Zaman gazetesi eski imtiyaz sahibi Ali Akbulut 21 Ocak 2015’te 4 milyon TL çekti... 

l Paralel Yapı’ya yakın NT Kitap Kırtasiye 17 Kasım 2014’te 1 milyon 600 bin TL’yi Alternatifbank’taki bir hesaba gönderdi... 

l Kaynak Holding 20 Kasım 2014’te Yapı Kredi Bankası’ndaki hesabına 2 milyon 100 bin TL’lik EFT işlemi yaptı. Asya Yatırım Menkul Değerler aynı tarihte Halk Bankası’na 3 milyon 400 bin TL aktardı... Kaynak Holding’in Sürat Kargo Lojistik firması, 3 Aralık 2014’te 2 milyon 430 bin TL’lik EFT işlemi yaptı. 

l Fatih Üniversitesi, 27 Kasım 2014’te Ziraat Bankası Ambarlı şubesindeki hesaba Bank Asya’dan 2 milyon 504 bin liralık çek işlemi yaptı. 

l İşadamı Ahmet Said Kavurmacı’nın 4 milyon 116 bin TL, bankanın Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çelik’in de Bank Asya’dan yüksek meblağ para çektikleri görüldü.

Görüyorsunuz  ya;

Tabandaki “ibadet”çiler, Bank Asya’yı kurtarmak için “ev”lerini, “araba”larını, “bilezik”lerini ve hatta parmaklarındaki “yüzük”lerini bile satarken, Hakan Şükür’ler, Ali Akbulut’lar kasayı boşaltmışlar!

Demek oluyor ki;

“Bank Asya seferberliği” başlatanlar, aslında “başka bir katakulli” çeviriyormuş!..

Kendileri “paraları çektiği” için “kasalar boşaldı” ya, millete “para yatırın” çağrısında bulundular ki, “boşluk” fark edilmesin!..

Vay uyanıklar var!..

MELEK HANIM, NASIL BİRİ?

“Bank Asya”da bunlar olurken, siz olsanız “İpek Holding” hesaplarının düzgün, holding yöneticilerinin “dürüst” olduğuna inanır mısınız?.. Ben inanmam... Çünkü ben; bir “Paralelci”nin “düzgün ve dürüst bir insan” olabileceğine asla inanmam!..

Yarın, Allah nasip ederse Akın İpek’in annesi Melek İpek’i yazacağım... Melek Hanım; bakalım ne kadar “dürüst”, ne kadar “hayırsever”miş?.. Bakalım, kimin paralarını, kime dağıtıyormuş?!?..

Yarını bekleyin!..

***********************************************************************

HDP’liler “Yahudi parasıyla Kürtçülük” mü yapıyor?

Dün, Diyarbakır’da bir otelde düzenlediği basın toplantısında “HDP üyeliği”nden istifa ettiğini açıklayan Avukat Mir Sadrettin Karahan demiş ki;

“HDP heyeti; İftira ve Karalamaya Karşı Mücadele Birliği adlı Yahudi lobisiyle görüştü... Bu lobi, İsrail’in önemli bir finans lobisidir... Böyle bir lobiyle bir partinin görüşmesinin amacı ne olabilir?.. Bunu kim organize edebilir?

Bu, Paralel Yapı’nın Yahudi lobisiyle olan ilişkilerini ve bu görüşmeyi bu yapının ayarladığının açık bir göstergesidir.

Bu görüşmeden sonra DAEŞ eylemler yapmaya başladı... 

DAEŞ’in kurucusu MOSSAD yani İsrail’dir!.. 

Böyle bir ortamda, bir siyasi partinin böyle bir lobiyle görüşmesi hayli manidardır!”

Mir Sadrettin Karahan, bir ilginç söz daha sarf etmiş: “HDP’nin 80 milletvekilinden 62 tanesi Kürt değil, Türk Solu’ndandır!”

Ve devam etmiş:

“HDP bir Kürt partisi değildir. HDP, Kürt kültürünü kendi siyasal amaçlarına araç olarak kullanıyor. HDP’nin amacı Kürt halkının sorunlarını çözmek değildir. HDP Kürtlerin değil, marjinal sol grup ve paralelcilerin isteklerini yerine getiren bir partidir!..”

Daha fazla söze hacet var mı?..

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.